Ayşegül Dede İle Kurucusu Olduğu “Kidsnook” Masal Akademisi Üzerine

Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba, bildiğiniz gibi oğlum İda’ya pek fazla kitap almıyorum. Bu tutumum aslında sadece kitaplar için değil. “Anne Olunca Tekrar Öğrendiğim 5 Güzel Şey”  başlıklı yazımda da belirttiğim gibi oğlum doğduğunda bir karar aldım az ve bilinçli tüketime yöneldim. Ancak böyle bir anlayışla çocuğuma bazı değerleri kazandırabileceğimi düşünüyorum. Oğluma okuduğum kitapları daha çok çalıştığım okulun kütüphanesinden ediniyorum. Elbette herkesin böyle bir imkanı olmayabilir. Bu yüzden sizleri masal gibi bir yerle tanıştırmak istiyorum. Birçoğunuzun adını duyduğundan hatta gittiğinden şüphem yok. Biz Kadıköy Anneleri için karşı yakada olsa da mutlaka gitmeniz gereken bir yer diye düşünüyorum. Neresi mi tabii ki de Kids nook! Ben de “Masal Yoga” atölyem için her gittiğimde kitap alma hakkımı genelde orada kullanıyorum. Ama çoğu kez raflardaki birbirinden güzel kitaplar yüzünden kafam karışıyor. Neyse efendim bu güzel mekânı daha yakından tanımak için Kids nook’un kurucusu Ayşegül Dede ile söyleştim. Biliyorsunuz röportajlarımda cesur kadınlara yer vermeyi seviyorum. Gelin birlikte böylesi bir masalı yaratan kendisine kulak verelim. Keyifli okumalar dilerim.

H.G.: Sevgili Ayşegül merhaba, öncelikle seni tanımak isteriz. Kadıköy Anneleri’ne kısaca kendinden bahseder misin?

A.D.: 1981 İstanbul doğumluyum. 2 çocuk annesiyim. Masalları, çocuk edebiyatını, çocukları, doğayı ve hayvanları çok seviyorum. 12 sene özel eğitim kurumlarında öğretmen ve idareci olarak görev aldım. Dil edebiyat mezunuyum. Masallar benim sadece işim değil aynı zamanda en büyük tutkum.

H.G.: Kids nook çok hoş bir ad, hem çocuğa hem mekanınıza çok uymuş. Bu adın tabii ki de burasının öyküsünü anlatır mısınız? Kids nook nasıl doğdu ve nasıl büyüdü?

A.D.: Kidsnook, çocuk köşesi anlamına geliyor. Çocukken hayal kurmak için gizli köşelere saklanırdım. Levent’te bahçeli müstakil bir evde doğup büyüdüm. Merdiven altları, dolap içleri, ağaç kuytuları benim başka boyutlara geçiş kapılarımdı. Çocukken babam bahçeye bir ağaç ev yaptırmıştı. Senelerce en özel oyun köşemiz oldu o küçücük ağaç ev. Kidsnook ta işte tüm bunlardan ilham aldık. Çocukların masal dünyasına geçebilmeleri için köşeler hazırladık. Tabi en çok sevilen kidsnook un meşhur yaşlı ıhlamur ağacı altındaki mor-yeşil ağaçevi.

H.G.: Kids nook’da sadece bir çocuk kitapçısı değil, burada çocukla kitap arasında bağ kuracak onun gelişimini çok yönlü destekleyecek birbirinden güzel etkinlikler düzenliyorsunuz. Örneğin bunlardan Sensory Storytime benim favorim. Bu atölyeyi anlatır mısın?

A.D.: Sensory storytime; uzun süreli dinlemeye hazırlık aşaması etkinliği olarak kurgulandı. 2 – 4 yaş çocuklar hedef alındı. 5-6 dakikalık, kısacık şarkılı ritmli bir hikâye anlatımı sonrası o hikâye ile ilişkili doğal malzemeler ile duyusal oyunlar oynuyor çocuklar. Böylece odaklanma, kurgu, hayal gücü gibi zor kavramları beş duyuları ile hissederek öğrenebiliyorlar. Anne ile çocuğun bir arada katıldığı bu gruplara onlu ya da yirmili dersler halinde üye olabiliyorsunuz.

H.G.: Bu harika etkinliklerinizin yanı sıra bir de 7-9 ve 10 -12 yaş grubu için Masal Okulunuz var. Ben de Masal Yoga atölyemle programdayım ama bizi okuyan anneler için bu okulun amacını ve programını senden dinleyebilir miyiz?

A.D.: Masal Okulu’nu çok önemsiyorum. Dijital bağımlı yeni nesil çocuklarının en çok ihtiyaç duyduğu konu iletişim. İletişim sanatlarında kendini geliştirmiş, topluluk önünde konuşabilen, kendini rahatça ve akıcı bir şekilde ifade edebilen, günlük hayatta hikâyeleri etkili kullanabilen bir nesil yetiştirmek için anlatıcılık sanatının inceliklerini öğrenmeleri çok değerli. Ses, nefes, hız, jest, mimik, duruş gibi başlıklarda masallar üzerinden kurgulanmış derslerden oluşan bir programı var Masal Okulu’nun.

H.G.: Kids nook sadece bebeklere ve çocuklara değil ebeveynlere ve eğitimcilere de atölyeler düzenliyor. Örneğin mayıs ayı boyunca değerli hocamız Doç. Dr. Necdet Neydim’in (ona da buradan saygılarımı gönderiyorum) yetişkinler için 16 saatlik “Metinler Üzerinden Çocuklarla İletişim” atölyeleri var. Sen de yetişkinler için tam gün süren “Çocuklara Nasıl ve Neden Masal Anlatmalıyız?” atölyeleri yapıyorsun. Bu atölyelerine sitemizin kurucusu Sevgili Aslı’da katılmıştı. Söylesene neden çocuklarımıza masal anlatmalıyız?

A.D.: Her şeyin hızlı tüketildiği bir dünyada çocukların regüle olabileceği bir sağaltım saatidir masal saati. Masal anlatımı esnasında ebeveyn ile çocuk ilişkisini kuvvetlendirecek bir duygusal enerji akışı oluşur. Çocuk masal dinlerken zihnen özgürleşir ve bedenen dinginleşir.

H.G: Peki, bu güzel atölyene katılamayacak olan ama bebeğine/çocuğuna masal anlatmak isteyen Kadıköy’ün duyarlı annelerine neler önerirsin?

A.D.: Masal anlatmanın öncesinde çocuğu masala hazırlamak çok önemli. Önce bedenen ve zihnen hazırlanmalıdır çocuk. Ebeveynler çevre şartlarını hazırlayarak çocuklarının daha uzun süre dinleyebilmelerini sağlayabilirler. Bir masal battaniyesi üzerinde bir kaç kumaş parçası ve bir el feneri bile masal saatinizin daha keyifli geçmesini sağlayacaktır.

H.G: Senin de bir kız, bir erkek iki çocuğun var. Onların masallarla, kitaplarla arası nasıl diye sormayacağım. Özellikle oğlun Yavuz’u yakından tanıdığım için onların da birer küçük masal anlatıcısı olduğunu biliyorum. Şunu sormak istiyorum. Çocuklarına kitap okuma ve masal dinleme kültürünü nasıl kazandırdın?

A.D.: Masal Saati bizim terapi saatimiz. Çocuklar ve ben bu saati tamamen birbirimize ayırıyoruz. Uyku öncesi bir ritüel. Pijamalar giyiliyor, dişler fırçalanıyor ve masal battaniyemizi serip üzerinde yuvarlana yuvarlana masallar anlatıyoruz. Bu masal saatlerimizi ses kaydı almaya çalışıyorum genellikle. Eğer yorgunsam veya evde değilsem kendi anlatımlarımızı dinlemek onlara çok keyif veriyor. Kitap okumayı da çok seviyoruz. Yavuz ile paslaşarak okuyoruz, Büşra dinliyor.

H.G: Sevgili Ayşegül, her röportajda İlk Kitaplığım köşemizin takipçileri için çocuk kitabı önerileri alıyoruz. Senin ve çocuklarının en sevdiğin çocuk kitapları hangileri?

A.D.: Bizim en sevdiklerimiz Ferit Avcı kitapları. Mizah Ustası Behiç Ak’ın Kediler Adası, Uyurgezer Fil favorilerimiz. Ayrıca Tülin Kozikoğlu’nun Leyla Fonten serisini de Büşra çok sevdi. Bir de “Cesur” var ki başucu kitabımız.

H.G: Ferit Avcı oğlum İda’nın da çok sevdiği bir sanatçı. İlk Kitaplığımın ilk yazısında kendisinin “Kırmızı Fili Gördünüz mü?” ve “Benim Minik Kırmızı Balığım” adlı kitaplarının tanıtım yazılarına yer vermiştim. Dileyenler o yazıları buradan okuyabilir. Behiç Ak’sız ise bir çocuk kitaplığı düşünemiyorum Kendisinin “Doğum Günü Hediyesi” adlı kitabına da İlk Kitaplığım raflarında. Başucu kitabınız olan “Cesur” ise şimdi küçük kitap kurtlarının rafına girecek. Röportajımızı okuyup altına yorum yazanlardan çekilişle belirlenecek 1 kişiye benden hediye. Bu keyifli sohbet için sana çok teşekkür ederiz. Ağzına sağlık. Kadıköy Anneleri ve bebekleri/çocukları olarak en kısa zamanda Kids nook’da masallarla buluşmak dileğiyle diyorum. İyi ki varsın.

A.D.: Ben çok teşekkür ediyorum. Çok samimi ve sıcacık sorular hazırlamışsın. Kadıköy Anneleri ve bebekleri/çocuklarını Kids nook’da ağırlamaktan mutluluk duyarız. Bize https://www.kidsnook.com.tr üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bu röportajın altına yorum bırakan kişiler arasından yapılacak çekilişte 1 kişiye “Cesur” adlı kitap hediye edilecektir. Bunun için yorum kısmı kapanana kadar yorum bırakmanız yeterli olacaktır. Kazananları random.com üzerinden görüntülü olarak seçilip, 9 Mayıs Pazartesi günü yorumların sonunda açıklanacak ve kendisiyle iletişime geçilecektir.  Ayrıca kazanan talihlilerimizi sosyal medya hesaplarımızdan  da açıklıyor olacağız. Herkese bol şanslar!

Sevgiler,
Hafize Güner