14 ŞUBAT DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ VE SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,
Sömestr tatili bitti ve okula geri döndük. On beş gün boyunca doya doya oğlumla olmak harikaydı. Birlikte sık sık tiyatroya gittik. Kadıköylü olmanın ve Kadıköy’de olmanın ayrıcalığıyla haftada birkaç kez oyun izledik. Oğlum kitaplar kadar tiyatroyu da çok sevdi. Hatta bir gün evde; “Ben büyüyünce oyuncu olacağım.” Dedi Tabii ki kitapçılara da gittik. Bu sıralar Bahariye Caddesi’ndeki Penguen Kitabevi’ne takılıyoruz. Aslında buranın oturup rahat rahat kitap okuyacak bir alanı yok ama geniş ve güzel bir seçkisi var. Evde de bol bol oynadık, eğlendik ama bazen de çatıştık. Birbirimizi üzdüğümüzde de her zaman ki gibi kitaplara sığındık. Ya oğlum; “Anne kitap saati yapalım mı?” deyip bir kitap seçip yanıma geldi ya da ben bir kitap alıp ona sokuldum. Böyle yaptığımızda ikimiz de hemen sakinleşiyoruz. Çünkü ikimiz de birbirimiz için hiç bitmeyen şeyi çok iyi biliyoruz! İşte size bu yazımda Hiç Bitmeyen Şey ’den bahsetmek istiyorum.
[divider]
[foogallery id=”7133″]
[divider]
Helen Docherty ve Ali Pye imzalı “Hiç Bitmeyen Şey” adlı bu kitabın çevirisini Tombik Ayı serisinden tanıdığımız Melike Hendek yapmış. Zaten kitap da Pearson’dan çıkmış. Pearson kitaplarının çoğu anne tarafından sevildiğini ve yakın takip edildiğini biliyorum. Aslında bu yayınevi uzun zamandır benim pek görüş alanımda değildi. Ta ki geçen yılbaşı oğluma öğretmenleri bu kitabı hediye edene kadar. Kitap kütüphanede ya da bir kitapçıda karşıma çıksaydı eminim sevimli kapağına karşı koyamaz elime alırdım. Okuduğumda da hemen oğlumla paylaşmak için sabırsızlanırdım. Çünkü hayatımızdaki en değerli şeyi, sevgiyi öyle tatlı anlatıyor ki. İşte ben de oğlumla çatıştığımda ona; “Sana kızmış olabilirim ama sana olan sevgim hiç bitmez.” Diyorum. Aynı kitapta dediği gibi;
Bazen her şey hızlıca biter…
Mesela kurabiyeler…
Bazen evde süt biter…
Kirli çamaşırlar dağ gibi biriktiğinde, bir tane bile temiz çorap bulamazsın bazen.
Bazen paran biter. Zamanın biter. Hatta enerjin bile biter.
Ama… Bitmeyen, asla ama asla tükenmeyen bir şey var: Sevgi…”
[divider]
[clickToTweet tweet=”14 ŞUBAT DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ VE SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!” quote=”Bu yazıyı küçük kitap kurdu olan arkadaşlarınızla da paylaşın!” theme=”style3″]
[divider]
14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşırken içinizi ısıtacak bu kitap dışında bir de size “Öpücük Ne Renktir?” diye sormak istiyorum. Bu kitap 2016 yılında Günışığı Kitaplığı tarafından basıldığından bu yana çokça yazılıp çizildi. Bu yüzden çoğunuzun en azından kitabın ismini duymuş olabileceğini tahmin ediyorum. Kitabı ilk kez biz de geçen kış okumuştuk. Ama zaman zaman kütüphaneden ödünç alıp tekrar tekrar okuyoruz. Çünkü kitabın kahramanı Monika’yı (herkesin deyişiyle Minimoni’yi) çok seviyoruz. Minimoni resim yapmayı çok sevmektedir. Kırmızı uğurböceklerini, mavi gökyüzünü ve sarı muzları nasıl resimleyeceğini çok iyi bilir. Penguenlerin, gorillerin ve hatta havai fişeklerin resmini yaparken bin bir çeşit renk kullanır. Ama öpücüğün resmini hiç yapmamıştır. Öpücük ne renk olabilir? Kitapta Minimoni ile renkler dünyasına bir yolculuğa çıkıyoruz. Renklerin doğadaki yeri, bizlere hissettirdikleri, onlara yüklediğimiz anlamlar üzerine düşünüyoruz. İspanyol yazar Rocio Bonilla’nın yazıp resimlediği bu özgün eser, şiirsel anlatımı ve benzersiz desenleriyle oldukça yaratıcı ve dikkat çekici. Unutmadan kitabın 2016´da İspanya´da Yılın En İyi Kitaplaşan Çocuk Kitapları seçiminde ilk üçte yer aldığını da söyleyeyim. Yazarın yine Günışığı Kitaplığı’ndan yayınlanan “Dünyanın En Yüksek Kitap Dağı” adlı bir kitabı daha var.
14 Şubat sadece Sevgililer Günü değil aynı zaman da Dünya Öykü Günü olduğundan bu özel günde sevginizi öykülerle anlatmanız dileğimle,
Sevgiler,
[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi üzerine, yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama üzerine yaptı. Doktora düzeyinde Çocuk Edebiyatı dersleri aldı. 2005 yılından beri Terakki Vakfı Okulları’nda Yaratıcı Drama Uzmanlığı/Öğretmenliği yapıyor. Sanat yoluyla öğrenme, eğitim için tiyatro konusunda projeler yürüttü ve bu konularda bildiriler yayınladı. “Yaratıcı Drama Köprüsü” adlı sempozyumun öncülüğünü ve koordinatörlüğünü yaptı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro Uygulamaları” adlı iki kitap yazdı. Tilki Toni’nin yaratıcısı, “İyi Ki Varsın Tilki Toni” serisinin yazarı. “Aslan’ın Doğum Günü” ve “Park Canavarı” adlı resimli çocuk kitapları da bulunan Güner, kitapların çocuk okurla buluşması için sanatsal çalışmalar yürütüyor ve performanslar yapıyor. Çocuk yogası eğitmeni ve aynı zamanda hikaye anlatıcısı olarak “Masal Yoga” kavramının öncüsü ve yürütücüsü. Şimdilerde “İda ve Mila” adlı yeni serisinin yayına hazırlanmasını heyecanla takip ediyor. Serinin ilk kitabı olan Kuş Gibi’nin raflarda yerini almasının sevincini yaşıyor. Kadıköy Anneleri web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı bu köşede üç yıldır düzenli olarak çocuk edebiyatı yapıtlarını tanıtıyor ve yılda dört kez olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. 3.5 yaşındaki oğlu İda, eşi Hasan Nami ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.[/author]