Tombik Ayı

Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,

İnsanlığın kötülüğüne inat doğa bu bahar da yeniliyor kendini. Umutla açıyor ağaçlar, neşeyle geri dönüyor göçmenka-31032016 (4) kuşlar, huzurla parlıyor güneş… Tüm güzellikleri çağırır gibi yeniden başlıyor hayat!  Bize iyiye dair, barışa dair ne varsa duyumsatıyor. Peki, duyuyor muyuz? Yoksa sadece “yaşıyor muyuz?” Haydi dik tutalım başımızı, boyun eğmeyelim ve tüm acılara rağmen birlikte gülelim. Örneğin hemen bu hafta sonu bir bahar partisi düzenleyelim. Sevdiğimiz herkesi çağıralım, tüm yaşatılmaya çalışan karabasana rağmen birlikte olalım. Dostlarımızla acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşalım. Tıpkı Tombik Ayı ve arkadaşları gibi. Biliyorum her zaman yazıyorum ama inanın bana çocuk kitaplarından öğreneceğimiz çok şey var. Tombik Ayı serisini oğluma her okuduğumda eskiler geliyor aklıma. Eski dostlarımla yaşadığım güzel anlar ve onların hayatı anlamlandırma çabamda bana kazandırdıkları ve aynı zamanda da beni yaşama karşı nasıl güçlü kıldıkları. Bu kitapların çocuklarımız için de aynısını yapacağımdan şüphem yok. Bu yüzden bu ay sizler için Tombik Ayı serisini seçtim.

ka-31032016 (7)Tombik Ayı serisi, daha önce tanıtım yazılarını yazdım Küçük Vak Vak ve Gergedanlar Krep Yemez gibi Pearson yayınlarının çıkmış çeviri kitaplar. Ve tıpkı onlar gibi görsel dili çok güçlü. Biz bu yedi kitaplık seriyle ilk olarak “Tombik Ayı Uyuyunca” kitabıyla tanıştık. Kitapta Tombik Ayı mağarasında kış uykusundadır. Zaten karla kaplı soğuk havada kış uykusunda olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Önce fare gelir mağaraya ve ateş yakar ortaya, sonra tavşan gelip çay içip mısır patlatırlar. Derken porsuk gelir oraya bir torba dolusu fındıkla. Başlarlar fındıkları atıştırmaya. Köstebek ile sincap toprağı kazarak içeri girerler. Çalıkuşu ile karga ise uçarak yanlarına gelirler. Toplanırlar ateşin başında, gelmiştir eski dostlar bir araya. Bütün gece sohbet edip gülüşürler, şarkılar söyler dans ederler. Ama tüm bu sesler arasında bile uyuyordur Tombik Ayı keyifle. Taa ki burnuna bir karabiber tanesi kaçana kadar. Haahaaahapşuuu diye uyanır bir anda. Uyanır uyanmasına da çokka-31032016 (3) ama çok öfkelidir. Arkadaşlarının onu eğlenceye çağırmadıkları için tepkilidir. Sonunda fare tatlılıkla ikna eder Tombik Ayı’yı. Ona da çay demleyip mısır patlatırlar. Tombik Ayı’nın neşesi yerine gelir başlar hikâyeler anlatmaya. Sonunda tüm arkadaşları dalar uykuya bir tek Tombik Ayı kalır ayakta 🙂 Bu kitabın ardından geçen bahar aylarında “Tombik Ayı Acıkınca” ile tanıştık. Her kitabın başında Tombik Ayı’nın mağarasının bulunduğu yer, o kitaptaki mevsime uygun olarak resmedilmiş. Bu ilkbahar kitabında da yemyeşil otlar ve rengârenk çiçekler bizi karşılıyor. Bir sihir olmasını diliyorsunuz. Sihir olsa da keşke ben de orada olsam diyorsunuz. Tombik Ayı, baharın gelmesiyle uyanır kış uykusundan ama karnı çok açtır. Ot yer doymaz, arkadaşı fare çıka gelir yanına, onunla dağ çileği toplamaya gider ama hâlâ çok açtır karnı. Tavşanın önerisiyle taze yoncalardan yemeye gider ama dişinin kovuğuna bile ka-31032016 (1)yetmez yoncalar. Daha sonra ise porsuk ile birlikte balık tutmayı dener. Aslında tüm bu çabalar Tombik Ayı’yı biraz olsun mağarasından uzak tutmak içindir. Çünkü arkadaşları fare, tavşan ve porsuk onu oyalarken diğer arkadaşları karga, çalıkuşu, köstebek ve sincap bir bahar partisi hazırlarlar. Mağarayı papatyalarla süsleyip leziziz kurabiyeler pişirirler. Alınca kurabiyelerin kokusunu Tombik Ayı mağaraya yönelir. “Sürpriz” diye bağırır arkadaşları. Çok sevinir Tombik Ayı. Ancak giremez mağaranın kapısından içeri çünkü çok yemekten şişmiştir koca karnı. Sonunda partiyi dışarda yaparlar. Tombik Ayı indirir midesine tüm kurabiyeleri. Artık doymuştur karnı ama aç kalmıştır arkadaşları 🙂  “Tombik Ayı’nın Yeni Arkadaşı” adlı kitapta sevimli kahramanımız ve arkadaşlarına baykuş eklenir. Hep birlikte sıcak yaz günün tadını çıkarırlar. Serinin sonbahar mevsiminde geçen kitabı “Tombik Ayı Teşekkürka-31032016 (5) Ediyor” da ise Tombik Ayı’nın mağarasında tek başına canı çok sıkılmaktadır. Birden aklına bir fikir gelir büyük bir ziyafet düzenleyip arkadaşlarını davet edecektir. Fakat koşar bakar dolabına, dolap tam takırdır. Çok üzülür haliyle. Tam o sırada fare gelir yanına elinde lezzetli mi lezzetli bir turtayla. Ardından tavşan gelir, bir sepet dolusu kurabiye getirir. Porsuk oltasına takılmış balıklarla görünür kapıda. Ardından taptaze otlar ve tatlı armutlar ile diğerleri gelirler sırayla. Hepsine ayrı ayrı teşekkür eder Tombik Ayı. Ama birden üzülür yine. Çünkü o hiç bir şey hazırlayamamıştır diğerlerine. Fare derki “Tombik Ayı üzülme. Sen bir şey hazırlayamasan bile hikâyelerin yeter bize”. Yeniden yüzü güler Tombik Ayı’nın. Elbirliği ile hazırlarlar sofrayı. Başlarlar hem yemeye hem de eğlenceye. Bu seride hayvanların hikayeye dahil olması aynı sırayladır; Önce fare, sonra sırasıyla tavşan, porsuk, köstebek, ka-31032016 (2)sincap, karga, çalıkuşu ve baykuş girerler öyküye. Sorunu çözen ya da bir başka deyişle olay durumunda Tombik Ayı ile konuşan da hep faredir. Tombik Ayı’nın diğer üç serisi olan “Tombik Ayı Hastalanınca”, “Tombik Ayı’nın Dişi Sallanıyor” ve “Tombik Ayı Kaybolunca” kitaplarını da oğlumla büyük bir keyifle okuduk. Ama başta anlattığım dört kitabı sanırım onlarca kez hatim ettik.  Çocuk kitaplarını yaşlarına göre kategorize etmeyi hiç sevmiyorum ancak bu seri 0- 2 yaş grubu çocuklarımızla mutlaka buluşmalı, tüm çocuklar bu naif seriyi alımlamalı. Öncelikle kitaptaki akıcı ve şiirsel dil ile (ben de anlatırken kısmen de olsa öyle bir dil kullanmaya çalıştım) tekrarlayan cümleler ve yansıma sözcükleri  (hışır hışır, çatur çutur gibi) bu yaş grubu için çok uygun. Kitabın muazzam ve muhteşem resimleri ise tarifsiz güzellikte. Hem mekân ve obje anlatımları hem de karakterler öylesine harika ki. Örneğin “Tombik Ayı’nın Yeni Arkadaşı” kitabındaka-31032016 (6) oğlum İda bir kediyi bir köpeği sever gibi baykuşu her seferinde hem severek okşadı hem de ona seslendi. Kitabın resimlerine baktığımda ne demek istediklerimi anlayacaksınız. Tavşanın yumuşaklığını, kurabiyelerin lezzetini, ateşin sıcaklığını, çalıkuşunun hafifliğini hissedecek, Tombik Ayı’ya sarılmak isteyeceksiniz. Canlı, devingen ve özgün dilsel ve görsel dil için Karma Wilson ve Jane Chapman’a hayran olmamak mümkün değil. Zaten pek çok ödül almışlar ve aday gösterilmişler. Sevgiyi, dostluğu, yardımlaşmayı, paylaşmayı, işbirliğini ve bir olabilmeyi bizlere duyumsatan bu kitaplar umarım daha çok yazılır, okunur ve geleceği aydınlatır.

Sevgiyle kalın,

Not: Küçük Kitap Kurtları Bahar Buluşması’na az kaldı. 23 Nisan 2016 Cumartesi Günü, saat 13.00’de Moda Sahnesi’nde görüşmek üzere… Ayrıntılar çok yakında 🙂

ka-31032016

[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]İda’nın annesi, çocuk gelişimi ve eğitimi öğretmeni, yaratıcı drama uzmanı/öğretmeni, çocuk yogası eğitmeni, drama/tiyatro ve çocuk kitapları yazarı. Şimdilerde Terakki Vakfı Okulları’nda çalışıyor. Moda’da yaşıyor. Dört kedisi, sokak köpekleri, Tilki Toni kitapları ve biricik eşiyle huzurlu ve mutlu.[/author]

Hafize Çınar Güner
Hafize Çınar Günerhttps://kadikoyanneleri.com/category/ilk-kitapligim/
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama alanında tamamladı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro” kitapları yayımlandı. Oluşturduğu sanat ve oyun yoluyla öğrenme tasarımları pek çok konferans ve kongre programında yer aldı. Sekiz yıl önce yayımlanan ilk göz ağrısı “İyi ki Varsın Tilki Toni” adlı serisinin ardından ise şu ana kadar farklı yayınevlerinden yayınlanmış ve yayına hazırlan yirmi çocuk kitabı bulunuyor. Yirmi yılı aşkın bir süredir çocuklarla çalışıyor ve 2005 yılından bu yana Terakki Vakfı Okulları'nda yaratıcı drama ve tiyatro öğretmenliği yapıyor. Bir web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı köşesinde resimli kitaplar hakkında yazılar yazıyor ve mevsimde bir defa olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. Yürüttüğü “Masal Yoga” atölyeleriyle kitabevleri, okullar, fuarlar, kütüphaneler ve parklarda pek çok çocuğu masallarla buluşturuyor. Okuma kültürünün yaygınlaşması adına çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor ve yürütüyor. Kadıköy Belediyesi Moda Gönüllü Evi'nde mahalle eliyle açılan Moda Çocuk Kitaplığı'nın koordinatörlüğünü yapıyor. Cumhuriyet Kitap Eki’nin “Taş-Kâğıt-Makas” isimli çocuk ve gençlik edebiyatı sayfasının ardından şimdi ise Sanat Kritik’te çocuk kitaplarını yorumluyor. Eşi, oğlu ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar