Zennube Ezgi’nin Hamilelik Günlüğü: 17. Hafta

Merhaba sevgili anneler, annelik nedir diye merak edenler ve karnı her geçen gün büyüyenler! 17. haftanın en büyük keyfi pilatesti. Adını resmen altın harflerle haftaya yazdıran konuysa, pilatesi son anda sollayan ‘cücüğün cinsiyetini öğrenme’ haberimiz oldu! Hamile pilatesinden güzelce bahsetmek için bir yazı yazmıştım hafta başında. Ama sonradan büyük haberi veren cücük ağır bastı, pilates yazısı önümüzdeki haftaya kaldı =)

Cücük ne alemde?

Bu hafta evin tadilatları hızla ilerliyor ama, hatta haftaya hemen taşınacak gibiyiz. Hazırlıklar, koşturmalar sürerken kafamda deli gibi sorular. Acaba cücük ne kadar oldu? Keyfi yerinde mi? Cinsiyeti kesinleşir mi?

Bu kontrole Çağdaş’la gitmek istiyorduk ama bu sıralar çok yoğun, işten çıkıp İstanbul’un bir ucuna gelme şansı pek yoktu. Bir de ben bilmeden istemeden bu özel haberli doktor ziyaretini, Çağdaş’ın Almanya seyahatine denk getirmiş oldum. Tabii kocam orada toplantıda binbir heyecanla elinde telefon, whatsapp’ta haberleri bekliyordu. Ben uzun uzun ultrason keyfi yaptım (biraz üzüldüm). Ve sonunda beklenen haberi aldık: Her şey yolunda, çok hareketli bir KIZ geliyor!

ka03062016
— Almanya’dan gelen hediyelerim: Cücüğün annesi rolünde piremses ördek ve yanında rüzgar türbini ve güneş paneliyle yenilenebilir enerjici Çağdaş ördeği.  —

O kadar sevindim ki! Ayrımcılık olmasın diye pek ağzımı açmasam da gönlüm hep kız bebekten yanaydı. Ara ara hayal kurarken baba olmuş Çağdaş’ı gözümün önüne getirince, çok kibar, zarif bir kız babası görüyordum. Hayallerimde hep cücük olarak yer bulan yavru kuş, sonunda ilk kez somut bir kız çocuğu olarak gözümde belirdi. Nedense kendimi onunla hayal etmek yerine, hep gözümün önüne Çağdaş’la yaşayacakları aşk geliyor deli miyim neyim? Hiç de gocunmuyorum – şimdilik – sonradan koyar belki, hep beraber göriciiz.

Kız babası

Bu sırada toplantı aralarında bizden haberleri bekleyen Çağdaş’ı arayıp ”15 santimlik bir kızın varmış babiş!” dememle cancağızımın sevinçle delirmesi bir oldu. Artık o anda neler geçtiyse aklından, “ay ben onu omzumda sırtımda hoplatırım” dedi. Bunun cinsiyetle ne alakası olduğunu tam anlayamadım ama hevesi kaçmasın diye bi şeycik demedim. O da benim gibi, somutlaşan bir cücüğe sevindi sanırım.

Ve artık cücüğümüzün bir adı var: ELA — Baştan beri kız olursa şu, erkek olursa bu diye belliydi zaten. Hop diye sahiplendik Ela kuşu! Haberi duyan herkes de bizim gibi çok sevindi, havalara uçtu! İnsana o kadar güzel geliyor ki kendisiyle beraber başkalarının da bu habere sevinmesi.

Tabii bu duygularım çok uzun sürmedi. Birkaç gün içinde her yer, her konuşma ‘Ela, Ela’mız, Ela’cık’ laflarıyla dolunca biraz içim sıkılmadı değil. Ah dedim, şimdi aylarca herkes Ela, Ela diyerek göbeğimi dürtecek. Gittikçe halka arz olunuyorum, kamusal alana dönüşüyorum. Bebek göbeği ilerleme kaydetmedi henüz, ben de hala bir ‘baby bump’ fotosu zincirine başlayamadım. Zaten bizim cücüğün içeride büyümeye devam ettiğine pek inanamıyorum bu göbekle. Tek dostum ultrason.

ka03062016 (1)
— Geçen yazıda bahsettiğim, artık sadece bebeği kesit kesit göreceğimiz bilgisi doğru değilmiş, nöbetçi doktor yanıltmış bizi. Hala kafasıyla ayaklarıyla sığıyor ekrana cücüğüm.–

Diğer detaylar

İkili testin sonuçlarını görmemiştik, sadece merak edecek bir şey olmadığını öğrenmiştik. Kontrole gitmişken sonuçları da aldık. Daha fazla teste gerek duyulmayacak kadar düşük bir risk grubunda olduğunu gördük. Bu işin %100 garantisi olmasa da, riskin büyük olmadığını bilmek çok iyi geliyor insana.

Beslenme düzenim biraz sıkıntılı geliyordu bana, çocuk aç geziyor diyordum ama doktorcuğuma anlatınca, ‘Ohoo bu yediklerinle büyüyor işte, daha ne olsun. Ek olarak bir de haftada 2 kere köfte yemeye alıştırırsan kendini tam olacak,’  dedi. Ben de bunun yolunu bulmaya söz verdim kendime, hatta mecburum. Çünkü hem artık cücük Ela hızla büyüyecek, hem de ben vicdan azabı çekiyorum yemem gerekirken et yiyemediğim için =(.

Cücükten arta kalan hayatımda yeni bir kitap çevirisi var kapıda. Öncelikle can arkadaşlarımdan Burcu’nun vesile olmasıyla, neredeyse 4 yıl sonra tekrar kitap çevireceğim. Bu hafta yayın evine gidip sözleşme imzaladık. Yıllardır sürekli çeviri yapsam da kitabın keyfi başka! Böylece ben de göbekti, Ela’ydı, köfteydi, mercimekti düşünüp kafayı üşütmeden biraz kitabın derdine düşerim. 5. ay da böylece bitiverir diye umuyorum =)

Bu haftayı bütün tadilatları bitmiş bir ev ile kapatıyorum. Bütün ‘usta fobik’ hikayeleri yalanlarcasına her işimize koşan ustalarımıza da can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Hiç ertelenmedik, hiç oyalanmadık sağ olsunlar. İnsanlık ölmemiş!

Haftaya bir hızla yeni eve taşınıp kendimi Antalya’ya atmak niyetim. Belki de çeviri yaparken ilk göbekli hamile fotoğrafımı oradan gönderirim!

Bol ünlemli! ve sırıtmalı olan bu yazıyı okurken sabredip coşkumu paylaştığınız için teşekkür ederim!

Haftaya görüşmek üzere!

Zennube Ezgi Kaya Ünveren
Zennube Ezgi Kaya Ünverenhttp://kafasikarisikbiranne.com
1989 doğumlu, çocukluğu Kadıköy’de geçmiş, hala da aklı orada olan bir İstanbul insanı. Fransız Dili ve Edebiyatı Mezunu, dijital pazarlamacı, sivil toplum & sosyal projelerle haşır neşir bir anne adayı. Şimdilik kızı Ela’ya hamile ve zamanının çoğunu çeviri yaparak geçiriyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar

2 YORUMLAR

  1. Zennube ne güzel yazmışsın, zaten sen ne güzel bir insansın:) Güzel kızını Olimposta oradan oraya koşarken hayal ediyorum, herşey gönlünce olsun:)

    • Şimdi gördüm yorumunu 🙂 Çoook teşekkür ederim <3 Güneş ve Ateş'i görünce içim coşmuştu, umarım bizimki de yalınayak koşturur ortalıkta 🙂

Yoruma kapalı.