Doula Sima İbrahimiye Ölçer ile Anne&Bebek Yogası Üzerine…

Kadıköy Anneleri olarak sayfamızda eğitim, annelik, bebek dostu mekanlar, seyahat, ürün&hizmet, aktivite, teknoloji, hamilelik&doğum başlıklarına ek olarak, konularında uzman olan kişilerle röportaj yapmaya ve onları ihtiyacı olan kişiler, yani diğer hamile, anne hatta tüm kadınlarla buluşturmaya karar verdik.

IMG-20140701-WA002İlk söyleşimizi Kadıköy Anneleri’nin de sevgilisi olan Anne&Bebek Yogası Hocası Sima İbrahimiye Ölçer ile gerçekleştirdik. Kendisi aynı zamanda bir doula, doğuma hazırlık ve yoga eğitmeni. Tanışıklığımız Anne-Bebek Yogası sayesinde olduğu için bu röportajda özellikle konumuzu sınırlı tutacağız. Hepinize keyifli okumalar dileriz.

K.A.: Merhabalar Hocam, öncelikle röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Size soracağımız çok soru var ama öncelikle bize kısaca kendinizden ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Ne zamandır yoga yapıyorsunuz? Yoga yapmaya nasıl karar verdiniz?

S.Ö.: Merhabalar herkese. 1975 İstanbul doğumluyum. İlkokul yıllarında piyano ve solfej dersleri aldım. İlkokuldan üniversiteye kadarki süreçte de normal eğitimin yanısıra klasik bale eğitimi aldım. Üniversitede okurken anaokullarında bale ve drama dersleri verdim. Ortaokuldan itibaren Doula olana kadar da okul tiyatrosu ve amatör gruplarda tiyatro oyunculuğu yaptım. Uzun yıllar özel sektörde çalıştıktan sonra ayrıldım ve 35 yaşımda hayatımın yönü tamamen değişti. Eskiden aralıklarla yaptığım yoga pratiğimi düzenli ve sık yapmaya başladım. İngiliz menşeli bir kurum olan Birthlight‘tan Anne-Bebek yogası eğitimi aldım. Hemen sonrasında ders vermeye başladım. Daha sonra Doulalık eğitimi, hamilelik yogası eğitmenlik eğitimi, doğuma hazırlık eğitmenlik eğitimi, aktif doğum eğitimi, çocuk yogası eğitimi gibi eğitimler aldım. Hala da sürekli eğitim almaya ve vermeye devam ediyorum. Yoga hayatımın bir parçası. Sürekli yoga yapan bir insan değilim. Daha çok doğum ve bebek odaklı çalışıyorum.

K.A.: Dersler esnasında bize Türkiye’de Anne&Bebek Yogası’nın yeni bir aktivite ve sizin de bunu ilk hayata kişilerden birisi olduğunuzu söylemiştiniz. Nasıl başladı bu süreç?  Anne&bebek yogası ile nasıl kesişti yollarınız?Sizin için bu mesleğin en çekici yanı nedir? Anne&Bebek Yogası hocası olabilmek için nasıl bir eğitim aldınız?

Beykoz-20140219-00152S.Ö.: Ben eğitimimi 2011 yılında aldım. Daha önce bildiğim kadarıyla pek yaygın olarak ders verilmiyordu. Bizim gruptan da 13 kişiden toplam 3-4 kişi ders vermeye başladı bildiğim kadarıyla. Ben eğitimi alan en sıradan insandım bellki de. Diğer arkadaşlar genelde yıllardır yoga yapan eski hocalardı. Ben en çok anneydim,  şarkı söylemeyi ve bebekleri çok seviyordum. Doğumla olan ilişkim 2004 yılında ilk doğumumla başlamıştı. Özel sektörü bırakınca hayat beni şu an ait hissettiğim yere getirdi.  Herkes doğumla ilgili birşeyler yapmam gerektiğini düşünüyordu. Ben de hep öyle hissediyordum. Planlayarak hesap kitap yaparak değil, hissederek, iç güdülerimi dinleyerek bu eğitimi almaya karar verdim. En çekici yanı bebek enerjisi ile sürekli buluşuyor olmak. Tatlı annelerle paylaşımda bulunmak. Ben öğretmiyorum aslında sadece paylaşıyorum. Aldığım eğitim İngilizce ve daha çok erken bebeklik dönemini kapsayan bir eğitimdi. Yoğun geçen teorik ve pratik eğitimin ardından bir sürü ödevi de tamamlamak gerekliydi.

K.A.: Anne ve bebek neden birlikte yoga yapmalı? Bu aktivite aralarındaki ilişkiyi nasıl etkiler? Anneye ve bebeğe faydaları nelerdir?

Beykoz-20140614-00530S.Ö.: Anne ve bebek pratikte sürekli birlikteler fakat genelde rutin yapılan aktivitelerle geçiyor zamanları. Emzirmek, mama vermek, alt değiştirmek vs. derken bakmışsınız akşam olmuş. Anne-bebek yogasında rutinin dışında sadece onlara ait özel zaman geçirme şansı var. Tam doğum anında başlayan anne-bebek bağlanmasının devamı ve güçlenmesi için çok güzel ve özel bir beslenme kaynağı bu aktivite. Bebekler annelerinin sesini duymaktan, beraber hareket etmekten çok hoşlanırlar, eğlenirler, öğrenirler. Refleks hareketlerden bilinçli hareketlere geçişleri daha kolay olur. Hayatlarında ilk kez kendileri gibi bir sürü bebeği bir arada görürler. Gaz problemleri ciddi oranda azalır, genellikle ders sonunda gevşeyerek rahatça huzurlu bir uykuya dalarlar. Anneler ise belki de hayatlarında ilk kez düzenli bir aktivite için sokağa çıkıyorlardır bebekleriyle. Diğer annelerle tanışmak, sohbet etmek, paylaşmak ve en önemlisi pek çok konuda yalnız olmadığını anlamak yeni bir anne için eşsiz bir deneyim oluyor. Adı üzerinde anne-bebek yogası. Aynı zamanda anneler de hareket ettiği için, doğum sonrası zayıflayan kasları (Pelvik taban kasları, karın kasları vb. gibi) güçlendiriyor, sürekli öne eğilen üst bedenleri gevşetip esnetiyor, bedensel ve zihinsel olarak rahatlıyoruz.

K.A.: Derslerde özel bir malzeme kullanılıyor mu? Bebekler hangi yaş aralıklarında olmalı? Birlikte ne tür hareketler yapılıyor?

S.Ö.: Mat ve minderler ders verilen stüdyolarda mevcut. Bebeklerin kendilerine ait ince bir battaniye getirmelerini istiyoruz. Onun dışında anne ve bebeğin rahat kıyafetlerle gelmesi yeterli. 6 haftalıktan itibaren anne ve bebek hazır hissediyorsa başlayabilirler. Bitişi açik bırakıyoruz. Genelde emekleyen ya da yürüyen, ilgisi dağiıan, sıkılan bebekler bırakıyorlar gelmeyi. Ama bazı bebekler emeklese de çok keyif aliyorlar ve devam ediyorlar. Ben karışık gruplara aynı anda ders verebiliyorum. Bazı hareketleri yapmamaları gerekiyorsa uyarıyorum. Bebeklerin aylarına göre ayarlıyorum. Beraber nefes çalışmaları, ses çalışmaları, meditasyon, bedensel hareketler, masaj, topla hareketler, zihinsel gelişimi destekleyen sağ beyin, sol beyin dengesini arttıran pek çok hareket yapıyoruz, bolca şarkı söylüyoruz.

K.A.: Yine derslerde söylediğimiz Türkçe-İngilizce şarkılar ve bebeklere uyguladığımız hareketleri, belli bir süreç içinde yaptığınız çalışmalar sonucunda geliştirdiğinizi ve bir nevi patentlerinin size ait, kendinize özgü bir tarzınız olduğunu söylemiştiniz. Bunu açarsak?

Kadıköy-20140610-00512S.Ö.: Genelde bütün işlerde alınan eğitim aynı olsa da herkes biraz farklı tarzlarda yapar aslında. Anne-bebek Yogası dersleri veren hem de çok iyi veren çok tatlı arkadaşlarım var önerebileceğim. Sadece bebek söz konusu olduğu için çok hassas ve bütünsel bir yaklaşımda olmak çok önemli. Ben bu işi çok sevdim ve fazlaca zaman ayırıp emek verdim. Şöyle ki; bu eğitim İngilizceydi fakat ben Türkiye’de ders verecektim. Hemen oturdum şarkılar üzerinde çalışmaya başladım. Evirdim, çevirdim, besteler yaptım, uyarladım derken 3 yılda gittikçe artan ciddi bir şarkı ve tekerleme repertuarım oldu. Tabi ki şarkı ve tekerlemeleri hareketlerle birleştirmek de sonraki adımdı. Yoğun olarak ders vermeye başlayınca bir süre sonra daha fazlasına ihtiyaç duydum. Okuduğum kitaplar, izlediğim videolar, aldığım çocuk yogası eğitimi ve diğer eğitimler sayesinde verdiğim dersin içeriğini genişlettim iyice. Normalde 5 haftalık bir ders programıyken, şu anda neredeyse 1 yaşına kadar derslerime devam eden bebekler ve anneler var.

K.A.: Diğer Anne&Bebek yogası dersleri nasıl geçiyor bilemiyoruz ama biz 1 saat boyunca sizden bebeklerimizle yapabileceğimiz hareketler dışında uyku eğitimi, fiziksel gelişim, sling-kanguru kullanımı, seyahat, yeme-içme vs hakkında da tavsiyeler alıyoruz. Bize karşı gösterdiğiniz hassasiyetinizde, iki birbirinden güzel ve parlak çocuğa (Müzisyen Peri ve ressam Şirin’e buradan sevgiler) sahip olmanızın etkisi var mı sizce?

S.Ö. Kesinlikle herşeyin kaynağı onlar zaten 🙂 Doula olmam ve diğer işleri yapmam annelik yolculuğumla başladı. Annelik hormone seviyem çok yükseklerde. Ve sürekli bebek ve hamilelerle çalıştığım için çok canlı kalıyor. Emzirmeyi bırakalı çok uzun süre olmasına rağmen epey bir zaman benden süt gelmeye devam etmişti örneğin 🙂

K.A.: Türkiye ‘‘Anne&Bebek Yogası’’ konusunda nerede? Ne kadar yaygın? Yeterli ilgi var mı? Dersleri veren hocaların nasıl bir eğitimden geçmesi gerekiyor? Ehil olmayan kişilerden ders alma riskine karşın hangi mekanlar tercih edilmeli ve hocanın hangi sertifikalara sahip olup olmadığı kontrol edilmeli?

Sarıyer-20140614-00540S.Ö.: Türkiye çok iyi bir yerde olmasa da gittikçe iyiye doğru gidiyor. 3 sene önceki haliyle şu anki hali çok farklı. Daha çok eğitim verildikçe, derse gelenler diğerlerine anlattıkça, insanlar bu aktivitenin şifasını farkettikçe çok yayılacak eminim. Ben o kadar inaniyorumki faydasına, direkt tanık oluyorum zaten ve yayılması için elimden geleni yapıyorum. Ama çok teknolojik bir insan değilim, mesela blog yazmıyorum. Dergilere, televizyonlara çıkmıyorum. Ama aslında yapmak gerek böyle tanıtım çalışmaları. Türkiye’de bu eğitimi veren bir kurum yok şu an. Ama pek yakında bir sürpriz olabilir. Benim de gittiğim Birthlight’tan eğitim almış kişiler olması önemli bir kriter olabilir. Kişinin bütünsel anlamda doğum, hamilelik ve bebekle ilgili konularda bilgi sahibi olmasi da önemli bir tercih sebebi olabilir. Mekan olarak;  Doum, Nefess, Ayşe Öner, İda, Anne Zen önerebilirim. Bunların çoğu benim ders verdiğim yerler. İki tanesi de birebir tanıdığım ve güvendiğim arkadaşımın ders verdiği doğumla ilgili yerler.

K.A.: Bize derslerde birlikte söylediğimiz şarkıların sözlerini e-posta olarak atarak, öğrendiğimiz hareketleri evde düzenli olarak bebeklere uygulamamızı salık veriyorsunuz. Bebekle evde yoga yaparken özellikle nelere dikkat edilmeli?

S.Ö.: Bebeğin en keyifli olduğu zaman tercih edilmeli. Çok aç ve uykusuz olmamalı. Ağlıyorsa kesinlikle ısrar edilmemeli. Evde yapılan yoga günde 15-30 dakika arası olsa yeterlidir. Banyo sonrası masajla birleştirilebilir. Şarkı söylemek ihmal edilmemelidir. Unutmayın; bebeginiz için dünyanın en guzel ses sizinkidir. Bunun değerlendirin 🙂

K.A.: Son olarak sizin eklemek istedikleriniz var mı?

S.Ö.: Derslere düzenli gelmek çok önemli. Küçük bebeklerin genelde rutini olmuyor. Uyku-emme-kaka arasında gidip geliyorlar. Bebek uyuyor diye evden çıkamazsanız hayatınız çok kısıtlanabilir. Biraz rahat olmakta fayda var. Siz rahat olunca bebek de olur. Bebekler her ortama hızlıca alışabiliyorlar. Uyurken kapın çıkın bebeğinizi 🙂 Yabancılar bu konuda çok takdire şayan. Kar kış demeden geliyorlar düzenli olarak 🙂 Sizlere ayrıca aile yogasından da bahsetmek isterim. Katılımcılar anne, baba, bebek 🙂 Genelde yılda 1-2 kere yapıyoruz bu aktiviteyi. Babaların katılımıyla çok eğlenceli geciyor. Cumartesi ya da pazar günleri yapıyoruz. Bolca partnerli hareket mevcut. Bebekleri çoğunlukla babalara taşıtıyoruz. Ailecek yapılabilen çok özel bir aktivite.Takipte kalin, kacırmayın! 🙂

K.A.: Sima Hocam değerli sohbetiniz ve röportaj için çok teşekkür ederiz.

Sevgili anne ve anne adayları, Anne&Bebek Yogasıyla ilgili gelişmeler ve haberler için sayfamızı takipte kalın!

[author title=”Aslı Altınok Erdal” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2016/05/ka_asli_foto.jpg”]1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı(Nam-ı diğer “Muhtar Anne”), 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupagete İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektöründe 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri’ni kurdu. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık sektöründe pazarlama işi, Kadıköy Anneleri, İFSAK bünyesindeki 4 Mevsim Büyükada, Şiirden Fotoğrafa İstanbul, Yansıyan Kadınlar belgesel fotoğrafçılık projeleri ve aile hayatı dörtgeninde hayatta kalma mücadelesi veriyor.[/author]

Aslı Altınok Erdal
Aslı Altınok Erdalhttps://kadikoyanneleri.com
1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı, 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupage’te İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektörü PR&Marketing ve Proje Müdürlüğü görevi ile Uzak Doğu’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan Slav Bölgesine, Avrupa’dan Körfez Bölgesine 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte, ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri'ni kurdu. 1 Haziran 2014‘ten bu yana sosyal medya hesapları aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşan ve 13. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Eğitim kategorisinde Halkın Favorisi seçilen Kadıköy Anneleri'nde, onlarca annenin katkıda bulunduğu yazılarına yer vermekte. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık, Kadıköy Anneleri, sosyal ve aile hayatı dörtgeninde var olma telaşını sürdüyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar