Herkese yeniden merhaba,
Öncelikle geçen haftaki yazıma göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Sizlerden gelen iyi dilekler ve güzel yorumlar inanın beni çok mutlu etti!
Gelelim bu haftaya; Salı günü eşimle bebeğimizin aylık rutin muayenesine gittik, tabi önce hemşiremiz tansiyon ve kilomu ölçtü. Tansiyon iyi de, kilo fena! Tamı tamına 10 kilo almışım, doğuma kadar da “Maksimum” 5 kilo alabilirmişim! İnanırsak, olur tabi…Ben bu 10 kiloyu nasıl aldığımı anlamadım ki geri kalan 5’ini kontrol edebileyim 🙂 Tartıya bir çıkıyorum hop 1 kilo, hop 2 kilo, ohhhh…Mesel geçtiğimiz haftasonu Eminönü Havuzluhan’a gittik annemle, acıktık, etrafta temiz yiyecek bir şey bulamayız diye simit ayran yapalım dedik. Bir de baktım aldığımız 2 simidi birden 5 dakikada mideye indirmişim! İnanamadım, anneme iftira atmaya başladığım an aslında hepsini tek başıma yediğimi anladım. Normal hayatımda zaten iştahlıydım, şimdi aldığım vitaminler, psikolojik durum vs. derken bizim kanallar iyice açıldı.
Neyse gelelim doktor muayenemize. Doktorumuz tabi kiloyu görünce, “şeker tahliline gerek kalmadan, sanki şekerimiz varmış gibi beslenmeye başlayalım”, dedi. “Sık sık ama az az” yemem gerektiğini de söyledi. Bütün hamileler bilir; kedi – köpeklerle ilgili bir bakteri var, iyi yıkanmamış sebzelerden ve iyi pişmemiş etlerden geçebiliyor. Benim bu bakteriye bağışıklığım yok, bu sebeple haftaiçi çalıştığım günlerde, dışarıdan et ya da sebze türü şeyler yememeye özen gösteriyorum, bunları yemediğim zaman da yenilebilesi bir tek şey kalıyor geriye; karbonhidrat nam-I diğer pide-mantı-makarna, işte artık bu caaaanım yemeklerle vedalaşma zamanı gelmiş.
Biraz da fındığımızdan bahsedelim; yaklaşık 23 cm ve 340 gr olmuş, çok şükür herhangi bir sorun yok. 3 hafta sonra tetanoz aşısı, rutin kan tahlili ve şeker yüklemesi yapacağız. Aile hekimlerinin bu hizmeti ücretsiz olarak verdiğini de ikiz bebek bekleyen arkadaşımdan öğrendim. Sanırım ben de Aile Hekimliği’nde yaptıracağım. Bir de hamilelik piyasasında Canan Karatay’dan kaynaklanan şeker yüklemesi ile ilgili muamma bir durum oluşmuş. Canan Hanım şeker yüklemesi yaptırmanın, anne karnındaki bebeği direkt şeker hastası yapmakla eşdeğer olduğunu ifade ediyor, aynı zamanda akciğerleri ile ilgili solunum yetmezliğine sebep olacağını da. Tabi bu olayı doktorumuz Münip Bey’e danıştık; kendisi 50 ml. şekerin gün içerisinde yediğimiz her şeyden alınabileceğini düşünüyor. Yani yediğim mantılar, makarnalar zaten şeker yüklemesi yerine geçiyormuş. Bilemiyorum, yaptıran var yaptırmayan var, ben doktoruma güvenip yaptıracağım. Hoş, zaten bende şeker çıkma potansiyeli çok yüksek, her şeyden önce zayıf hamilelerden değilim. Aayrıca yemeklerden sonra tatlı yemek benim olmazsa olmazım, sonra ailede genetik şeker var…Ohooo var da var! Neyse, yapacağız artık bir şeyler…
Doktorla olan görüşmemizin dışında, bebeğimizle ilgili hala bir hareket yok, benden haftaca geride olan hamile arkadaşlarımın bile bebekleri, adeta içeride at koşturuyor gibi hareket ediyormuş, bizimkisi ise hep yatış modunda. Asya Hanım’ın hareketlerini dört gözle beklemekteyiz, kendilerine de bu yazı aracılığıyla seslenmiş olalım 🙂
Haydi bakalım “Sağlıcak ve neşe” ile haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın.
Eğer siz de Hamilelik Günlükleri bölümümüzde yazmak isterseniz, lütfen bilgi@kadikoyanneleri.com adresine bilgilerinizi gönderin. Paylaşımlar için şimdiden teşekkürler!
