Bir Aslan İstiyorum!

Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,

Yeni yıl yaklaşırken caddeler ve mekânlar rengârenk, ışıl ışıl süslendi. Tüm bu ışıltı bana coşku kadar hüzün de veriyor. Hüznümü kendime saklayıp yine de katılıyorum oyuna. Oğlum doğduğundan beri her yılbaşı çam ağacımızı süslüyor, ışıklarımızı asıyoruz bahçemize. Artık kedilerimiz de yaşlandı, pek takılmıyorlar süse püse. Tabii çam ağacının altına da diziliyor hediyeler, yeni yıl gecesi açılmak üzere. Kedilere plastik top, tüylü oyuncak fare veya yaş mama; eşim ve bana ihtiyaç duyulan bir eşya; oğluma ise tabii ki giysi, oyuncak ve kitap! Kitabın hayatımızın önemli bir parçası olduğunu duyumsatmak, değerli bir hediye olduğuna dair bir kültür oluşturmak, bir zorunluluk değil de bir ihtiyaç ve haz olduğunu hissettirmek için ağacın altındaki hediyelerden birinin mutlaka kitap olmasına özen gösteriyorum. Geçen yıl hediye için Tavşancan ile Faresu serisinin “Yılbaşı Ağacı” kitabıyla Ruth Ohi’nin “En Güzel Yılbaşı” kitabını seçmiştim. Yeni yıla sayılı günler kala oğlumun bu seneki kitap hediyesini hâlâ  seçemedim. Ama sizin için harika bir önerim olacak.  Geçtiğimiz Eylül ayı Can Çocuk etiketiyle çıkan, Annemarie van der Eem& Mark Janssens imzalı, Sinan Çakmak’ın Türkçeleştirdiği “Bir Aslan İstiyorum!” adlı kitap, gerek muazzam resimleriyle gerek kıkırdatan harika öyküsüyle gerekse boyutu ve tasarımıyla dört yaş ve üstü çocuklar için şahane bir yeni yıl hediyesi olacaktır. Hatta dileyenler bu kitabın yanına Mark Janssens’in “Ada” adlı kitabı da ekleyebilirler. Geçen sezonda anlattığım Ada’nın yazısını buradan okuyabilirsiniz. “Bir Aslan İstiyorum!” için ise satırları takip ediniz.

[divider]

[foogallery id=”8500″]

[divider]

Kitabın kapağını açar açmaz bizi kitabın hınzır kahramanı Robin karşılıyor. Pencereleri ormana bakan, duvarlarında hayvan resimleri asılı olan, tavanından ise dinozor, uçak mobilleri sarkan ferah bir odada, yatağın üstünde oturan küçük çocuğa dikkatlice bakın. İşte o Robin! Şimdi de Robin’in gözlerine bakın lütfen ve tabii sırıtışına! Bu ifadeyi bir yerden tanıdınız öyle değil mi? Robin’in aklında bir hinlik olduğunu hemen anladınız. Robin bir sabah uyanır, ev sessiz ve sıkıcıdır. O an karar verir. Bir hayvan istiyordur hem de hemen, o gün! Ve hangi hayvan olacağını da çok iyi biliyordur. “Bir Aslan İstiyorum!” diye gürler. Annesi aslanın fazla tehlikeli olacağını söyleyerek ret eder bu isteği ve Robin’e bir dal böceği önerir. Ama Robin bir dal böceği istemiyordur. “O zaman bir hipopotam istiyorum!” diye bağırır. Annesi yine itiraz eder ve Robin’e bir japonbalığı önerisinde bulunur. Robin bu öneriyi de sevmez, “bir maymun o zaman!” diye haykırır. Annesinin maymun için de itirazları vardır ve Robin’e maymun yerine bir hamster edinmeyi teklif eder. Robin; “Peki o zaman bir keçim olabilir mi?” diye yalvarır. Annesinin ise yanıtı yine aynıdır; “Asla!” diyerek oğluna bir kaplumbağa beslemeyi tavsiye eder. Bu kez Robin; “Bir papağan o zaman!” diye diretir. Annesinin ise tercihi bir tavşan ya da kedidir. Robin imkânsız istekleriyle bezdirdiği annesine göz ucuyla bakar ve artık asıl istediği şeyi söyleme zamanının geldiğini anlar. (Bu kısmı da size çok tanıdık geldi değil mi?) “Eğer bir aslan, hipopotam, maymun, keçi veya papağan besleyemiyorsam o zaman bir köpek istiyorum.” Diye çıkışır. Annesinin Robin’e artık karşı koyacak gücü kalmamıştır, derin bir iç çekip oğlunun bu isteği kabul eder. Annesinin deyişiyle mis gibi kokacak ve koltuğa sığacak bir köpek sahiplenmek için barınağa giderler. Robin bulur dostunu sonunda. Kitabın son sayfasında biz de görürüz bu sevimli köpeği ve Robin ile nasıl eğlendiklerini. Evet, gerçekten de çok usludur!

Her sayfası tablo gibi olan kitap, ilk başta canlı renkleri ve güçlü kompozisyonlarıyla dikkat çekse de (her resim için çift sayfa kullanılmış ve her seferinde Robin’in evinin bir başka bölümü resmedilmiş) karakterlerinin yüz ve beden ifadeleri ve devinimleriyle de oldukça başarılı. Kitabın görsel dili kadar yazınsal dili de öylesine çocuğa göre ki! Bu kitabı vapurda metroda falan okumayın, kıkırdayıp gülerken etrafı rahatsız edebilirsiniz. Ya da boş verin okuyun, 24,5 x 32,7 cm boyutundaki kuşe kâğıda basılı rengârenk, 36 sayfalık bu kitapla diğer yolcular da görsel bir şölen yaşasınlar.

[divider]

[clickToTweet tweet=”İlk Kitaplığım’da bu ay yeni yıl hediye önerisi; “Tuhaf Bir Gün” kitabı var. ” quote=”Bu yazıyı çocuk kitabı sever arkadaşlarınızla da paylaşın!” themie=”style3″]

[divider]

Yeni yılınız “Bir Aslan İstiyorum!” kitabı kadar renkli, neşeli ve sürprizli geçsin. Eğer bu kitabı bizim size Can Çocuk aracılığıyla hediye etmemizi isterseniz, 06 Ocak 2020 Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar instagram hesabımızdaki bu paylaşımın altına, bu yazıyla ilgili yorumunuzu, kitap çekilişini kazanmasını istediğiniz bir arkadaşınızı etiketleyerek yazmanız ve @kadikoyanneleri instagram hesabını takip etmeniz gerekecek. Çekilişimiz sonucu bu şahane kitap, bir Kadıköy Annesi’nin olacak!  18 Ocak 2020 tarihindeki Küçük Kitap Kurtları Kış Buluşması’nda görüşmek üzere,

Sevgilerimle,

[author title=”Hafize Güner” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2015/01/ka_ozum_foto.jpg”]1976 yılının Kasım ayında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi, yüksek lisans eğitimini ise Yaratıcı Drama üzerine yaptı. Sanat yoluyla öğrenme, eğitim için tiyatro konularında çalıştı, bu alanda  makaleleri, kitapları yayımlandı. 2005 yılının Kasım ayından beri Terakki Vakfı Okulları’nda yaratıcı drama/tiyatro öğretmenliği yapıyor. 2014 yılının Aralık ayından beri Kadıköy Anneleri web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı köşesinde çocuk kitaplarını tanıtıyor ve düzenli aralıklarla Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. 2019’un Şubat ayından beri Cumhuriyet Kitap Eki’nin “Taş-Kâğıt-Makas” isimli çocuk ve gençlik edebiyatı sayfasında yazıyor. Çocuk yogası eğitmeni ve masal anlatıcısı olarak masal-yoga atölyeleri yürütüyor. Okuma kültürünün küçük yaşta yaygınlaşması adına pek çok sosyal sorumluluk projesi yapıyor. 2014 yılının Nisan ayında yayımlanan ilk çocuk kitabının ardından çocuklar için yazmaya devam ediyor. Şu ana kadar yayımlanmış on iki çocuk kitabı bulunuyor.  Eşi, oğlu ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.[/author]

 

 

 

Hafize Çınar Güner
Hafize Çınar Günerhttps://kadikoyanneleri.com/category/ilk-kitapligim/
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında yüksek lisansını ise Yaratıcı Drama alanında tamamladı. “İlköğretimde Yaratıcı Drama” ve “Eğitim İçin Tiyatro” kitapları yayımlandı. Oluşturduğu sanat ve oyun yoluyla öğrenme tasarımları pek çok konferans ve kongre programında yer aldı. Sekiz yıl önce yayımlanan ilk göz ağrısı “İyi ki Varsın Tilki Toni” adlı serisinin ardından ise şu ana kadar farklı yayınevlerinden yayınlanmış ve yayına hazırlan yirmi çocuk kitabı bulunuyor. Yirmi yılı aşkın bir süredir çocuklarla çalışıyor ve 2005 yılından bu yana Terakki Vakfı Okulları'nda yaratıcı drama ve tiyatro öğretmenliği yapıyor. Bir web sitesindeki “İlk Kitaplığım” adlı köşesinde resimli kitaplar hakkında yazılar yazıyor ve mevsimde bir defa olmak üzere Küçük Kitap Kurtları Buluşmaları düzenliyor. Yürüttüğü “Masal Yoga” atölyeleriyle kitabevleri, okullar, fuarlar, kütüphaneler ve parklarda pek çok çocuğu masallarla buluşturuyor. Okuma kültürünün yaygınlaşması adına çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor ve yürütüyor. Kadıköy Belediyesi Moda Gönüllü Evi'nde mahalle eliyle açılan Moda Çocuk Kitaplığı'nın koordinatörlüğünü yapıyor. Cumhuriyet Kitap Eki’nin “Taş-Kâğıt-Makas” isimli çocuk ve gençlik edebiyatı sayfasının ardından şimdi ise Sanat Kritik’te çocuk kitaplarını yorumluyor. Eşi, oğlu ve kedileriyle birlikte Moda’da yaşıyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar