Aspurçe’nin Hamilelik Günlüğü: 18. Hafta

Yeniden Merhaba Kadıköy Anneleri ve Hamileleri,

Sizinle hikayemizi paylaştığım günden beri bizim hikayemizde bir çok yenilik oldu. Oldukça heyecan verici, bir o kadar da göz korkutucu. Öncelikle artık Kadıköy hamilesi değilim, orda yaşamasam da iki ayrı hanede sevdiklerim yaşamaya devam ediyorlar ama.

Eşimin işi nedeniyle apar topar hop kendimi İzmir’in Torbalı ilçesinde buldum. eşime 3 gün izin verdiler taşınmamız için. Kıyafetlerimizden başka hiçbir şeyi alamadan geldik. Ev bulmamız, yerleşmemiz, eşya ka-17112015-01satın almamız çok zor oldu. Çünkü işimi, evimi, hayatımı geride bırakırken bırakamadığım tek varlığım köpeğim Mathildayı kabul eden apartman, ev sahibi bulamadık. Zor bela eve girdiğimizde ise evin her şeyinin eksik olduğunu gördük ama iş işten çoktan geçmişti kalacak yer sıkıntımız olduğu için acele etmek zorundaydık. Ve bu acelemiz benim kasık ağrılarım, mide bulantılarım olarak yansıdı oğluma. Çoğunun psikolojik olduğunu düşünerek doktor bulmayı evin işleri tam bittikten sonraya kadar erteledim. Bu söylediğim 14. haftaydı. Sonraki haftalarımız çok paramız olmadığı için satın aldığımız hem de neredeyse sıfır fiyatına satın aldığımız çamaşır ve bulaşık makinemizin bozuk olduğunu görüp depresyona girmemle geçti. Ve o haftanın sonunda köpeğim, kardeşim ve on yıllık arkadaşım evimize geldiler. Biraz neşelendik tabi. Aslında İstanbul’dan sonra eşim de ben de küçük yerde ve başbaşa olmaktan ötürü çok mutluyduk. İlk defa kendi evimiz olmuştu. Her şeyi minimal ölçüde maliyetle halletmeye çalıştık. Hala çok eksiğimiz var. Ama bu kadar zorluğun içinde en çok anlatmak ve hiç unutmamak istediğim bir an gerçekleşti.

16. haftamızın ortasındayken eşim beni çıplak görüp çığlık attı. Hamile kaldığımdan beri sadece 1.3 kilo aldığım için göbek falan bende hiç belli değildi. arada gazım olup “aa göbeğim çıkmış” hezeyanlarımı da gördüğü için sanki hiç belli olmayacakmış gibi davranıyordu.  Gerçekten beni gördü ve çığlık attı. Korktu. Hayatımda ilk defa bir hamileye bu kadar dikkatli bakıyorum dedi. Kaçtı bir süre. Ben biraz bozuldum ama onun o şaşkın halleri baya güldürdü sonunda. Ve bu haftalar boyunca İstanbul’daki doktorumun söylediği üzere cinsel ilişki kesinlikle yasaktı.

Hem düzenimizin değişmesi, hem çok sorunlu olması hem maddi olarak sıkıntı yaşamamız, benim işsiz kalacak olmam vs. bizi hem germiş hem de enerjimizi tavan hale getirmişti. Çok aşırı alınganlıklarım başladı. Aşırı yorgunlukları, uykuya düşkünlüğü ilk üç ay da kusmaktan yaşayamamıştım. Ve doktorumun önerdiği hiçbir ilacı hala içemiyordum. Magnezyum ve demir hapı vermişti. İkisi de kusma ile sonuçlanınca bıraktım. Meyve, sebzeye yüklendim. Evde hiçbir şeyin olmaması (İnternet ve okumadığım kitap) sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırmama yol açıyordu. O kadar küçük bir şehir ki aradığım her şeyi bulduğum, hiç zorlanmadığım ama o kaosun içinde boğulduğum İstanbul’dan sonra sudan çıkmış balığa dönmeme neden oldu. 17. haftamızda artık düzenimizi hemen hemen oluşturduğumuz için doktora gittik. Eşim uzun zamandan beri ilk kez gelebildi. Çalışan insanlara göre doktor bulamamak çok kötü. O işten 5’te çıkıyor, muayeneler 5’te bitiyor. Neyse Cumartesi günü bakan bir doktor bulduk. En öncelikli problemim doktorların çok hızlı konuşması. Girdik, durumumuzu anlattık. Ve ultrasona baktık. İskeletini gördük bu kez! İçimde zıplıyor, yüzüyor. Kocaman olmuş! 180 gr. Hala hafta sayarken çok zorlanıyorum. 17+1 18. hafta mı oluyor yoksa 17 mi bilemiyorum, emin olamıyorum. Burdaki sayımlar 17’ymiş gibi. Doğrusu neyse söyleyin kurban olayım. Eşim oğlumuzun kalp sesini kaydetti. Çok güçlü! Bizim gibi. Bu yüzden adını Zafer koymaya karar verdik. Eşimin ismi Fatih, ve bu bebek ikimizin bu dünyadaki en büyük zaferi olacak. Rüyamda gördüğüm kısmı karıştırmayalım. Yanına da mutlaka abidik gubidik bana göre bir isim bulacağız 😀 İlk aklımıza gelen Star Wars ‘R2’ tabi biz bunu “Artu(ğ)” şeklinde düşünüyoruz. Neyse doktorum  Plesantamın aşağı yerleşimli olmadığını söyledi. Aslında korkacak bir şey yokmuş. Doktora göründüğüm haftalarda (13.) plesantanın aşağı yerleşimli olmak dışında bir seçeneği olmadığını söyledi. Bütün yasaklar kalktı! Yine de kendimi yormamamı söyledi. Kan hapı yazdı. Ama ben yine kullanamıyorum. fakat bütün korkularımız geçtikten sonra inanın kendimi çok iyi hissediyorum. Bu haftada iki kere kustum buna rağmen hemen toparlayabiliyorum.  Eskiden yatıp uyumaya zorluyordum kendimi.

Torbalıdaki en büyük sıkıntım yalnızlık. Bir sürü etkinliğe katılmayı, kendimi bebeğe hazırlamayı planlarken burda olmak biraz değişik hissettiriyor. Tüm sevdiklerim benden uzak. Sadece eşim, ben, ve Mathilda. Zorlanıyorum. Korkuyorum. İşsizim. Kitap alamıyorum. Eve internet bağlatamıyoruz. Çünkü apartmanın telefon şebekesi hiç kurulmamış. Bir sürü tantana. İstanbul’a alışmak bile bu kadar zor olmamıştı. Sadece evliliğimiz, ilişkimiz ve bebeğimiz burda kendini bulacak diye seviniyorum. Etkinlikten etkinliğe, festivalden festivale koşmalarla yaşayan beni burada mutlu etmek çok zor olurdu yoksa. Şu an tek gündemim twitter takipçilerimle planladığımız kitap içi mektup planı. Kendimi onunla oyalayacağım. Yoksa hep kınadığım insanlara dönüşeceğimden korkuyorum. Öğretmen olduğum ve atanamadığım için üstelik bu kadar küçük bir şehirde hiçbir özel okul Mart sonu doğum yapacak bir öğretmenle çalışmak istemediği için iş bulamamak kendimi yetersiz hissettiriyor. Bir çare bulmam gerekiyordu. Mektuplaşmak ve bol bol okumak bebekten sonra zaman bulamayacağım şeyleri planlamakta bana iyi gelecek. Sahi hazır 5 ay varken neler yapmam gerektiğini benimle paylaşsanız çok memnun olurum.

Bizden ve Zafer bebekten şimdilik bu kadar. Eski Kadıköy yeni (şimdilik) İzmir annesi olarak sevgilerimizi sunuyorum.

[author title=”Aspurçe Gizem Koçak” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/10/ka_foto_aspurce.jpg”]Zafer Artu‘ya hamile. 28 yaşında bir çöl ahusu. Mersinli baba Amasyalı anneden olma, Çorum doğumlu, gençliğini Diyarbakır, Erzincan, Malatya’da geçirmiş çok memlekete ait bir kadın. Kırıkkale Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bitirdi. Çok uzun yıllardır blog yazıyor. Kişisel blogunda hayatını, endişelerini, yazmaya devam ediyor. 2011 yılından beri özel kurumlarda öğretmenlik yapıyor. Cinsiyetçilik yapan medya unsurlarına takıntılı olduğu için 3 arkadaşıyla beraber cinsiyetçi medya takip sitesi www.cinsomedya.org‘u kurdu. 2 kedisi 1 köpeği var. 2015 Eylül’de sürpriz bebeğinin babası ile evlendi.[/author]

Aslı Altınok Erdal
Aslı Altınok Erdalhttps://kadikoyanneleri.com
1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı, 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupage’te İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektörü PR&Marketing ve Proje Müdürlüğü görevi ile Uzak Doğu’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan Slav Bölgesine, Avrupa’dan Körfez Bölgesine 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte, ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri'ni kurdu. 1 Haziran 2014‘ten bu yana sosyal medya hesapları aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşan ve 13. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Eğitim kategorisinde Halkın Favorisi seçilen Kadıköy Anneleri'nde, onlarca annenin katkıda bulunduğu yazılarına yer vermekte. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık, Kadıköy Anneleri, sosyal ve aile hayatı dörtgeninde var olma telaşını sürdüyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar