Merhaba Kadıköy anneleri ve hamileleri,
Sanırım aylardır yazamadığım en zor günlük bu oldu. Aylık demek gerek gerçi. Bazı şeylerle boğuşunca kendini dinlemeye vakit ayırmamak istiyor insan, kendimi anlıyorum. Oturup karşı karşıya kaldığım başkası değil çünkü. İnsan yazmaya başladığında direk kendisiyle karşı karşıya. Önce Zafer’den haber vereyim size.
28 hafta 6 günlük olduk. 1 kilo 200 gr ve oldukça hareketli. Gece uykusuzluğum çok. Gündüz bir kaç saat uyuyabilsem de bazı geceler yatakta oturuyorum. Bu hafta 55 kilo oldum. Neredeyse her ay 1 kilo almışım. Bu güzel bir gelişme benim için. Kilo alamadığımı, bebeğimi iyi besleyemediğimi düşünüyordum. Kan değerlerim 9.4 çıktı. Geçen ay dahiliye kan depon küçük ondan diyerek iğne talebimi geri çevirmişti. Dişlerimi çektireli beri herhangi bir ilaç aldığımda direk midem bulanıyordu, yutamıyordum. Şurubu çocukluğumdan beri içemedim annemler ağzıma zorla döktüler o zaman bile kusardım. Bu sebeple tek alternatifim iğneydi. Geçen ay ihtiyaç yok denen iğneye bu ay “mutlaka yaptırmalısın!” dendi. Daha başlamadım 3-4 güne 1 olmak kaydıyla başlayacağım. B12 de düşük olduğu için onu da ayda 1 iğne şeklinde verdi. Yani kalan2 ayda 2 defa iğne olacağım. Bunun dışında fiziksel olarak inanılmaz zorlanmaya başladım. Eğilip kalkamıyorum, çok uzun süre ayakta duramıyorum, nefes almakta zorlanıyorum. Ama oğlum 2 tekme atıyor: “hah” diyorum ” gel de bitsin sıkıntılarım”.
Her gece rüyamda görüyorum, doğurmuşum da kokluyorum. Greys Anatomy’nin doktorları tarafından doğurtulduğum da oldu Modern Family çiftleri tarafından kontrole götürüldüğüm de. İçimde çok büyük bir özlem var. Sanırım kalan 2 buçuk ay boyunca özleyeceğim oğlumu. Ultrason gününü resmen iple çektim. Doğru düzgün yüzünü göstermedi ama kalbini gördüm. Babasına video çekmesini söylemiştim. Vallahi özlüyorum ya.
Tuvalet sıklığım arttı, mide yanmalarım korkunç bir seviyede. Çok süt içiyorum ama son 2 haftadır düzgünce su içemiyorum. Suya karşı hep böyleydim fakat motive olmam gerek. İçtiğimde halsizliğim, baş ağrım, mutsuzluğum kalmıyor. İçmeyince kendimi oturduğum yerden kazımak zorunda kalıyorum. Odaklanamıyorum, okuyamıyorum, yazamıyorum. Bir hayli önemli yani. Su içmek için elinizden geleni yapın. İçtiğim zaman kendime güvenim bile artıyor. Ev işlerinde eşim genellikle çok yardımcı oluyor. Halim olmadığında karnımı doyuruyor; çamaşırı, bulaşığı hallediyor. Havaların soğuması ise biraz fazla etkiledi beklediğimden. İnanılmaz gaz sıkıntısı çekiyorum. Bir avm de biraz yürüdüm ve ertesi gün üşüttüğüm için gazdan ölüyordum. Yataktan çıkamadım. Egzersiz çok yapamıyorum ama bacaklarımda şişme yok. Bazı günler karıncalanmalar olmaya başladı. Huzursuz bacak sendromu diyorlar ama doktora söylemeyi unuttum. Su içtiğimde olmuyor. Bi de burnum çok kuruyor. Kan geliyor temizlerken. Sanırım odamın havası çok kuru. Elektrikli soba kullanıyoruz ve havayı nemlendirmeyi ihmal ediyoruz. Buna da bi çözüm düşünmem gerek. Buldum: Su içmeliyim çok 🙂
Bu ay canımız onun iş yeri durumlarından ötürü bir hayli sıkıldı. Birikim yapmadan sürpriz bir bebek durumu, onun iş yerinde çıkan sorunlar, işsiz kalma falan bizi biraz yıprattı. Ama her geçen gün yanımızdaki insanların bize güç vermesi, dostlarımın hep arkamda durması, birbirimizi en kötü durumda bile incitmemek için uğraşabildiğimizi görmek her şeyin altından kalkabileceğimizi öğretti bana. Yani sıkıntı geliyorsa da buyursun gelsin. Çiftler birbirlerine güvenip, sıkıntıyı gidermek için uğraştıklarında, sorunun ilişkide, evlilikte değil şartlarda olduğunu anladıklarında ve el ele verebildiklerinde altından kalkamayacakları hiçbir şey yok. Bunu gösterdi bana bu ay.
Ben Zafer incinmesin diye sinirlenmedim, eşim sakinleştirici kullanarak kendini toparlamaya çalışıyor. Her şey güzel olacak diyoruz. Bebeğimize hediyeler yolluyor sevdiklerimiz, ben eşimden daha heyecanlıyım umarım o benim kadar heyecanlanmaz. Birimizden birinin soğukkanlı kalması gerekiyor. Ve sanırım erkekler bebek doğduktan sonra baba oluyor. Bekleyip göreceğiz.
Bu arada hastanemizden bizi biraz üzen bir haber aldık. Baba doğuma giremiyor. Herhangi bir destekçi de almıyorlar içeri. Doğum fotoğrafçısı da ameliyathaneye giremiyor. Spinal sezeryan olacağım. Doğumun tarihini de 1 Nisan 2016 olarak belirledik. Annem 31 Martta gelecek ve 10 gün kalacak. Onun yanımda olduğu zamanı iyi değerlendirmem gerek. Doktorum normal doğum tarihinden 10 gün önce olsun dedi. 9 Nisan gözüküyor ama annem 30 yıllık hemşire olarak kasılman olmadığı sürece tut içinde tutabildiğin kadar diyor. Anneme bağlı olarak 4 Nisan’a da değiştirebiliriz doğum gününü.
Ayrıca Zafer’i yenidoğan sünneti yaptırmaya karar verdik. Hem benim hem eşimin dini bir ritüel olarak değil de sağlık sıkıntısı olarak gördüğü bu süreci atlatabileceğimiz en uygun zaman doğum sonrası diye düşünüyoruz. Hem bakım için annem yanımda olacak hem de dikişsiz bir şekilde acısını, travmasını yaşamadan geçirmiş olacağız. Henüz çocuk cerrahı ile konuşmadık ama eğer anatomik bir sıkıntı olmazsa kararımız kesin.
Maddi zorluklar dışında bizde büyük sıkıntı yok. Gözümüzü kulağımızı Zafer’imizin gelişine diktik bekliyoruz. Ama beklerken ilk bebek hamileliği acemiliği yaşıyor olabilirim. Özel herhangi bir ritüelim yok. Çatlaklarım çıkmadığı için krem vs kullanmıyorum. Bebeğe ninni falan dinletmiyorum. Arada seslenip konuşuyorum. Etrafımda ki canlı tek birey Köpeğim Mathilda olduğu için kendi kendime konuşuyormuş gibi hissediyorum. Babası da çok konuşmuyor. Sanırım o konuşmuyor diye ben de konuşmaktan çekiniyorum. Ama en çok babası eline gitarını alıp şarkı söylediğinde rahatlıyor oğlum onu biliyorum. Çünkü ben de öyle hissediyorum 🙂 Arkadaşlarım Zafer’e hediyeler yolluyor, onu bekliyor. En elzem ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorlar. İyi ki varlar.
Bu seferlik de bizden bu kadar. Daha sıklaştırmaya çalışacağım yazılarımı. Kendinize ailemizin en güzel varlıklarına dikkat edin. Sevgilerimle.
Bana mail atmak isterseniz aspurcegizem@gmail.com belki paylaşmak istedikleriniz olur. Ya da belki bez, yeni doğan kıyafeti(kullanılmış da olur) göndermek istersiniz. Ne hoş olur. Öpüldünüz.
[author title=”Aspurçe Gizem Koçak” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/10/ka_foto_aspurce.jpg”]Zafer Artu‘ya hamile. 28 yaşında bir çöl ahusu. Mersinli baba Amasyalı anneden olma, Çorum doğumlu, gençliğini Diyarbakır, Erzincan, Malatya’da geçirmiş çok memlekete ait bir kadın. Kırıkkale Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bitirdi. Çok uzun yıllardır blog yazıyor. Kişisel blogunda hayatını, endişelerini, yazmaya devam ediyor. 2011 yılından beri özel kurumlarda öğretmenlik yapıyor. Cinsiyetçilik yapan medya unsurlarına takıntılı olduğu için 3 arkadaşıyla beraber cinsiyetçi medya takip sitesi www.cinsomedya.org‘u kurdu. 2 kedisi 1 köpeği var. 2015 Eylül’de sürpriz bebeğinin babası ile evlendi.[/author]