Evet son yazımın üstünden yine bir ay geçmiş. Öncelikle yazılarıma aldığım tepkileri azcık paylaşayım 🙂 Yine çok değişik tepkiler aldım, iki erkek ve iki kız sahibi arkadaşlarım kendilerinin de ikincide yaşadıkları hayal kırıklıklarından bahsettiler, yalnız değilmişim sadece herkes kendi içinde yaşıyormuş 🙂 Bu ara çok sık görüşemediğimiz yakın arkadaşlarım kendimi yalnız hissettiğim kısma takıldılar, iyi oldu, görüştük, arıyorlar artık beni 🙂 Annemler; “Biz senin stresini anlayamamışız.” dediler. Ama bu yazının en ilginç yorumu kırklı yaşlarda bekar bir arkadaşımdan geldi; ‘’Öyle güzel anlatmışsın ki insanın hamile olası, çocuk doğurası geliyor.’’ Nasıl yani? Ben o kadar da keyifli şeylerden bahsetmiyorum halbuki 🙂
Çevremdekilerin yazılarımla ilgi görüşlerini önemsiyorum, merak ediyorum, dışarıdan nasıl görünüyor, yazdıklarım veya yaşadıklarım çok mu sert 🙂 Genel olarak yazılarımın beğenilmesi, ve takip ediliyor olması keyif veriyor :) Haydi son bir ayı anlatayım 🙂
En son Belgrad için hazırlanıyorduk ki son yılların en çok karı yağdı İstanbul’a. Demir de bu soğuk havadan nasibini aldı ve şiddetli öksürük, burun akıntısı, hafif ateş, mızırdanma, huysuzluk şeklinde Pazar günü hastalandı. Ayhan tabii ki hemen 28 Aralık Pazartesi Demir’i doktoru Deniz’e götürdü ve Deniz ilaç başlayacağını söyledi ama benim zorda kalmadıkça ilaç vermeyeceğimi bildiği için de en azından Belgrad’ta yanımızda bulunması için ilaçlarını yazdı, ben de Ayhan’la ikisinden yola çıkana kadar ilaçsız tedavi için izin istedim. Deniz neyse ki arkadaşımız ve nazımızı çekiyor 🙂 Demir’i iyileştirmek için üç günüm var ve Demir çok öksürüyor, neyse ki iştahı yerinde. Hemen soğan, sarımsak, bal, tarçın, limonlu karışım ve ıhlamurlu, meyveli içecekler hazırladım. İki gün ciddi şekilde gece artan öksürükleri oldu, onun için de geceleri üstünü sıkıca sarıp camdan dışarı baktırarak soğuk buhar yaptık, burnunu sürekli serum fizyolojikle açık tuttuk derken yola çıkacağımız Perşembe gününe kadar öksürüğü azalmış ama ilaçlar yanımızda yola çıktık. Sabah evden çıkmadan baktık, THY çoğu uçuşunu iptal etmiş, Pegasus’ta rötar bile yok. İlginç geldi ama arabamızı karlardan arındırıp havaalanına gittik. Havaalanına ulaşınca gerisi kolay diye düşünmüştük ama hiç de öyle olmadı. 10:25 uçağımız sadece 25 dk rötar yaptı ancak uçakta ara ara yapılan bilgilendirmelerle 3,5 saat bekledik ve Demir uyuyamayıp huzursuzlandığı ve de daha ne kadar bekleyeceğimiz belli olmadığı için inebileceğimiz söylendi ve saat 14:30 gibi uçaktan indik ve 19:30’a kadar süren yeni bir çile başladı. 5 saat boyunca pasaportlarımızı alamamamız ayrı hikaye, valizimizi bulamamamız ayrı.
Neyse 19:30’da havaalanından çıktık ve önce otoparkta Demir, Ayhan ve ben ‘’Hayaller Belgrad, gerçekler Kurtköy.’’ diyerek karlar altında çılgınlar gibi yeni yılı kutladık 🙂 Sonra da Kevser Teyzelere (Kardeşim Uğur’un kayın validesi) yemeğe giderek orada yeğenler, kuzenler yılbaşı yemeğimizi kendi halimizle dalga geçerek yedik ve eğlendik 🙂 Geceye bakkaldaki donmuş mandalina ve portakallarla çerezleri alarak evimizde devam ettik, İrfan da geldi ve sıkıntılı bir günü keyifle sevdiklerimizle sonlandırdık.
Sonraki üç gün kar sayesinde olmayan trafiği fırsata çevirip arkadaşlarımızla İstanbul’u gezdik. Kaç yıldır gitmek isteyip gidemediğimiz Fatih, Zeyrek, Vefa Bozacısı’na gittik ve çok keyif aldık. İrfan karda yine muhteşem fotoğraflarımızı çekti ve çok güzel anılarımız oldu. Arkadaşlarımızla kahvaltıya gittik derken güzel bir yeniyıl tatili yaptık. Bu arada Demir’in doğal yollarla tedavisi devam etti ve iyileşti, ben de Ayhan’dan bir takdir aldım :) Sonraki hafta doktorumun önerisiyle çalışmaya biraz ara verdim ve arkadaşlarla kahvaltı, öğleden sonra gezmeleri, dinlenme derken bir haftayı geçirdik.
Bu arada karnımda ilk tekmeleri hissettim, her geçen gün büyüyen göbeğim ve artık bebeğimizi hissedebiliyor olmak hamileliği keyifli hale getiren haller. Hamileliğin en güzel dönemi hoş geldin ikinci trimester 🙂 Pazartesi akşam uzun zamandan sonra ilk defa arkadaşlarımız ve değerli fotoğraf sanatçısı hocalarımızla Cihangir’de sanat ve kahkaha dolu bir akşam yemeğinde buluştuk, özlemişiz… 13 Ocak’ta ayrıntılı ultrason yapıldı çok şükür ki tüm kontrolleri iyi ve sağlıklı ve bebeğimiz kendini bize gösterdi, hatta ilk fotoğrafını bile aldık ve Ayhan da ben de Demir’e benzettik 🙂 Bu haftamız sakin ve huzurlu geçti. 16 Ocak Cumartesi hamile yogasına başladım, yoga ile birlikte bebeğimi daha çok hissetmeye başladım ve mutlu oldum 🙂 Yogadan sonra @kadıköyanneleri Aslı’nın oğlu Rüzgar’ın 2. yaş doğum gününe katıldık ve Demir en küçük olarak çok eğlendi, tabii biz de öyle. Bütün çocuklar hep mutlu olsun…
Sonraki haftamız kar ve soğuk etkisi ile yine sakin ve huzurlu arkadaşlarımızın ziyareti ile evde geçti.. Bu arada Demir’in bana düşkünlüğü arttı, sürekli kucağımda ya da benimle olmak istiyor. Gün içinde kucağıma geliyor ve başını omzuma koyup orada duruyor, sevgi dolu 🙂 Tabii ki bu çok hoşuma gidiyor da doktorum ağır kaldırma derken sürekli Demir’i kucağıma alıyor olmam da biraz tezat oluyor ama o ağırlıktan sayılmaz değil mi 🙂 Demir’in bana düşkünlüğü artarken memeye düşkünlüğü azaldı, en son günlük emzirme sayım sekizi bulurken şimdi günlük üç beş arası. Bu da günlük rutin sabah uyandığında, akşam 19:30 uyku öncesi ve gece 23:00 uyku öğünü ve arada benim gel emzireyim dediğim keyif emmeleri…
Demir 13,5 aylık oldu, istediği zaman emiyora olması ve onun elinden bu keyfi almadığım için mutluyum :) Artık kontrollerimiz 2 haftalık değil aylık, o nedenle bebeğimi merak ediyorum. 27 Ocak Çarşamba günü sabah karnımdaki hareketlere inanamadım, dışarıdan görünür şekilde hareketlendi bebeğim 🙂 Günlerdir zaten sürekli hareket halinde ve benim elim artık karnımda 🙂 Bu Demir’e hamileliğimin sanırım otuzuncu haftalarında yaşadığım bir histi, bu kadar erken beklemiyordum 🙂 23. haftaya geldik ve anlaşılır şekilde karnım büyüdü, artık kendimi hamile olarak hissediyorum 🙂
Günlerim bu şekilde geçerken @muzisyenanne Ahu Yıldırım’ın iş yoğunluğu arasında eğlenmeyi ve sosyalleşmeyi seven anneler için aylık düzenlediği Mom’s Night Out buluşma zamanı geldi ve bu sefer Kadıköy’de, tabii ki yine @kadıkoyaneleri olarak buluşmada yerimizi aldık 🙂 Yine çok eğlendik, güldük ve yeni arkadaşlarımız oldu 🙂 @muzisyenanne pozitif enerjisiyle ve muhabbetiyle buluşmalara damgasını vururken geceye katılan diğer annelerin de egodan arınmış bir şekilde birbirlerini yargılamadan muhabbet edip eğlenmelerini sağlıyor. Gerçekten büyük iş, bu vesile ile buradan tekrar teşekkürlerimi ve sevgimi ileteyim 🙂
Bu hafta sonu Annem ve yeğenim Ece gelecek Karabük’ten, çok mutluyum 🙂 Bu arada geçen ay kız çocuğum olmayacak diye üzülüyordum ya, halbuki üç tane dünyalar güzeli kız yeğenim var ve onlara ‘’Hala ana yarısıdır ’’ diye öğretiyorum 🙂 Ve onlarla vakit geçirmeyi, saçlarımla oynamalarını, kıkırdamalarını çok seviyorum 🙂
Bu ay çalışmaya biraz ara verdiğim için evde Demir’le bolca vakit geçirerek, dinlenerek mutlu ve huzurlu bir şekilde 23. haftaya geldik, umarım önümüzdeki haftalarımız da bu şekilde geçer 🙂
[author title=”Aslı Cebeci” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/12/ka_foto_asli.jpg”]1979 doğumlu, 2014 Aralık ayından beri Demir’in annesi. 2016 Mayıs ayında doğacak ikinci çocuğunu bekliyor. Uzun yıllar hemşirelik yapmış, halen bir hastanede yönetim kadrosunda çalışıyor ve gezmeyi, fotoğraf çekmeyi seviyor.[/author]