Merhaba sevgili Kadıköy Anneleri!
Haftanın başında ilk yazımı gönderdiğimde turp gibiydim. Hatta yazımı şöyle bitirmiştim: ”Bu haftaki amacım, popomu acıtmayan külotlar almak, ince, hafif elbiseler bulmak ve taşınacağımız evin boya badana gibi işlerini organize etmek.”
Kusmaya devam
Nereden bilebilirdim ki, tam da bulantılar bitti derken 16. haftada yeniden bütün gün kusacağımı? Üstelik ilk sabah bulantısından hemen sonra ilaç alıp dinlendim, yattım. Ve midemde durmayan kraker ve ilaçlar daha fazla dayanmadı. Böylece saatler süren – bir şeyler ye, yat, çıkart – üçgeninde helak oldum. En sonunda midem kalp gibi atıp spazmdan nefesim kesilince, attım kendimi hastaneye.
Sağ olsunlar alıştılar artık. Rutin ultrasona girdik, sonra hemen serum verildi, midem lunaparktaymış gibi dönmeyi bıraktı, yavaş yavaş hayatı tekrar sevmeye başladım =)
Bu arada yeni bir şey öğrendik, meğer cücük içerde o kadar büyümüş ki, artık ultrasonda bütün vücudunu aynı anda görmemiz mümkün değilmiş! İyi ki son ultrasona Çağdaş’la beraber girmişiz de ikimiz de görmüşüz bütün halini! Bu yeni ultrason hali bir garip, hiç anlamıyoruz. Tek seçebildiğim kafa ve popo.
Bir takım ölçümlerin sonunda cücüğün vücudunun 15+3, yani 16. haftaya uygun olduğunu öğrendik. Ama kafasının birazcık önden gidip 16+1, yani 17. haftada gibi olduğunu öğrendik. Bir şey olmazmış. Bir de, yapılan ölçüme göre, 130 gr. olduğu öngörüldü! Yani bir avuç fındık kadar varlığı varmış artık yavrum cücüğün!
Cinsiyeti mi?
Cinsiyet konusu hala havada. Etrafımızdaki yeni hamilelerin hepsi 13. haftadan başladılar öğrenmeye, bizim hala belirsiz. Yok öyle, ‘saklıyor, göstermiyor’ falan değil. Bayağı görüyoruz genital bölgesini. Ama doktorlar bakıp bakıp ”Henüz net değil. Büyük ihtimalle kız ama bir iki hafta daha bekleyelim kesin bir şey söylemek için” diyorlar. Tabii bu sırada kafanız karışmasın ben doktorlar deyince. Benim aslında bir doktorum var o da halam Işık. Ama evimize yakın bir hastaneye böyle acil durumlarda gittikçe, orada da amca ve teyze doktorları oldu cücüğün.
Birkaç gün sonra, detaylı aylık muayene için doktor halamın yolunu tutuyorum. O zaman -umarım- cinsiyeti artık belli olmuş olur. Ben hiç merak etmezken, selam versem cinsiyet soran tüm akrabalarımızın payı büyük bu beklentimde. Yediler beni her gördüklerinde ”cinsiyeti belli oldu mu???” demekten!
Bu hafta planladığımız gibi bir yandan boya badana, parke seçimi işleriyle ilgilendik bir yandan da bütün işlerin bitimini ve taşınmayı planlamaya çalışıyoruz. Taşınmaya gün sayıyoruz ki şu anda babamın yanında kalan canım oğlumuz (köpeciğimiz) Diren yanımıza dönsün. Seyahate giderken köpek pansiyonuna asla bırakmadığımız için, İngiltere’ye gitmeden önce babama bırakmıştık. Taşınma işi aradan çıksın, hemen gidip getireceğiz. Hasretinden ağlıyorum artık =(
Yeni alışkanlıklar
Bu haftanın yeniliği, aletli pilates derslerine başlamam oldu. Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Neredeyse 1 saate yakın sürdü ders. Hamilelere özel bilgisi olan bir antrenörle acayip keyifli bir ders geçirdim. Her yerime masaj yapılmış gibiydi. Bütün kaslarım uyandı. Amacım, sağlık sorunu yaşamadıkça doğuma kadar devam etmek!
Bu haftalarda bir de family issues (aile meselesi) konusu var masamda. İngilizcesi daha doğru ifade ediyor. Aile meselesi denince sanki miras, tapu gibi meseleler anlaşılıyor =) Burada bahsettiğim aslında aile yaraları. Ana-baba ile yaşanmış sorunlar vs.
Uzun zamandır depresyona bir girip bir çıkar gibi olan (manik depresif miyim yoksa?) bir insan olarak hamile olmak daha da zor geldi. Hele de insan kendini ‘anne’ olarak hayal etmeye başlayınca , bütün korkuları su yüzüne çıkıyormuş, onu anladım.
Belki pek çok insan benim gibi kafası karışık günler geçiriyordur, belki bir işinize yarar diye bu kitapları öneriyorum. İlla ki anne-babayla kafayı yemiş olmanıza gerek yok. Kafayı aydınlatmak, ben nasıl büyümüşüm, şimdi nasıl bir çocuk büyütebilirim diye düşünmek için güzel araçlar. Henüz kitapların hepsini okumadım, ama hepsini güzel anne&babalardan ve psikolojiden anlayan insanlardan tavsiye olarak aldım. Eğer ebeveynliğe hazırlanmak üzerine kafa yormak isteyen olursa bir faydam olsun diye paylaşıyorum. Eğer sizin de okuyup çok faydasını gördüğünüz benzer kitaplar varsa lütfen paylaşın. Hem bana hem de bu yazıyı okuyacak anne&baba adaylarına faydası olur.
- Yetenekli Çocuğun Dramı – Alice Miller
- Var Olan Annenin Yokluğu – Jasmin Lee Cori
- Ben OK’im, Sen OK’sin – Thomas A. Harris
- Sevmek İçin Doğarız – Bruce Perry & Maia Szalavitz
- Beden Asla Yalan Söylemez – Alice Miller
- Evinizdeki Terapist – Dr. Dennis Greenberger & Dr. Christine A. Padesky
Bu hafta böyle dolu dolu geçti. Haftaya yeni evden haberlerle, cücüğün cinsiyetiyle, Antalya yolculuğumla dolu bir günlük olacak gibi.
Okuduğunuz için teşekkür ederim! Görüşmek üzere!