35. haftama başlarken oğlum ve eşim bana doğum öncesi kafa izni vermeye karar vererek 3 günlüğüne kayınvalidemlerin yazlığına gittiler. Fark ettim ki oğlum doğduğundan beri yani neredeyse 5 senedir evimde hiç yalnız kalmamışım. E tabi durum böyle olunca o 3 günde ne yapacağımı şaşırdım. Canım ne zaman isterse o zaman uyandım, ne zaman isterse tekrar uyudum; kitap okudum; arkadaşlarımla program yapmadan buluştum; ne yemek yaptım ne de ev işi. Bu 3 gün o kadar iyi geldi ki doğum öncesi resmen enerji topladım. Ama bir yandan da evde ikisinin de eksikliğini fazlasıyla hissettim. Hatta döndükleri akşam oğlumu da yanıma alıp uyudum.
Topladığım bu 3 günlük enerji ile Tegu’nun tanıtımını yapabilmek için etkinlikten etkinliğe koştum. 2 haftada toplam 5 tane etkinliğe katılarak doğum öncesi artan enerjimi hakkıyla kullandım. Önce sevgili Renan Tavukçuoğlu’nun Tavsiye Evi’nde Tegu’ları blogger ve girişimci annelerin çocuklarıyla tanıştırdık. Sonraki hafta sonu Bebek Şenliği’ndeki standımızda onlarca çocuk mıknatıslı ahşap bloklarımızla oynadı. Sonraki gün ise elde edilen gelirle çocuk haklarını desteklemek amaçlı kapılarını açan TOG’un kermesindeydik. Sonraki hafta sonu ilk önce Kültür Koleji’nin düzenlediği Kültür Şenliği’ne katıldık. Son olarak da sevgili Ece Kumkale’nin Koşuyolu’ndaki Hassas Anne Etkinlik Merkezi’ne konuk olduk ve 2 saat çocuklarla çok keyifli vakit geçirdik. Ayşim ve Gamze öğretmenlerin konukseverliği ve etkinlik sırasındaki yönlendirici ve pozitif yaklaşımları harika bir 2 saat geçirmemi sağladı. Bu arada özellikle Bebek Şenliği’nde geçirdiğimiz 2 günde yine Türk anne-babalarının tipik davranışıyla karşılaştık. Belki 1 saat bile dayanmayacak yüz boyaması ile eve gittiğinde bir daha yüzüne bile bakmayacağı kum boyamasına 20’şerden toplam 40TL veren anne-babalarımız, senelerce oynayacağı ve hem kişisel ve hem de duygusal gelişimine katkıda bulunacak ahşap bir oyuncağa 100TL vermeyi tercih etmiyor. Hem de çocuğu dakikalarca bizim standımızda keyifle oynamasına ve oyuncağı almak için anne-babasına yalvarmasına rağmen. Eğitim şart diye klişeleşmiş bir söz var ya gerçekten de özellikle içinde bulunduğumuz bu dönem için çok doğru. Bilinçli bir gelecek için önce anne-babalarımızı eğitmemiz gerçekten de şart.
Bu arada hamileliğimin başından beri niyet ettiğim ama bir türlü araya sıkıştırıp da başlayamadığım Hypnobirthing eğitimine Annezen’de Ayca’nın eğitmenliğinde sonunda başladık. Hamile yogasında da beraber olduğumuz Burcu ve eşi ile birlikte 2 çift olarak eğitim alıyoruz. Toplam 5 hafta 2,5’ar saat sürecek bir eğitim serisi. Umarım doğuma gitmeden 5 haftayı tamamlayabiliriz Daha çok başında olmamıza rağmen Hypnobirthing felsefesine aşık oldum. Aslında rahmin de vücuttaki diğer kaslardan bir farkı olmadığını ve doğum sırasında ağrı duymanın tamamen bilinç altımızdaki öğrenmişliklerden kaynaklandığını anlatıyor. Doğumun aslında gerilme, zorlama, ıkınma değil tamamen bir gevşeme durumu olduğunu kabullenmeyi öğretiyor. Bunları öğrenirken bir yandan da evde gevşeme egzersizleri ile tüm süreci desteklemek gerekiyor. Doğuma kadar olan süreçte gevşemeyi pratik ederek ve bir yandan da görsellemeler üzerinde çalışarak, ağrısız, kolay ve dingin bir doğum yapmak mümkün oluyor. Ders sırasında seyrettiğimiz Hypnobirthing doğumlarında kadınlar sadece nefes alıp vererek büyük bir sakinlik içinde bebeklerine kavuşuyorlar. O görüntüleri seyrettikçe yaklaşan doğumum ile ilgili daha da çok heyecan duymaya başladım. Henüz eğitimi tamamlamamış olmama rağmen doğal doğum yapmak isteyen herkese eşiyle birlikte katılmasını kesinlikle tavsiye ederim.
Emre’nin ikinci çocuğum olması, hem aynı cinsiyette olup hem de aynı mevsimde doğuyor olması gibi nedenlerden dolayı hiç yeni bir şey almadım. Hatta öyle bir rahatlık içindeyim ki Aras’ın odası olacak odayı boşaltmak dışında başka bir şey de yapmadım. Neyse ki arkadaşım Berrin’in bana kahveye geldiği bir akşam bu konuda beni kendime getirmesiyle birlikte hemen o akşam Emre’nin ana kucağının siparişini verdim. Aras’ın baston pusetiyle birlikte kullanabileceğimiz bir ana kucağı aradım. Zaten toplamda en fazla 6 ay kullanılan bir şey olduğu için 2. el almaya karar verdik. Tutumluanne.com’dan çok az kullanılmış bir tane buldum ve hemen sipariş verdim. Neyse ki artık Emre’yi hastaneden çıkarıp arabaya koyabileceğimiz bir ana kucağımız var
Hazırlıklara başlamışken doğum fotoğrafçımız Alev Durmuşoğlu ile de irtibata geçip detayları netleştirdim. Aras abi olacağı için bu sefer doğum öncesi hamilelik fotoğrafı da çektirmeye karar verdim. Yoğun etkinlik takvimim arasında buluşmak üzere randevulaştık ve çekimi gerçekleştirdik. Çok ama çok keyifli oldu. Aras bütün sevimliliği ve de enerjisiyle çekime damgasını vurdu. Alev doğum öncesi tadımlık birkaç fotoğrafı da paylaştı bizimle.
Büyüyen hamile göbeğimi ve hormonların vücudumda yarattığı değişiklikleri o kadar seviyorum ki hep hamile kalasım var. Sanki saçlarım, yüzüm, gözlerim ayrı bir ışıkla parlıyor. İçimde bir yandan oğluma kavuşacak olmanın heyecanı var ama bir yandan da zaman yavaşlasın ve ben bu günlerin tadını doyasıya çıkarayım istiyorum. 36. haftamın tamamlanmasıyla birlikte artık doğum sürecine resmen girmiş olmam da ayrı bir heyecan veriyor. İkinci hamileliğim olmasının avantajıyla bu dönemi neler olacağını bilmemenin tedirginliği yerine, oğlumla kavuşma anımızın güzel hayallerini kurarak yaşıyorum. Ayca’nın hypnobirthing eğitiminde de dediği gibi doğum aslında anneden ayrılış değil anneye kavuşma anı. Onun için de bu anın benim, eşim ve bebeğimiz için en özel ve de doğal şekilde olmasını hayal ediyorum.
Bu arada bu kadar hareketli olduğum için beni sürekli uyaranları da artık dinleyip canımı sıkmıyorum. Şunu fark ettim ki ben buyum ve bu şekilde yaşayarak mutlu oluyorum. Günün sonunda en önemli olan şey insanın kendini nasıl mutlu hissettiği değil mi zaten?
[author title=”Mine Dedekoca” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/08/ka_minededekoca_foto.jpg”]Aras’ın annesi. Doğma büyüme Kadıköylü ve bir Kadıköy aşığı. 2011 yılında Aras’ın doğması ile birlikte kurumsal hayata veda edip kendi işini kurarak evden çalışmaya başladı. Halen kurucusu olduğu elektronik davetiye sitesi Davetpostasi.com‘u yönetiyor ve aynı zamanda Stage-co ekibi ile birlikte girişimcileri destekleyen etkinlikler ve eğitimler düzenliyor.[/author]