Feridun Oral’dan 5 Kitap

Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,

Kadıköy Anneleri sitemize birbirinden güzel yeni köşeleri eklendi. Sevgili Elanur’un Kitap Kafesi de bunlardan biri. Geçen hafta dördüncü buluşma gerçekleşti. Ben üç kitabı okudum ve iki buluşmaya gidebildim. Gittiğim bu buluşmalardan biri de “Yavaş Adam” kitabını üzerineydi. Kitabın başkarakteri üzerine konuşurken elbette onun çocukluğuna uzandık – ki zaten yazar da yer yer buna yer vermiş. İşte orada pek çok şeyin temelinin çocuklukta atıldığını ve çocuklukta yaşananların izlerinin hayat boyu sürdüğünü bir kez daha duyumsadık. Ben günümüz çocuklarının “bireysellik” adı altında bencilce yetiştirildiklerini gözlemliyorum. O akşam biraz buna da dem vurmak istedim. Hatta dost meclisinde olmanın rahatıyla sert ifadeler kullandım. “Çocuğum başkasına zarar verirse haddini bildirim” dedim. Had bildirme ağır bir kelime gibi gelebilir elbet. Kast ettiğim uyarı, konuşma, duygulardan bahsetme ve gerekiyorsa uzaklaştırma. Bu işe yarayacak mı peki? Tabii ki de tek başına hayır! Ama durması gereken yeri fark edecek ki o yer de başkasının hakkının başladığı yer. “Paylaşmak zorunda değilsin!“ sözü sıkça ediliyor. “Paylaşırsan kekin azalacak ama arkadaşlığın çoğalacak!” neden denmiyor? Tabii ki de zorlamayalım ama neden bu önerilmiyor da “bireysellik” ön plana çıkıyor? “Oğlum vuruyor, yaş dönemi böyle…” deniyor da çocuğa tek bir sözel, duygu ifadesi gitmiyor? Çocuk gelişimi eğitimini köklü bir üniversiteden almış biri olarak ben de sadece sözel uyaranların davranış değişikliğinde işe yaramayacağını biliyorum. Ama her park günü oğluma; “Senin eğlencen kadar başlarının eğlencesi de önemli” diyorum. Çünkü hayatta en korktuğum şey vicdansız bir çocuk yetiştirmek. Zaten bencillik başını alıp gitmişken, zaten haddini bilmezler barbar bağırırken başarabildiğim kadar erdemli çocuk yetiştirmek istiyorum. Bir sanatçı duyarlılığıyla da bunun en iyi yolunun sanatla, edebiyatla olacağını biliyorum. Bu yüzden oğluma farklı bakış açıları sunacak, ona sevginin sıcaklığını duyumsatacak, iyiliği yüceltecek kitaplar seçip okuyorum. Bu yazımda da daha önce bu köşede “Kirpi ile Kestane”, “Kırmızı Elma” kitaplarıyla ve “Küçük Hasır Şapka” çeviriyle yer verdiğim Feridun Oral’ın beş kitabını dilim döndüğünce anlatacağım. “Farklı Ama Aynı” adlı kitabından da bir adet de bir okurumuza hediye edeceğim. Bunun için bu yazının altına yorum yazmanız yeterli olacaktır. İşte başlıyorum;

[divider]

[foogallery id=”7270″]

[divider]

KIRMIZI KANATLI BAYKUŞ:

Küçük Baykuş, hiç arkadaşı olmadığı için çok üzgündür. Üstelik kanatları henüz güçlenmediği ve kızarmadığı için de uçamıyordur. Yardımına bir Fare koşar. Küçük Baykuş mutludur, uçamasa bile bir arkadaş bulmuştur. Ama Fare onun uçurmayı kafaya koymuştur. Türlü türlü çözümlerle Küçük Baykuş’a yardım eder. Başarısızlıklar yaşarlar ama pes etmeyip çözüm bulup denemeye devam ederler. Hatta zaman zaman riskler alırlar. (Hemen büyümek isteyen çocuklar geldi değil mi aklınıza?)Emekle, azimle ve zamanla güçlenir Baykuş’un kanatları. Uçar, büyür ve yuva kurar ama Fare ile dostlukları hep devam eder. Sanatçının baykuşa yardım eden hayvan olarak fareyi seçmesi bir tesadüf olmasa gerek. Besin zincirinde bulunan bir hayvanla dostluk eden başka bir hayvan bize başka bir dünya mümkün diyor! Yardımlaşmayı, dostluğu, sevgiyi, sorun çözmeyi hem yazınsal metinle hem de harika resimlerle bize duyumsatan bu kitap, Çocuk ve Gençlik Yayıncıları Derneği tarafından 2012 yılında yılın resimli çocuk kitabı seçilmiş. Oğlumla defalarca okuduğum ve okuduktan sonra defalarca oynadığım bu kitap, diğer dört kitap gibi Yapı Kredi Yayınların tarafından sert karton kapak ve özenli tasarımıyla büyük ölçülerde yayınlanmış.

MEYVELERİ KİM YEMİŞ:

Yazarı ve ressamı aynı olan kitaplar çok şanslılar. Çünkü sanatçı sözün bittiği yerde çizmeye, çizginin bittiği yerde boyaya, boyanın bittiği yer de tekrar söze başlıyor. Böylelikle yazınsal dil ile görsel dil tam anlamıyla bir bütünlük oluşturuyor. Feridun Oral’ın da kitaplarında bu var. Tabii bir de fırçanız kaleminiz kadar güçlüyse tadından yenmez bir kitap ortaya çıkıyor. Bu kitabın resimleri de öylesine güzel ki karpuzu dişlemek, yaşlı adamın sakallarına dokunmak istiyorsunuz. Kitap, dört mevsimde olan meyveleri onları yiyenlerle birlikte anlatıyor. Ama bu sıradan bir anlatı değil oldukça duru ve bir o kadar da büyülü! En iyisi siz kendiniz görün

YAĞMURLU BİR GÜN:

Bu kitabın kapağı bana yağmurlu günlerin dinginliğini duyumsattı. Yağmurlu günleri severim. İnsana düşünme ve hayal kurma zamanı tanır. İşte kitabımızın kahramanı Cem de yağmur yağınca bahçeye çıkamaz, odasında oyuncaklarıyla oynar, hayal kurar, hayali bir oyuna dalar. Oyunu annesinin saksısından başlar, eğreltiotlarıyla kaplı ormana, yüksek dağlara, kutuplara, yağmur ormanına kadar uzanır. Cem çok eğlenir. Biraz da yorulur ve acıkır. İşte tam o sırada annesi onu yemeğe çağırır. Cem kurt gibi açtır. Anlayacağınız oyun yemek masasında da sürer. Oyunlar hiç bitmez öyle değil mi?

[divider]

[clickToTweet tweet=”İlk Kitaplığım’ın kitap hediyeli Nisan ayı yazısı yayında: Feridun Oral’dan 5 Kitap” quote=”Bu yazıyı çocuk sahibi arkadaşlarınızla da paylaşın!” theme=”style3″]

[divider]

BU KIŞ KİMSE ÜŞÜMEYECEK:

Bu kitabın kahramanları ve iletisi sanatçının “Kırmızı Elma” kitabıyla aynı; Bir fare, tavşan, tilki ve ayının yardımlaşmasına, paylaşmasına ve buz gibi karın üstündeki sıcacık sevgisine tanık oluyoruz. Arkadaşlık, dostluk, dayanışma, işbirliğini duyumsuyoruz. “Bir elin nesi var iki elin sesi var”, “birlikten küvet doğar” atasözleri düşüyor aklımıza. Pastel tonlarda resimlenmiş harika kış ormanı manzarası da üşütmek yerine ısıtıyor içimizi. Kitabın adı da birazcık yaralıyor yetişkin olarak yüreğimizi.

FARKLI AMA AYNI:

Feridun Oral’ın bütün çocuklara ithaf ettiği sevgi dolu bu kitap, 2015 yılında Çocuk ve Gençlik Yayıncıları Derneği tarafından Yılın Resimli Öykü Ödülü’ne layık bulundu. Kitap bence de bu ödülü fazlasıyla hak ediyor. Bir İlkbahar akşamı çoban ve sürüsü otlaklardan dönerken, dişi keçilerden bir yavrular. Bu sevimli oğlak, sürüdeki diğer yavrulardan farklıdır. Yarısı siyah, yarısı beyaz bu oğlağın ön bacakları tutmuyordur ve yürümesi imkânsızdır. Çoban sevgi dolu yüreğiyle oğlağı önce kucağında, sonra heybesinde taşır. Oğlak tüm bu sevgiye rağmen arkadaşları gibi sıçrayıp oynamayı, yürüyüp koşmayı hayal eder. Koca yürekli çoban bunun farkındadır ve ona fındık ağacının dallarından özel bir bisiklet yapar. Böylece oğlak sürüsüyle birlikte dağlara tırmanır, arkadaşlarıyla otlar, oynar. Engellerin aslında bizim koyduğumuz sınırlamalar olduğunu bir kez daha bize düşündüren, bizi duygudan duyguya sürüklerken tüm ötekileştirilmişlere karşı farkındalık yaratan bu kitabı yürekten tavsiye ederim. Bu yazımızın altına 13 Nisan Cuma saat 14.00’a kadar yorum bırakan bir okurumuza hediye edeceğiz.

[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi üzerine, yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama üzerine yaptı. Doktora düzeyinde Çocuk Edebiyatı dersleri aldı. 2005 yılından beri Terakki Vakfı Okulları’nda Yaratıcı Drama Uzmanlığı/Öğretmenliği yapıyor. Sanat yoluyla öğrenme, eğitim için tiyatro konusunda projeler yürüttü ve bu konularda bildiriler yayınladı. “Yaratıcı Drama Köprüsü” adlı sempozyumun öncülüğünü ve koordinatörlüğünü yaptı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro Uygulamaları” adlı iki kitap yazdı. Tilki Toni’nin yaratıcısı, “İyi Ki Varsın Tilki Toni” serisinin yazarı. “Aslan’ın Doğum Günü” ve “Park Canavarı” adlı resimli çocuk kitapları da bulunan Güner, kitapların çocuk okurla buluşması için sanatsal çalışmalar yürütüyor ve performanslar yapıyor. Çocuk yogası eğitmeni ve aynı zamanda hikaye anlatıcısı olarak  “Masal Yoga” kavramının öncüsü ve yürütücüsü. Şimdilerde “İda ve Mila” adlı  yeni  serisinin yayına hazırlanmasını heyecanla takip ediyor. Serinin ilk kitabı olan Kuş Gibi’nin raflarda yerini almasının sevincini yaşıyor. Kadıköy Anneleri web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı bu köşede üç yıldır düzenli olarak çocuk edebiyatı yapıtlarını tanıtıyor ve yılda dört kez olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. 3.5 yaşındaki oğlu İda, eşi Hasan Nami ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.[/author]

Hafize Çınar Güner
Hafize Çınar Günerhttps://kadikoyanneleri.com/category/ilk-kitapligim/
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama alanında tamamladı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro” kitapları yayımlandı. Oluşturduğu sanat ve oyun yoluyla öğrenme tasarımları pek çok konferans ve kongre programında yer aldı. Sekiz yıl önce yayımlanan ilk göz ağrısı “İyi ki Varsın Tilki Toni” adlı serisinin ardından ise şu ana kadar farklı yayınevlerinden yayınlanmış ve yayına hazırlan yirmi çocuk kitabı bulunuyor. Yirmi yılı aşkın bir süredir çocuklarla çalışıyor ve 2005 yılından bu yana Terakki Vakfı Okulları'nda yaratıcı drama ve tiyatro öğretmenliği yapıyor. Bir web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı köşesinde resimli kitaplar hakkında yazılar yazıyor ve mevsimde bir defa olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. Yürüttüğü “Masal Yoga” atölyeleriyle kitabevleri, okullar, fuarlar, kütüphaneler ve parklarda pek çok çocuğu masallarla buluşturuyor. Okuma kültürünün yaygınlaşması adına çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor ve yürütüyor. Kadıköy Belediyesi Moda Gönüllü Evi'nde mahalle eliyle açılan Moda Çocuk Kitaplığı'nın koordinatörlüğünü yapıyor. Cumhuriyet Kitap Eki’nin “Taş-Kâğıt-Makas” isimli çocuk ve gençlik edebiyatı sayfasının ardından şimdi ise Sanat Kritik’te çocuk kitaplarını yorumluyor. Eşi, oğlu ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.

Kaçırmayın!

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Benzer Yazılar