Zennube Ezgi’nin Hamilelik Günlüğü: 23. Hafta

Merhaba Sevgili Kadıköy Anneleri,
Bu haftanın yazısını yazarken aslında çoktaan 24. hafta bitti bile, ülkede f-16’lar uçtu, ortalık karıştı. Ama ben bu yazıyı, geçmişten bir sada olarak, bayram tatili haftasını kapsayan 23. hafta için yazıyorum. Biraz geriden geliyor günlüğüm ama azimle yazmaya devam!
Bu hafta tam da aylardır beklediğimiz bayram tatiline denk geldi. Her yıl Mayıs’tan Eylül’e girmedik deniz bırakmayan ben ve yakın takipçim sevgili eşim Çağdaş bu yıl biraz farklı telden çalıyoruz. Ben boş vakitten memleketin dört yanını gezerken, eşim bütün yıllık izinlerini doğuma sakladığı için İstanbul’dan burnunu çıkaramıyor. Bir de acayip yoğun işler de eklenince, haftasonları bile yalan oldu yavrucağın.

İşte bu sebeple, bayramda hem ziyaret hem tatil olsun dedik ve İstanbul – Tekirdağ – Çanakkale – Bozcaada – İzmir beşlisini turladık.

Tekirdağ’da annemlerin yazlığında iki gün kaldıktan sonra, halkımız İstanbul’u yeni açılan körfez köprüsüyle terk edemeyip trafiklerde kalırken biz batıya verdik yönümüzü. Hop diye Çanakkale’ye geçtik.

Hamileden ARA NOT: Şu sıralar hakikaten hamileliğin balayı dedikleri kadar var! Bunca seyahat, yol, yorgunluk var ama gerçekten hiiiç şikayetim yok. Her alameti doğru bilen Baby Center telefon uygulamasına göre daha birkaç hafta daha rahatım. Beni zorlayan tek şey, ÇİŞ molalarımız ve kendimi bilmezliğim oldu. Kendini bilmemek zormuş anacım.

Aaa ne güzel yol, dur buradan girelim, yürürüz deyip de, 5 adım sonra nefes nefese kalmak, kendi vücudunun sınırlarını bilememek insana biraz dokunuyormuş. Kendimi hamile değil de yaşlı gibi hissettim. Neyseki boyumun ölçüsünü birkaç noktada alınca öğrendim. Hamileysen, hele de mevsim yazsa, acele e-de-mez-sin, etmemelisin canım kardeşim, gerek yok! Sakin sakin, olduğu kadar gezmece yeter. Bir öğleden sonrayı böyle hamile temposuyla Çanakkale şehitliklerini gezmeye ayırdık. Her zaman içimi sızlatan, bir sürü ülkeden 17-18 yaşındaki çocukların mezarlarını görmek bu sefer hamile halimle daha bir dokundu. Dolu dolu gözlerle gezdik durduk bütün gün… Akşamına da baktık ki Çanakkale’de kalacak yer kalmamış, attık kendimizi Bozcaada’ya.

Evet, sanki ben hamile deği

ka-29072016
Çanakkale’de günebakanlarla batan güneşi bir arada yakalayınca hatıra kalsın istedim. Hafızama da şöyle kazıdım: ”Sevgilim, canım Çağdaş, oğlumuz Diren ve ben kim bilir kaçıncı kez yoldayız, ama bu kez bir de içimde kıpırdanan Ela var. Gün batımında gözlerim doluyor artık.’

lmişim gibi, arabada bizimle beraber bir de köpeğimiz yokmuş gibi, bayram haftası her yer bizi bekliyormuş gibi, rezervasyon yapmadan çıktık yollara. Arada da birbirimize hatırlatıyoruz, bebek gelince birazcık planlı olmak lazım, biz dayanırız da yavruya yazık diye =)

Tura devam 

Şanslıydık da Bozcaada’da pek güzel bir yer bulduk kendimize. 1 gece kaldık, ertesi gün kalabalık plajlar ve kayalık denizden biraz hayal kırıklığı yaşayıp adanın merkezinde vakit geçirdik ve akşama doğru madem güneye gidiyoruz bari Asos’u bi görelim diye yola çıktık.
 
— Hamileden ARA NOT: Yol hali düzgün beslenmek zor oluyor, mutlaka bir ara öğün çantanız olsun. Benim yoktu! Normalde kuruyemişler, meyveler havada uçarken resmen 2 gün sütsüz meyvesiz yemişsiz kaldım, kurudum resmen. Arabalı vapurdu milli parktı gezerken yokluk içinde kaldık. Yavrum Ela’dan özür diliyorum kendisini kordonunu sıyırmak zorunda bıraktığımız için. Resmen limitte yaşadı çocuk 2 gün. Çok üzüldük, ha aldık alıcaz dedik ama resmen beceremedik. Üzgünüm.
ka-29072016 (1)
“Bergama’da bize evini açan Sezin ablamız, bal kızı Derin, benim oğlan Diren ve can arkadaş Gökçe.”

Behram Kale’ydi Asos’tu derken akşamı ettik ve KALACAK YERİMİZ OLMADIĞI İÇİN ha şurada ha burada derken kendimizi Bergama’da, canımız Gökçe ve ablasının evininde bulduk. Eğer onlar da müsait olmasaydı arabayı bir benzinciye çekip 2 saat uyuyup İzmir’e devam edecektik.

Böylece aslında çok ”tatlış” başlayan ‘road trip’ tatilimiz sonunda benzincide uyumayı düşünen zavallı tatilcilerin çilesine döndü.
Bergama’da aile ortamında mis gibi kahvaltıları yapıp cücüğümüzü de besledikten sonra attık kendimizi İzmir’e. Çağdaş’ın ailesinin Urla Gülbahçe’deki evlerinde 2-3 gün kalıp dinlendik. Son akşam gece yarısı Alaçatı’ya gidip karı koca 5 muhallebi 2 kumpir yiyince sonunda karnımızın doyduğunu anladık =) Böylece hayatımda ilk defa muhallebili sodalı bir gece hayatı yaşamış oldum yazlık bir beldemizde. Çağdaş da sağolsun benden aşağı kalır yok hamile gibi yiyor. Hep derlerdi de inanmazdım. Adamlara da bir haller oluyor galiba kadınlar hamile kalınca.
Buradaki bu birkaç günün sonunda da, bayramcılar yollara dökülmeden gerisin geri İstanbul’a döndük.
 
Hamileden SON NOT: Konforu önemsemeyen insanların bile hamilelikte canı bir miktar konfor isteyebiliyormuş. Birinci elden gördüm. Hele aşırı bastıran uykular sırasında sürekli yolda olmak sinir bozucu olabiliyormuş. Ben deli gibi eğlenmiş olsam da çook yorulduğumu söylemem lazım. Hakikaten bu kadarını ummuyordum. Siz siz olun, ‘ben bunu yaparım yeaa’ dediğiniz her şeyi, bir iki seviye daha zormuş gibi düşünüp ayarlayın kendinizi. Hamilelikte cengaverliğe gerek yok. Şimdiki aklım olsa bu tatilde sadece 2 şehir görmeyi planlar, otellerimi önceden seçer öyle giderdim. Ama nedir yani gittik de kötü mü oldu? Yoo,  Ela hanıma anne karnında bol yolculuklu bir anı bıraktık, hiç fena olmadı. Ama bir daha HAYIR. Doğuma kadar uslu uslu gezicem. Kendime söz!
İşte böyle geçti hengameli bayram haftamız. Okuduğunuz için teşekkür ederim! Haftaya görüşmek üzere canlar, kendinize iyi bakın.
Zennube Ezgi Kaya Ünveren
Zennube Ezgi Kaya Ünverenhttp://kafasikarisikbiranne.com
1989 doğumlu, çocukluğu Kadıköy’de geçmiş, hala da aklı orada olan bir İstanbul insanı. Fransız Dili ve Edebiyatı Mezunu, dijital pazarlamacı, sivil toplum & sosyal projelerle haşır neşir bir anne adayı. Şimdilik kızı Ela’ya hamile ve zamanının çoğunu çeviri yaparak geçiriyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar