Herşeyin modasını yaratmayı pek iyi bilen Amerikalılar, ebeveynlik felsefelerinin de modalarını yaratıyorlar. Hem de bu öyle bir moda ki farklı ebeveynler arasında kamplaşmalara, hatta aile içinde bile tartışmalara yol açıyor. Eskiden üzerine çok düşünülmeyen, düşünülse de doktrin haline getirilmeyen çocuk büyütme, günümüzde bir savaş alanına dönmüş durumda. Elbette bunun en temel sebebi sosyo-ekonomik. Geleceğin özellikle ekonomik açıdan çok belirsiz ve güvencesiz olduğu 21. yüzyılda anne-babalar çocuklarının beceri ve yeterliklerini olabildiğince arttırmaya çalışıyor. Devlet desteğinin çok da yeterli olmadığı, geniş ailelerin birbirlerinden uzakta yaşadığı Amerika gibi bir ülkede nükleer aile, endişe içinde çocuğunu en iyi büyütecek felsefeyi bulmaya çalışıyor. Bunların bazıları Türkiye’de de çevremizde görebileceğimiz felsefeler.
Ebeveynliğe yaklaşım temelde ikiye ayrılıyor: çocuk-temelli ve ebeveyn-temelli yaklaşımlar. Adı üstünde, çocuk temelli yaklaşımlar, çocuğu ailenin merkezine yerleştiriyor, anne-babanın eski hayatından vazgeçip çocuğa uygun düzenlemelere girişmesini teşvik ediyor. Bunun tersine ebeveyn-temelli yaklaşımlar ise çocuğu varolan bir aile düzeninin parçası olarak büyütmeye, anne-babanın eski hayatını olabildiğince korumasına destek oluyor. (İlgilenenlere not: Bu yaklaşımı anlatan en keyifli kitap benim için Pamela Druckerman’ın Bringing Up Bebe kitabı oldu.) Elbette sonuç olarak çoğu anne-baba bu iki yaklaşım arasında kendi yollarını çiziyor ama yine de şu popüler terimleri öğrenmekte fayda var:
Helikopter Ebeveyn: Çocuğun etrafında adeta bir helikopter gibi dönen, üstüne düşen, korumacı ebeveynlik türü.
Kaplan Ebeveyn: Daha bebekliğinden itibaren çocuğunu en iyi okullarda okusun diye hazırlayan hırslı ebeveynlik türü. Çocuğun her yaptığını alkışlamayarak hatta eleştirerek daha iyisi yapmaya yöneltmeye çalışan annelerden biri olan Amy Chua’nın Battle Hymn of the Tiger Mom kitabı yayınladığı 2011 yılında pek konuşulmuştu.
Bağlanma Ebeveynliği: Psikolojideki bağlanma kuramının popülerleştirilmiş (ve kimilerine göre de sulandırılmış) bir versiyonu olan bu ebeveynlik bebeğin daha ilk andan itibaren doğarak büyük bir travma yaşadığını öne sürer ve bu yüzden anne-babalar sürekli bebeğin yanında olarak onu dünyaya alıştırmayı amaç edinir. Uzun süreli emzirme, beraber uyuma, bebek arabası yerine sling kullanma bu ebeveynliğin metotlarından bazılarıdır.
Doğal Ebeveyn: Bebeği, doğduğu dünyaya karşı sorumluluk içinde büyütmeye çalışan bu ebeveynler özellikle plastik bez yerine kumaş bez kullanma pratiğinin öncüsü olmuştur.
Yavaş Ebeveynlik: Çocuğu modern teknolojinin hızından uzakta, kendini yavaş yavaş keşfetmesine izin vererek büyütmeyi amaçlar.
Artık hiçbir şeyi riske atmaya gelemeyen toplumumuz, çocuk büyütmeyi de, istenilen sonucu çıkaracak şekilde programlama hırsına yakalanmış durumda. Her ebeveynlik stilinin kendine has olumlu ve olumsuz yanları olsa da, belki de temelde yatan en büyük sorun ebeveynliğin böyle rekabetçi, tedirgin ve korkak hale gelmiş olması. Ebeveynlerin her küçük detay üzerinde günlerce kafa yorması, sonunda işe yarıyor mu bir sonraki nesil büyüdükçe göreceğiz herhalde.