Arkadaşların hayatımızdaki yerini sorgulamaya gerek yok sanırım. Hayatın her evresinde sevinci hüznü onlarla yaşıyor ve birçok zaman onlardan destek alıyoruz. İlk cocuğa hamileliğinizde, eğer rahat geçiyorsa sadece ufak kısıtlamalarınız olduğu için hayatınız çok etkilenmese de doğumla birlikte sosyal hayat kavrami bir sure rafa kalkıyor. Sanki tüm hayat evde geçecek gibi geliyor. Bebeği birilerine bırakıp evden çıkabilme konusu ise çok bilinmeyenli bir denklem adeta. Meme emiyorsa kaç saatte bir besleniyor? Evdeki sütü biberonla alır mı? Anneanne vs birilerine alışık mı? O alışıksa bile siz bebeği birilerine bırakmaya hazır mısınız? Sorular bitmez… İşte bu yüzden çocukla beraber sosyalleşebilme çok önemli.
“Kadıköy Anneleri”nin de en büyük amaçlarından birisi bu zaten; Kadiköy yakasındaki anneler için çocuklarıyla birlikte vakit geçirebilme fırsatlarını tanıtması. Bu aktivitelerin bir de sizinle benzer tecrübeleri yaşayan annelerle bir araya getirme avantajı var ki sanırım hepimizin psikolojisine en iyi gelen de o. Bebekler zaten çok güzel.
Ama asıl güzel olan; sizinkinden başka bebekler görmek, onların neşesini hissetmek, her yeni buluşmada ne kadar büyüdüklerine şahit olup adeta büyülenmek, bir sıkıntınızı anlatırken bebeği sizinkinden büyük annenin adeta cümlenizi tamamlaması ve “İnan bana geçecek” demesi… Cüneyt Özdemir bir yazısında:”Çocuk olduktan sonra bütün çocuklar sizin çocuğunuz oluyor” demişti . Ben de “Anne olduktan sonra tüm anneler arkadaşınız” diye eklemek istiyorum. Yeter ki bebeklerinizle birlikte dışarıya çıkın ve sosyalleşin.