Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,
Haftanın beş günü tam zamanlı bir iş, kitap dosyaları, kitap etkinlikleri, imza günleri, İlk Kitaplığım köşesi, yardımcısız (temizlik, ütü, bakım ve aile desteği olmadan) dört buçuk yaşındaki çocuk ve bana az gelmiş olacak ki bu yaz sonu başıma çok güzel bir iş açtım. Şöyle ki geçen Eylül ayından beri Mutlu Fil Kitabevi’nde ebeveyn danışmanlığı veriyorum. “Senin İçin Kitap Seçtim” adlı bu projede ebeveynler bir form doldurup bir fiyat aralığı belirliyorlar. Ben de onlar için Mutlu Fil Kitabevi’nin raflarından kitap seçiyorum. Ama sadece seçmekle kalmayıp bir de onlara özel bir mektup yazıyorum. Mektupta neden o kitabı seçtiğimi, kitabı okuduktan sonra çocuklarıyla beraber ne tür etkinlikler yapabileceklerini, kitabı çocuğa nasıl okuyabileceklerini, kitabın yazarı ve çizeri hakkında bilgiyi sunuyorum. Kitabevi de mektupla beraber seçkiyi kargoyla kişiye gönderiyor. Bu proje ticari bir faaliyet olarak görülse de ben bunu tamamen bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyorum. Zira bir danışmanlık ücreti alınmıyor, kitabın piyasada ederi neyse o fiyat ile okura gönderiliyor. Dağıtımın tekelleştiği, arkasında büyük bir sermaye ya da güç olmayan ama nitelikli eserleri basan yayınevlerinin artan döviz kurları ve daralan kâğıt kotasıyla ayakta zorlukla durmaya çalıştığı bir dönemde dayanışmaya, “iyi kitapla” duyarlı ebeveynleri buluşturmaya çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Zaten kitap sırtı olmayan, ince çocuk kitaplarını bir kitabevinin raflarının içinde bulmanın ne denli zor olduğunu biliyorum. Hele söz konusu Anadolu olduğunda bu zorluğun katlanarak büyüdüğünü “ucuz kitap” adı altında estetikten, edebiyattan yoksun kitapların tüccar yayınevleri tarafından okura nasıl sunulduğunu da bizzat gördüm. Ağzı laf yapan pazarlamacıların kapı kapı dolaşıp kitap setleriyle (pedagog onaylı!) okuru nasıl kitaptan uzaklaştırıldığına da kaç kez şahit oldum. Yurt dışında yaşayan ebeveynlerin ise yerli yazarların eserlerine ulaşma ve çocuklarına Türkçe eser okuyarak dilin zenginliklerini ve kültürün öğelerini aktarma konusundaki isteklerini defalarca duydum. Tüm bunlar beni harekete geçirdi. Elbette her çocuk çok özel ve tektir, okuma zevki de ilgiler ve ihtiyaçlar da kişiden kişiye değişir. Lakin burada Sevgili Nihal Ünver ile yapmaya çalıştığımız şey belli başlı nitelikli eserlerle çocuğu buluşturmak, bir yol açmaktır. Bunun için haftanın en az bir gününü harcıyoruz. Ama aldığımız geri dönüşler bizi çok sevindiriyor. Geçen hafta bir anne seçtiğiniz kitaplar bana bile okumayı sevdirdi deyince dünyalar benim oldu. Zaten çocuğunuzla kitap okurken sizin de zevk almanız gerekir. O tadı aldığınızda da arkası geliyor. Çocukla kitap okumak (çocuğa kitap okumak değil!) sadece zihinsel/dilsel bir faaliyet değil sosyal/duygusal bir faaliyettir. Her kitap paketini hazırlarken çok heyecanlanıyor, bir paket için dakikalarca rafların arasında vakit geçiriyor. Bildiğim halde bazı kitapları tekrar tekrar okuyorum. Çünkü bir anne, yazar ve eğitimci olarak aldığım sorumluluğun farkındayım.[divider]
[divider]
[foogallery id=”7865″]
[divider]
Dün akşamda yine Mutlu Fil mesaisindeydim. Almanya’dan bir annenin bir ve beş yaşındaki iki çocuğu için kitap seçtim. Sevgili Emine Hanım için yaptığım bu seçkiden bir kitabı da bugün sizinle paylaşacağım. Kitap tanıtımına geçmeden önce Mutlu Fil’in sayfasına girip formu doldurarak kitap seçkisi oluşturmamı isteyen üç ebeveyne, üç İlk Kitaplığım takipçisine kitap seçkisiyle beraber çocuğunun yaşına uygun imzalı bir kitabımı hediye edeceğimi belirtmek isterim. Bunun için formdaki, “çocuğunuz hakkındaki” bölüme ek olarak İLK KİTAPLIĞIM yazmanız yeterli olacaktır. Şimdiden ilginiz için teşekkür ederim.
MEAV (Mustafa Enver Adakan Vakfı) Yayıncılık, kurulalı daha ikinci sene dolmadan gerek çıkardığı kitaplarla gerekse yürüttüğü “Bir Kitap Yola” projesiyle okurlara çabucak adını duyurdu. Editörlüğünü Pöti kitaplarından tanıdığımız Sevgili Gökçe Gökçeer’in yaptığı MEAV Yayıncılık özelikle bastığı çeviri kitaplarla çok ses getirdi ve sevildi. “Dalga”, “Gölge” ve “Hayvan Kurtarma”, bu çeviri kitaplardan sadece birkaçı. Çeviri kitaplar dışında azda olsa yerli yeni yazarlara da yer verdi. Lafı daha fazla uzatmadan bu yazarlardan biri olan Güliz Dülgeroğlu Küpçü’nün kaleminden çıkan “Kısa Çoraplı Zürafa” adlı kitaba geçiyorum. Kitabın sevimli resimleri ise Cihan Dağ ait. Kitabın konusuna gelirsek; çeşit çeşit ağaçların olduğu, hayvanların mutlu mesut yaşadığı ormanda sonbahar biterken rüzgârlar daha sert esmeye, yağmurlar daha sık yağmaya başlamıştır. Yavru hayvanların da atkı ve çorap giyme mevsimi gelmiş çatmıştır. Onlar da renk renk çoraplarını giyip atkılarını takmış ve dökülen kırmızı yaprakları (dökülen kısmına dikkat) toplamaya çıkmışlar. Hepsi çok mutluymuş ama bir tek Zürafa gülmüyormuş. Çünkü Zürafa’nın çorapları bacaklarına göre çok kısaymış. Geçen kıştan bu yana Zürafa’nın boyu uzamış bu yüzden de çorapları ona kısa gelmiş. Hayvanlar Zürafa için üzülmüşler kendi çoraplarını paylaşmak istemişler. Ama Fil’in sarı çorabı bol, Karga’nın pembe çorabı dar gelmiş Zürafa’ya. Bunun üzerine Tilki’nin aklına bir fikir gelmiş. Bu fikir doğrultusunda herkes atkısından bir parça vermiş. Büyükanne Baykuş ve Örümcek kesilen parçalardan dört tane uzun ve rengârenk çorap örmüşler. Hayvanlar bu güzel çorapları arkadaşları Zürafa’ya hediye etmişler. Zürafa hemen giymiş çorapları, Çoraplar tam da uzun bacaklarına göreymiş. Arkadaşlarına tek tek teşekkür etmiş. Ama sonra arkadaşlarının üşümesinden endişe etmiş. Zebra; “Bizim atkılarımız yeterince uzun ama senin çorapların fazlasıyla kısaydı. Hem sen üşürken biz nasıl mutlu olabilirdik ki?” demiş. Artık Zürafa da mutluymuş. Yeni çorapları bacaklarını, dostlarının sevgisiyse içini ısıtmış.
[divider]
[clickToTweet tweet=”İlk Kitaplığım’da bu ay havalar soğumuşken “Kısa Çoraplı Zürafa” var.” quote=”Bu yazıyı çocuk kitabı sever arkadaşlarınızla da paylaşın!” themie=”style3″]
[divider]
İşte böyle Sevgili Anneler, bizim yavrularımızın da çorap giyme, atkı takma mevsimi geldi. İda şimdiye kadar hiç atkı takmadı, çorap giydirmek için ne diler döktüğümü çok iyi hatırlıyorum. Sizin de aynı şeyleri yaşadığınızı biliyorum. Bu sevgi dolu, sıcacık hikâye çocuğa hem paylaşmanın önemini, arkadaşlığın güzelliğini duyumsatırken hem de belki birazcık olsun çorap giydirme savaşınızda size yardımcı olabilir. Kitap ayrıca renkler ve zıt kavramlar konusunda da farkındalık yaratıyor. Kitabın öyküsü bana “Masal Battaniyesi “ adlı kitabı hatırlattı. Ferida Wolff ve Harriet May Savitz tarafından yazılan bu kitapta masalcı bir ninenin köylülere gizlice yaptığı iyilikler anlatılır. Nine, köyün çocuklarının üzerine oturup kendisinden masal dinlediği battaniyesini geceleri azar azar söker ve ihtiyacı olan köylülere kazak, şapka, pelerin örerek kapılarına gizlice bırakır. Masal Battaniyesi her gün gitgide küçülürken köylülerin yüreğinde nineye olan sevgi büyür. Yerli sanatçılara olanak verilmesi, onların donanımlı editörlerle buluşup, entelektüel eleştirmenlerle karşılaşmaları dileğimi yineliyor, bu güzel iki kitabı da küçük kitap kurtlarına öneriyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Sevgiler,
[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi üzerine, yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama üzerine yaptı. Doktora düzeyinde Çocuk Edebiyatı dersleri aldı. 2005 yılından beri Terakki Vakfı Okulları’nda Yaratıcı Drama Uzmanlığı/Öğretmenliği yapıyor. Sanat yoluyla öğrenme, eğitim için tiyatro konusunda projeler yürüttü ve bu konularda bildiriler yayınladı. “Yaratıcı Drama Köprüsü” adlı sempozyumun öncülüğünü ve koordinatörlüğünü yaptı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro Uygulamaları” adlı iki kitap yazdı. Tilki Toni’nin yaratıcısı, “İyi Ki Varsın Tilki Toni” serisinin yazarı. “Aslan’ın Doğum Günü” ve “Park Canavarı” adlı resimli çocuk kitapları da bulunan Güner, kitapların çocuk okurla buluşması için sanatsal çalışmalar yürütüyor ve performanslar yapıyor. Çocuk yogası eğitmeni ve aynı zamanda hikaye anlatıcısı olarak “Masal Yoga” kavramının öncüsü ve yürütücüsü. Şimdilerde “İda ve Mila” adlı yeni serisinin yayına hazırlanmasını heyecanla takip ediyor. Serinin ilk kitabı olan Kuş Gibi’nin raflarda yerini almasının sevincini yaşıyor. Kadıköy Anneleri web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı bu köşede üç yıldır düzenli olarak çocuk edebiyatı yapıtlarını tanıtıyor ve yılda dört kez olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. 3.5 yaşındaki oğlu İda, eşi Hasan Nami ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.[/author]