Merhaba Sevgili Kadıköy Anneleri!
Bu haftanın bombası rahimdeki kasılmalar oldu. Son yazıda bahsettiğim Braxton Hicksler arttı arttı ve en sonunda bir gün akşam coşa geldi. Çağdaş’in işten gelmesine yakın, artık süreli olan kasılmalardan karnım ağrımaya başlayınca attım kendimi yatağa. Başladım takip etmeye. Tam 6-7 dakikada 1 kasılıyordu karnım!
40 dakika kadar bu düzende devam edince bir korkuyla doktoru aradık, kendisi karşıda olduğu için de onun tavsiyesiyle yakınımızdaki bir özel hastaneye gittik NST için.
NST’ye girince yavrum bana kazık attı, sadece 2-3 düzensiz kasılma ile beni yalancı çıkardı. Nöbetçi doktorun muayenesi sırasında beni ”hmm hmm, evet kasılmışsındır” diye karşılamasına sebep oldu =). Neyse ki muayene sırasında da nur topu gibi bir kasılmam oldu da doktor kasılmanın ne olduğunu bildiğime, doğru takip edebildiğime ikna oldu…
Günün kapanışını şu ödev listesiyle yaptım:
– Bol sıvı tüketimi,
– Günde 1-2 maden suyu,
– Bol dinlenmece,
– Belli bir miktar magnezyum desteği,
– Vajinal yolla almak üzere progesteron hapı, (Evet hap ama fitil gibi kullanılıyor. Nöbetçi doktor şiddetle önerdi, kendi doktorum bariz bir etkisini görmezsin ama dene istersen zararı yok dedi. Ben de madem zararı yok ama faydası olabilir bir şeyse deneyeyim dedim. Sevgili anne adayı! BU BİR İLAÇ ÖNERİSİ DEĞİLDİR. Doktora danışmadan su bile içmiyoruz biliyorsunuz <3.)
Bu heyecanlı akşam saati muayenesinden sonra haftam oldukça sakin ve neredeyse hep evde durarak geçti. Tabii ki Diren’le yürüyüşe de çıktık, ev işi de yaptım…
Ama önceki haftalardaki gibi vız vız arı kıvamında koşturmak yerine, bayağı dura dura halletim işlerimi. Bir de bu haftam eşten dosttan ‘Çok gezdin, çok gezdin! Ondan oldu böyle! Otur artık laflarını dinlemekle geçti. Oysa ben gezerken yavrum hafifcik, daha 1 kilo bile olmamış bir bebeydi. Oysa şimdi öyle mi? Aldı başını gitti valla.
Haftanın bit bölümünde de, bebek erken gelirse diye son hazırlıkları tamamadık. Allahtan çılgın gibi hazırlık tamamlama alışverişi yaptığımız, saatlerce dolaştığımız o gün, bu kasılmalar için henüz doktora gitmemiş, evde otur ikazını almamıştık.
Alışverişten bir paket de yeni doğan bebek beziyle eve gelince ilk yaptığımız şey şu oldu: Beze biraz su döküp kuru kalıp kalmadığını test etmek! Ne eğlendik, ne hayallere daldık bir avuç içi kadar bez sayesinde <3. En sonunda bezi bir büyük su şişesine taktık, tam oldu =). Sonra o cırt cırtlanmış haliyle şişeden çıkardık, heykel gibi ortaya çıktı şekli =)))
Sonraaa, el kadar bezi başucumuza koyduk, her sabah bakıyoruz ‘NE KADAR KÜÇÜÜÜKK’ diyerek. Galiba aydan aya iyice kafayı üşüttük. Sona yaklaştıkça tuhaflaştık =)
Haftanın son aksiyonu da, ‘Doğurmadan son bi kaynaşalım’ etkinliği ile abimlere gitmemiz oldu. Böylece aşağıdaki fotoğrafı çekme şansını yakaladık =)
Doğmazsa Ela, göbeğim büyüdüğünde bir tur daha çekeriz bunlardan.
Sevgiyle kalın anacım, sıkmayın kafanızı hiç bişiciklere. Ben de artık bu yoldan ilerleyip hiiiiiç dert etmeyeceğim bazı şeyleri. Şiştim kaç zamandır. Yeter.
Öperiz!
Zennube Ezgi ve cücüğü Ela
[author title=”Zennube Ezgi Kaya Ünveren” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2016/05/ka_zennubeezgikayaunveren_foto.jpg”]1989 doğumlu, çocukluğu Kadıköy’de geçmiş, hala da aklı orada olan bir İstanbul insanı. Fransız Dili ve Edebiyatı Mezunu, dijital pazarlamacı, sivil toplum & sosyal projelerle haşır neşir bir anne adayı. Şimdilik kızı Ela’ya hamile ve zamanının çoğunu çeviri yaparak geçiriyor.[/author]