Aslı’nın Hamilelik Günlüğü: 18. Hafta

İlk hamilelik günlüğüm yayınlandığında Demir’in doğum gününü kutlamıştık ve ailelerimize benim psikolojik ve fiziksel olarak zorlandığımı söylememize rağmen onlar tarafından sanırım çok anlaşılamamıştım. Hamilelik günlüğüm yayınlandıktan sonra herkes bana karşı inanılmaz anlayışlı oldu ve çok güzel yorumlar aldım 🙂 Ağbimin söylediği en güzeliydi ‘’Hamillelik hem psikolojik, hem fiziksel ne zor bir şeymiş, bundan sonra hamilelere daha anlayışlı davranacağım’’. Kardeşimin eşi Başak da ‘’İkinci hamileliğimde yaşadıklarım gözümün önüne geldi, gözlerim dolarak okudum’’ dedi. Halbuki yaşadıklarımı olabildiğince yumuşak anlatmaya çalışmıştım 🙂 Yazı dili sanırım sözel iletişimden daha etkili oluyor, bu nedenle hamileliğim boyunca keyifle yazmaya devam edeceğim 🙂

En son 27 Kasım’da kontrole gidecektik, üstünden tam 1 ay geçmiş. Çok yoğun, yorucu, hasta, keyifsiz, keyifli, uykusuz, mutlu, mutsuz, ağlamaklı geçirdiğim bir ay… Hormonların esir aldığı bedenimi onlardan tekrar kurtarmanın (en azından biraz) hazzını yaşadığım veya onlarla yaşamaya alıştığım bir ay 🙂

27 Kasım kontrolümüze ilk doğumumda da yanımda olan arkadaşım Kübra ve Ayhan’la gittik. Kübra bu sefer ka-13012016-05hamilelik sürecimde de yanımda olacak, çünkü artık o bir doula ve ben çok şanslıyım ki böyle bir arkadaşım yanı başımda 🙂 Neyse, kontrol diyordum… Bebeğimiz 14 haftalık olmuş, gayet sağlıklı, gelişimi iyi 🙂 Sıra merakla beklediğimiz cinsiyetini öğrenmeye geldi ve doktorumuz %90 erkek olduğunu söyledi, ilk cümlem kız çocuğu üçüncüye kısmet demek oldu, bu gerçekten şaka 🙂 Üçüncüye cesaret edebileceğimi hiç sanmıyorum. Cinsiyeti öğrendik; ve ben şok oldum, bütün işaretler kız diyordu ve ben bir tane de kız çocuğum olmasını istiyordum. Erkek, erkek, iki erkek annesi, evde üç erkek, kız çocuğu yok. Bunlar nedenini önceleri anlamadığım şekilde acayip üzücü geldi, moralim bozuldu. Kız çocuğu yapmayı başaramadım evet başarısızlık hissiydi yaşadığım… Kübra’ya üzüldüğümü söyledim, o da farkındayım dedi. Bu kadar.,. Sustum kimseye bir şey söylemedim, cinsiyeti belli olmadı dedim. Kız çocuğumun olmayacak olmasını kabullenemedim, tekrar kabuğuma çekildim. Konuşsam ne diyecektim ki? Kendimi çok yalnız hissettiğim bir dönemde sanki kız çocuğum olursa kimseye ihtiyacım kalmayacak ve kız kıza vakit geçirebileceğim bir arkadaşım olacak. Komik 🙂

Eee başka… Başka bir sürü saçma sapan sebep. Şükretmem gereken bir sürü şeye sahipken kafamdan geçen düşüncelerden utandığım için kimseyle konuşmamak daha iyi. Hormonlar bedenimi kuşatmış durumda ve mantıklı hiç bir sebebi yokken ben yine mutsuz… Bu şekilde sanırım iki haftayı geçirdim. Bu arada Demir’in doğum günü için plan yapmam gerekiyor ve 24 saat sürekli inanılmaz şekilde baş ağrısı çekiyorum. Tabii ki ilaç almıyorum, emzirmeye ve çalışmaya devam ediyorum. Bu arada baş ağrısı çektiğimi gören kişilerin ‘’Aslında Demir 1 yaşında iyi de besleniyor, artık emzirmesen, bak kendini çok zorluyorsun’’ şeklindeki iyi niyetli ama gereksiz cümlelerine açıklama yapıyorum ve daha fazla strese giriyorum. Neyse sanırım baş ağrısı ile bir süre yaşamayaka13012016-02 alışmam gerekiyor diyerek 5 Aralık’ta yapacağımız Demir’in doğum gününü organize etmeliyim. O gün mutsuz, mız mız olmamalıyım. Öncelikle kendime bir elbise almalıyım 🙂 Yine Kübra yetişti ve tam kafamdaki tarzda bir elbiseyi ilk baktığım yerde bulduk 🙂 Sıra mekana geldi, evimize yakın ikramların çoğunun onlar tarafından yapılacağı bir kafe ayarladım, belki bir iki çeşit ilave yaparız. Ama süsleme bize ait, her işini internetten halleden biri olarak bir iki süs ve bolca balon alarak bunu da internetten halledecektim ki iş arkadaşım Sevim hadi Eminönü’ne gidelim dedi ve şu sıra benim için çılgınlık olacak şekilde kalabalık, gürültülü Eminönü’ne gidip balonlarımızı, süslerimizi aldık, yorulduk ama eğlendik 🙂 Poster ve gelenlere dağıtmak için magnet siparişini internetten verdim. Doğum günü pastası siparişi ancak Perşembe’ye kaldı, neyse onu da hallettim. Cuma günü de Demir’in doğum günü kıyafeti için alışveriş ve elbisemin terzi işini halledip, çıkan parçayla da Demir’e papyon yaptırdım, ana oğul uyumlu olalım 🙂 Akşam da patates salatası ve bonbon yapıp 3-4 günde tüm hazırlıkları bitirdim ama sanırım ben de bittim 🙂 Bu arada baş ağrılarım beni hiç yalnız bırakmadı, sabah ağrı ile uyanıp, gece ağrı ile yattım. Ayhan sonunda doktorumu aramış (Ben emzirmeyi kessin deme ihtimali olduğu için aramasını istemiyordum.) ve evet emzirmeden dolayı artan prolaktin seviyesi hipofiz bezi falan gibi açıklamalar sonucu, tansiyon takibi önermiş.  Neyse ki emzirmesin dememiş 🙂 Çünkü şu sıra bana en iyi gelen şey Demir’i emzirmek..Ondaki keyfi izlemek 🙂

Bu koşuşturma sırasında şehir dışından anne ve babalar doğum gününden üç gün önce geldiler. Aslı yorgun, Aslı mutsuz, Aslı hormonlu, Aslı’nın baş ağrısından çevresini görecek hali yok, Demir şu sıra biraz huysuz ve evde misafir var… Neyse ki Cumartesi geldi ve doğum günü hem Demir için hem de bizim için çok keyifli geçti. Arkadaşlarımız ve sevdiklerimizle olmak iyi geldi. Doğum ve hamilelik fotoğraflarımı çeken arkadaşım Serap Şahan Sokol ve düğün fotoğraflarımızı çeken arkadaşım İrfan Kızılkaya tüm gün muhteşem fotoğraflarımızı çekerek günümüzü daha da güzelleştirdiler. Akşama da Demir’i uyutup, babaanne ve dedeye emanet edip Kübra’nın doğum günü için uzun zamandır ilk defa akşam yemeğine gittik, bu da iyi geldi 🙂

ka-13012016-03Pazar günü artık hiçbir şeye halim kalmamıştı, baş ağrım zirvede bir şekilde bütün gün yattım. 9 Aralık kontrolümüzde 16 haftalık olan bebeğimizi gördüğümde yine şaşırdım, içimde bir insan daha büyütüyorum. Değişik, güzel bir his 🙂 Bebeğimiz çok şükür sağlıklı, sıkıntısız. Cinsiyetine tekrar baktı doktorumuz ve erkek olduğunu söyledi 🙂 Bu haftaya kadar kilo almamıştım ama bu kontrolde birden kilo almışım. 59,7 kg ile hamile kaldım ve 62.8 olmuşum. Zaten geçen hafta birdenbire göbeğim belirginleşti ve hamile olduğumu bilmeyenler bile anlamaya başladı. Neyse kilo mevzusunu kapatalım 🙂 Doktorum baş ağrılarım için nöroloji doktoruna muayene olmamı önerdi ve ‘’Acaba emzirme konusunda üzerinde çok baskı hissettiğin için baş ağrıların stres kaynaklı olabilir mi’’ dedi ve evet bu bana çok mantıklı geldi. Hatta bence olay tam da bu… Yeter artık yorum yapmasın kimse, kim ne derse desin ben emzireceğim! Üstelik karnımdakini de zehirlemiyorum. İnsanlar şunu anlamıyor ki elbette bebeğime, Demir’e ve kendime zarar verecek bir şey yapmam ve bu konuda onlardan daha çok bilgi sahibiyim. Ohhh be 🙂

Yine de nöroloji doktoruna gidilecek, Ayhan’ın içi rahat etmez çünkü. Nöroloji muayenesi ve göz doktoru muayenesika-13012016-04 tahmin ettiğim gibi normal çıktı. Ama benim artık gücüm kalmadı. Çalışırken çok zorlandığımı hissettiğim için 1 hafta izin aldım ve evde dinlendim ve baş ağrılarım azalmaya başladı. 21 Aralık’ta çalışmaya başladım ve Demir grip oldu ve ben ertesi gün tekrar izin aldım, Ayhan, Demir derken ben de grip oldum ve ailece yattık. 23 Aralık’ta @müzisyenanne Ahu Yıldırım’ın Ortaköy’de düzenlediği moms night out yeniyıl partisine gidecektim halbuki… Sabah kalkamadım yataktan. İnat ettim bütün gün yattım, ıhlamurlar, doğal meyve suları derken akşama kendimi daha iyi hissediyordum ve Aslı ile buluşup partiye gittik. Dj önce popüler yeni şarkıları çaldı ve biz birbirimize baktık ve güldük, hiç birini bilmiyoruz 🙂 Sonra rica ettik 90’lar ve Ajda Pekkan ile bütün gece pistten inmedik ve gerçekten çok eğlendik 🙂 Hatta partide Kadıköy Anneleri olarak Aslı, ben ve Esra en çok eğlenen ve gülen kişilerdik sanırım 🙂

Günler ne çabuk geçiyor.. Yine kontrol zamanımız geldi 🙂 26 Aralık 2015 270 gr, 18 haftalık erkek bebek 🙂 Her şey yolunda, sıkıntı yok.. Baş ağrılarım geçti, hormonlar ile aram düzeldi 🙂 Cinsiyet konusunda ise inanılmaz ka-13012016-01bir yol katettim bu sırada, çok düşündüm neden böyle hissediyorum? Öncelikle yine toplumsal bir baskı; bir kız bir erkek çocuğun olmalı… Kızın varsa erkek için, erkek çocuğun varsa kız için söylenen sözler.. ‘’Kız çocuğu farklı’’,‘’İnşallah kızın olur’’,‘Bu duyguyu yaşamanı isterim’’ gibi yine olabildiğince iyi niyetli söylenmiş sözler sonucu kişide oluşan beklenti ve hayal kırıklığı. İkinci erkek çocuğunu duyunca da kurulan olumsuz cümleler; ‘’Yandın sen’, ‘’Üç erkekle baş etmek çok zor’’,‘’Allah kolaylık versin’’ ,‘’Hımm yine mi erkek’’ gibi… Bütün bunlardan sonra ben de oluşan his de başta da tanımladığım gibi başarısızlık hissi… Off ne saçma 🙂 Biz çocuk yapmaya karar verdiğimiz an zaten aralarında çok yaş farkı olmayan iki çocuk hayal etmiştik. Ve bunun sonucunda da Demir’in bir kardeşi olsun, biz olmasak da hayatta kendini yapayalnız hissetmesin istediğimiz için hamileyim şu an. Ve bence bi insanın kardeşinin hemcinsi olması çok güzel ve keyifli bir şey. Bu nedenle ikinci erkek çocuğum olacağı için çok mutluyum ve Demir’i şimdiden eğitmeye başladım. Bu evin ana kraliçesi benim, üç erkek bana hizmet edeceksiniz diyorum 🙂

Biz yeni yılı bu yıl arkadaşlarımızla ve Demir ile Belgrad’da kutlayacağız, yeni yılda yeni hikayeler ile görüşmek üzere.. Umarım hepimiz için çok keyifli bir yıl olur 🙂

[author title=”Aslı Cebeci” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/12/ka_foto_asli.jpg”]1979 doğumlu, 2014 Aralık ayından beri Demir’in annesi. 2016 Mayıs ayında doğacak ikinci çocuğunu bekliyor. Uzun yıllar hemşirelik yapmış, halen bir hastanede yönetim kadrosunda çalışıyor ve gezmeyi, fotoğraf çekmeyi seviyor.[/author]

Aslı Altınok Erdal
Aslı Altınok Erdalhttps://kadikoyanneleri.com
1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı, 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupage’te İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı.2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektörü PR&Marketing ve Proje Müdürlüğü görevi ile Uzak Doğu’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan Slav Bölgesine, Avrupa’dan Körfez Bölgesine 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti.Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte, ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri'ni kurdu. 1 Haziran 2014‘ten bu yana sosyal medya hesapları aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşan ve 13. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Eğitim kategorisinde Halkın Favorisi seçilen Kadıköy Anneleri'nde, onlarca annenin katkıda bulunduğu yazılarına yer vermekte.Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık, Kadıköy Anneleri, sosyal ve aile hayatı dörtgeninde var olma telaşını sürdüyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar