Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,
Sanat eğitimci, yazar ve bir anne olarak bugüne kadar sayısız çocuk kitabı okudum. Pek çok yazar ve illüstratör ile tanıştım. Ama bazı kitapların ve sanatçılarının kalbimdeki yeri çok farklı. İşte, Betül Sayın da onlardan biri. Uzun süredir sizleri onunla buluşturmak ve sohbetimize ortak etmek istiyordum. Kısmet bu güneymiş. Kendisi de Modalı olan Betül Hanım, sorularımı biz Kadıköy Anneleri için içtenlikle yanıtladı. Ayrıca 10 okurumuza değerli kitaplarını imzalı olarak hediye etti. Kendisine tüm anneler adına çok teşekkür ederim. Hepimize keyifli okumalar dilerim.
H.G.: Betül Hanım merhaba, biliyorum ki Kadıköy Anneleri sizi birbirinden güzel kitaplarınızla tanıyorlar ama yine de bizlere kısaca kendinizden bahseder misiniz?
B.S.: Çocukluğumun neredeyse her günü resim yapmakla geçti. Gittiğimiz her yerin saatlerce detaylı resimlerini yapardım. 2-3 yaşlarındaki kız kardeşimi karşıma oturtur kara kalem resmini yapardım. O da sabırla dakikalar boyu kıpırdamadan poz verirdi bana. Dünyam resimlerim ve hayallerimden ibaret gibiydi. Ergenlik döneminde ise nedendir bilmem resimden uzaklaştım. Sıra üniversiteye geldiğindeyse tercihim mimarlık oldu. Eğitimimi o zamanki adıyla Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık okuyarak tamamladım. Tabii bu tercihte o dönemlerde hemen her ailenin yaptığı gibi benim ailemin de ‘’resim para kazandırmaz onun yerine mimarlık oku’’ telkinleri de etkili olmadı değil. Ancak şu an mimarlık yapmasam da mimarlık eğitiminin bana çok yönlü bakış açısı kazandırdığını söyleyebilirim.
[divider]
[foogallery id=”6641″]
[divider]
H.G.: Çocuk kitapları yazmaya ve resimlemeye nasıl başladınız? Sizi bu alana çeken şey neydi?
B.S.: Mimarlık alanında 3 yıl kadar çalıştım. Sonrasında bir kızım oldu ve ara verdim. Bu ara bundan sonra ne yapmak istiyorum diye düşünmem için bir fırsat oldu. Ve asıl ilgilenmek istediğim şeyin resimle ilgili bir alan olduğunu fark ettim. O sıralarda da eve bir sürü çocuk kitapları giriyor. Ve ben o kitapların arasında kayboluyorum. Bir gün Redhouse Yayınevi’nin illüstratör aradığını öğrendim. Tüm çalışmalarımı toparlayıp görüşmeye gittim. Görüşmeye gittiğim kişi Fatih Erdoğan’dı ve bana resimlemem için Parmak Çocuk kitabını verdi. Yıl 1989 ve ilk resimlediğim kitap. Bu benim için yeni bir başlangıcın tarihiydi… Yazmaya ise çok sonraları başladım. Çünkü yazmak çok farklı bir alan, deneyim ve birikim gerektiriyor. Kalıcı kitaplar yapmak istiyorsanız bütün o konuları incelikle düşünmeli ve çalışmalısınız.
H.G.: Yetişkinler dünyasından çocuk dünyasına bakmak, o dünyanın içine girebilmek sizce nasıl mümkün olabiliyor? Çocuklar için yaratırken sizi neler besliyor?
B.S.: Bunu bilemiyorum. Belki de yetişkinler dünyasından bakmıyorum. Bir yanımın hiç büyümediğini söyleyebilirim. Sadece çocuklar için üretirken değil, normal hayatımda da çocuk duygularıyla davrandığım zamanlar oluyor. Doğada gördüğüm herhangi bir şey mesela yaşlı bir ağaç ya da bir çiçeğin üzerinde gördüğüm minicik bir kır böceği beni fazlasıyla heyecanlandırabiliyor. Doğadan, hayattan, insan ilişkilerinden etkileniyorum. Ve tabii çocukların kendisinden de.
H.G.: Hem yazıp hem de resimleyebilen yazarları hep kıskanmışımdır J Size yazmak mı yoksa resimlemek mi diye sorsam…
B.S.: Buna hiç tereddütsüz ilk göz ağrım resimlemek derim. Eğer resimlemesini ben yapmasaydım yazamazdım da sanırım. Çünkü ben eline kalem alıp yazmaya başlayan yazarlardan değilim. Benim için her şeyin başlangıcı bir hikâyeyi görsel olarak hayal etmek. Önce kafamda imajlar beliriyor, karakterler oluşuyor. Sonrasında ufak eskizler çiziyorum. Yazma kısmına gelmeden konuyla ilgili araştırmalar yapıyorum. En sonunda da yazıp resimliyorum. Bir kitabı hem yazıp hem resimlemenin çok sayıda avantajı var. Hem yazıya hem resme esneklik ve özgürlük kazandırıyor. Birlikte tasarlarken katmanlı düşünmenizi sağlayarak size yeni yollar sunuyor.
H.G.: Uluslararası üne sahip bir sanatçısınız. Bugüne kadar pek çok çocuk kitabı ve dergisi resimlediniz. Bazı çalışmalarınız UNICEF tebrik kartı olarak yayımlandı. 2006 yılında 5 Çocuk 5 İstanbul kitabınızla illüstrasyon dalında IBBY Onur Listesi’ne seçildiniz. 2007 yılında Köstebek Kuki adlı kitabınız Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından Yılın En İyi Resimli Öykü Kitabı olarak seçildi. Geçtiğimiz yaz bir internet sitesi sizi “Çocuklarınız İçin Harikulâde Kitaplar Yazan 21 Yazar” arasında gösterdi. Tüm bu ödüller, listeler sizin için ne anlam ifade ediyor? Dahası bundan sonrası için neler yapmayı hayal ediyorsunuz?
[divider]
[clickToTweet tweet=”İlk Kitaplığım’da Bu Hafta: Yazar ve İllüstratör Betül Sayın ile Söyleşi” quote=”Bu yazıyı kitap seven çevrenizle de paylaşın!” theme=”style3″]
[divider]
B.S.: Ödüller ya da bir yerlerde yer almak gurur verici, sevindirici ve motive edici. Ama beni asıl heyecanlandıran şey çocukların tepkileri, yorumları ve eleştirileri. Onlara ulaşabildiğimi görmek, ya da şu an 21. baskısını yapan 5 Çocuk 5 İstanbul kitabımın ilk baskılarını okuyan çocukların şimdi üniversite sıralarında olduğunu bilmek beni çok mutlu ediyor.
H.G.: Çocuk edebiyatı alanında üreten bir sanatçı olarak nitelikli bir çocuk kitabı yapıtı nasıl olmalı? İyi bir çocuk kitabının olmazsa olmazları sizce nelerdir?
B.S.: Çocuk kitapları hakim kültürü aktarmanın bir yolu olmamalı, çocuğun üzerinde baskı oluşturmamalı öncelikle. Olumlu bir bakış açısıyla yazılmış olmalı, özgür ve açık fikirli olmayı savunmalı ve asla didaktik olmamalı. Doğrudan ders verme aracı olarak kullanıldığında çocuklara ulaşamıyorsunuz. Nitelikli edebiyattan ödün vermeden çocukları eğlendirerek düşünmeye sevk etmeli. Nitelikli resimlerle de hayal güçlerini beslemeli. Ben resimlerken detaylar eklemeye çalışıyorum. Resimlerdeki görsel zenginliğin çocuğun merak duygusunun oluşmasında önemli bir etken olduğunu düşünüyorum.
H.G.: Bir kızınız var. Anne olarak ona neler okudunuz? Şimdiki annelere ise hangi çocuk kitaplarını önerirsiniz? Sizin vazgeçemediğiniz çocuk kitapları hangileri?
B.S.: Kızımın en sevdiği kitap Maurice Sendak’ın yazıp resimlediği Canavarlar Ülkesinin Kralı kitabıydı. O kadar çok okumuştuk ki birlikte, sonunda kitabı kendisi ezberden okumaya başlamıştı. Kızım 1985 doğumlu ve o tarihlerde nitelikli kitap sayısı oldukça düşüktü. İyi kitap bulmak için çok çaba harcamak gerekiyordu. Şimdiki anneler ve çocukların şanslı olduğunu düşünüyorum. Biraz ilgi gösteren, araştıran annelerin çok sayıda şahane kitaba ulaşacağını biliyorum. Benim de bayıldığım çok sayıda kitap var. Ancak Canavarlar Ülkesinin Kralı benim için de özel bir kitap.
H.G. Betül Hanım bu güzel sohbetimiz için Kadıköy Anneleri adına çok teşekkür ederim. Röportajımızı okuyup altına 3 Kasım Cuma günü saat 13.00’e kadar yorum yazan 10 okurumuz çekilişle sizin Günışığı Yayınları’ndan çıkan “Köstebek Kuki” “5 Çocuk 5 İstanbul” ve “Rengini Arayan Pudra” adlı kitaplarınızı imzalı olarak kazanacak. Bu değerli hediyeleriniz için de çok teşekkür ederiz. “Köstebek Kuki” adlı kitabınıza İlk Kitaplığım köşemizde daha önce yer vermiştik. Dileyenler buradan okuyabilirler. Bize vakit ayırdığınız için tekrar çok teşekkürler. Bizleri çok mutlu ettiniz. Tüm annelerden kucak dolusu sevgiler,
B.S.: Ben de teşekkür ederim.
[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi üzerine, yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama üzerine yaptı. Doktora düzeyinde Çocuk Edebiyatı dersleri aldı. 2005 yılından beri Terakki Vakfı Okulları’nda Yaratıcı Drama Uzmanlığı/Öğretmenliği yapıyor. Sanat yoluyla öğrenme, eğitim için tiyatro konusunda projeler yürüttü ve bu konularda bildiriler yayınladı. “Yaratıcı Drama Köprüsü” adlı sempozyumun öncülüğünü ve koordinatörlüğünü yaptı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro Uygulamaları” adlı iki kitap yazdı. Tilki Toni’nin yaratıcısı, “İyi Ki Varsın Tilki Toni” serisinin yazarı. “Aslan’ın Doğum Günü” ve “Park Canavarı” adlı resimli çocuk kitapları da bulunan Güner, kitapların çocuk okurla buluşması için sanatsal çalışmalar yürütüyor ve performanslar yapıyor. Çocuk yogası eğitmeni ve aynı zamanda hikaye anlatıcısı olarak “Masal Yoga” kavramının öncüsü ve yürütücüsü. Şimdilerde “İda ve Mila” adlı yeni serisinin yayına hazırlanmasını heyecanla takip ediyor. Serinin ilk kitabı olan Kuş Gibi’nin raflarda yerini almasının sevincini yaşıyor. Kadıköy Anneleri web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı bu köşede üç yıldır düzenli olarak çocuk edebiyatı yapıtlarını tanıtıyor ve yılda dört kez olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. 3.5 yaşındaki oğlu İda, eşi Hasan Nami ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.[/author]