Gerçek aşkı bilen kalp bir damla suya bile hürmetle bakar. / MEVLANA
İnsan sevince güzelleşiyor. Hele ki sevdiğin bir evlat ise bu güzellik evrene yansıyor… Bakın nasıl oluyor?
[divider]
23 Nisan 2014 günü çocuklar gibi şen uyandık ailecek. Bakırköy Belediyesinin düzenlediği şenliklere gittik. Botanik Parkı gezdik. Çocukları seyrettik uzun uzun. Yorgunluğa bağladığım ufak sancılar hissetmeye başlamıştım. Eve döndük. Gece yarısı olmadan kanamam oldu ve doktorumu aradım. Henüz doğuma var ama sen yine de bir hastaneye git ve ebeler control etsin dedi. Gittiğimizde açılma yoktu ama doğumun yaklaştığının sinyali gelmişti.
24.04.2014
Ertesi gün evde yalnızdım ve çamaşır makinemiz bozuldu. Yenisini almıştık ve 24 Nisan makinenin teslim tarihiydi. O kadar şanslıyım ki makine gelmeden eskiyi alıp götürdüler ve 1 saat sonra öğrendim ki bağlı olduğu vananın contası bozukmuş. Su akıyordu mutfağın içine laminentlerin üzerine.. Bir yandan dolan kovayı boşaltıp bir yandan da servisin teslimi hemen yapmaları için müşteri hizmetlerini ikna etmeye çalışıyordum. 2,5 saat o tempo ile geçtikten sonra koltukta nasıl uyuduğumu bilmiyorum. O gece saat 03:30 du nişanım geldi. Artık doğumun yaklaştığını bildiğimden o saatte doktorumu aramadım.
25.04.2014
Eşim o sabah işe gitmedi, sanırım onun da içine doğmuştu. Sabah beni Yeşilköy’ e kahvaltıya götürmesini istedim. Evden çıkarken de nişanımın geldiğini bir doktora uğrayıp söylememizin iyi olacağını söyledim ve hastaneye gittik.
Doktorum beni muayene etti. Kafası zaten doğum kanalında olan kızım meğer gelmeye o gece karar vermiş. Hemen yatışını yapalım dedi ama benim hiç sancım yoktu. Suni sancı verelim, açılmayı hızlandırır ve doğuma başlarız dedi. Suni sancıya karşı olmama ragmen normal doğumda ısrarcı olduğumdan kabul ettim. Saat 9.30 itibariyle suni sancı verilmeye başlandı. 40+0 da 3 saat suni sancı aldıktan sonra çatı muayenesinde doktorum bana 2 santim açılma var dedi. Zaten geldiğimizde 1 santimdi. Sancının dozunu arttırdılar ve suyum geldi. Ardından 2 saat daha sancı aldım ama açılma ilerlemedi ve Güliz kafasını kanaldan çıkarıp yan çevirmişti. Ben daha fazla gücümün kalmadığını hissettim ve doktorumun da “Sen bu hızla 3 güne ancak doğurursun” demesi üzerine sezeryana karar verdik. Saat 15:00 da aldılar ameliyathaneye. 15:15 de kızımı babasının kucağına vermişler. Ben genel anestezi aldığım için 15:30 da odaya geldiğimde gözlerimi açtım.
Kendime geldiğimde kızım odaya henüz gelmemişti. Bu yüzden nerede olduğunu kilosunu sordum. 3.260 gram doğmuştu ve bana küçük gelmişti. Çok küçük doğmuş diye ağlamaya başladım. Beni teselli etmeye çalışan herkes kırmızı dudaklarını, nokta burnunu ve bana ne kadar çok benzediğini anlatıyorlardı. Kucağıma verdiklerinde hissettiğim duyguyu anlatmam mümkün değil. Kokusunu içime çektiğimde ne kadar hasret olduğumu anlayıp daha çok ağlamıştım.
Ben hayatımın mucizesini kucağıma aldığımda zaman durdu benim için. Onu öptüğümde yeni bir hayat başladı. Güliz Zehra ile hayat…
[author title=”Zehra Dörter” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2016/06/ka_zehradorter_foto.jpg”]Güliz Zehra’ nın annesi. 2006 yılında Kocaeli Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünden mezun oldu. 3 yıl kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra danışmanlık tarafına geçti ve 2010 yılından sonra sadece enerji sektörüne hizmet vermeye devam etti. Enerji sektöründe uzmanlaştı. Güliz’ in doğumundan sonra Zehra JOIMOVE™ topluluğu ile tanıştı JOIMOVE™ Uluslararası Eğitmeni oldu. Kişisel bloğunda da insan kaynakları tecrübelerini, annelik tecrübelerini ve tavsiyelerini paylaşıyor. Yarı zamanlı İnsan Kaynakları Danışmanlığı ve tam zamanlı annelik sanatını icra ediyor.[/author]