Herkese Merhaba, “İlham Veren Babalar” serisinin beşinci yazısında sizleri “ilk iş babalık” söyleminin hakkını veren, çok özel bir baba ile buluşturmak istiyorum. Doğuştan görme engelli ve müzik alanında üstün yetenekli kusursuz kulak Bager’in babası, Mehmet Çalışcı. Muş’ta yaşayan ailenin hüzünlü öyküsünde; yazıma konu olan Mehmet’in babalığı, derin bir iz bırakacak türden.
“İlham Veren Babalar” Kusursuz Kulak Bager’in Babası: Mehmet Çalışcı
Öncelikle sevgili Mehmet’i tanıyalım. Konya Selçuk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Mehmet, uzun süre öğretmenlik yapmış. 2011 yılında evlenip bir yıl sonra ilk oğlu Bager doğunca, zorlu babalık yolculuğu da başlamış oluyor. Nadir görülen doğuştan glokom hastalığı, ilk zamanlarda anlaşılamamış ve Bager iki aylık olduğu zaman fark edildiğinde, tedavi süreci başlamış. Çok yıpratıcı ve zor geçen bu süreç; haftada bir bazen on beş günde bir hastanede geçerken, bugüne kadar toplamda beş göz ameliyatı olmuş Bager. Doktorların, iki gözünden de glokomlu doğan Bager’in hastalığını teşhis etmekte geç kalmaları, tedavinin başarı şansını düşürmüş ne yazık ki. O günlerde yaşadığı çaresizliği şöyle anlatıyor Mehmet; “Bager’in hastalığını iki aylıkken fark ettik ve kahrolduk. O tarihten sonra hayat bize zindan oldu. Kendimizi suçladık, fakat bir taraftan da doktorlar bizi uyarmadığı için erken anlamamızın mümkün olmadığını biliyorduk. İlk zamanlar kabullenmekte zorlandık, ileride yaşayacağı zorlukları düşündükçe için için ağladık, üzüldük.” .
Doğuştan Görme Engelli ve Müzik Alanında Üstün Yetenekli
Tüm tedavilere rağmen görme engeliyle yaşamak zorunda kalan Bager’in, müziğe olan ilgisi ve yeteneği de o zamanlarda ortaya çıkmaya başlıyor. İki buçuk aylıkken gözlerindeki rahatsızlık yüzünden ağlama krizleri geldiğinde, yanındaki telefondan gelen müzikle susuyor, müzik bitince yeniden ağlamaya başlıyormuş. Minik oğlunun görme engeli ve sağlık sorunlarına derman ararken, onun müziğe olan yeteneğini geliştirmeyi ihmal etmeyen Mehmet; telefonuna bir piyano programı indirdiğini anlatıyor; “Belki faydam olur diye önce kendi kendime çalışıp öğreniyordum, bir gün Bager fark etti ve ne yaptığımı sordu. Ona piyano programını anlatınca çok heveslendi, çalmak istedi. ‘Burası Muş’tur türküsünü çaldım bir kez ve ertesi gün tek başına aynı türküyü çalabildiğini gördüm.” .
Kusursuz Kulak (Absolut)
O zamanlar bir gözü yüzde kırk gören oğluna, iki ay içinde braille alfabesi ile latin alfabesini ve okumayı öğretmiş Mehmet. Bager 6 yaşına geldiğinde Muş’ta özel bir müzik eğitim merkezi açıldığını duyunca, hemen oraya gitmişler ve onlara çok katkısı olacak Caner öğretmenle tanışmışlar. “Yaptığı iyilikleri unutmamız mümkün değil. Caner Öğretmen de görme engelli olduğu için Bager’i daha iyi anladı ve onun müzikal gelişiminde büyük desteği oldu.” diyerek minnettarlığını anlatırken, Bager’in absolut (kusursuz) kulak olduğunu da yine Caner Öğretmen’in keşfettiğini söylüyor. Tedavi süreci bütün birikimlerini eritip onları maddi ve manevi zorlasa da umutlarını kaybetmeden tedavilere ve müzik alanında çabalamaya devam ediyorlar…
Değerli Müzisyen Fazıl Say ile Tanışma
“Caner öğretmenimiz bize sonsuz destek oldu, hatta Bager’e hediye edilen piyano için o devreye girdi. İki hayali vardı Bager’in; köyde arkadaşlarına konser vermek ve değerli müzisyen Fazıl Say ile tanışmak. Geçtiğimiz yıl, iki hayali de gerçek oldu. Köy çocuklarına verdiği konser ülke basınında yer bulunca, sevgili Fazıl Say çok duygulanmış ve bizimle iletişime geçti.” diyerek geçen süreci anlatıyor Mehmet. ÇEV Sanat kurucusu Berrin Yoleri’nin özel desteği ile İstanbul’a gelerek, değerli sanatçı Fazıl Say’ın evine konuk oluyorlar. O anılar unutulmaz izler bırakmış, gurur ve mutluluk kaynağı olmuş hepsi için. Bager hayal ettiği gibi sevgili Fazıl Say ile birlikte piyano çaldığı için ayrıca mutlu olmuş. Fazıl Say’ın sevecen kişiliği ve misafirperverliğinden çok etkilenmişler.
Bager’in eğitimi ve müzikal gelişimi için birçok konuşma yapılmış, fikir üretilmiş o günlerde. Ancak şimdi konuştuğumuzda Mehmet’in üzgün ve kırgın olduğunu görüyorum. “Ülke basınında ses getirince birçok destek sözü verildi ama hiçbiri gerçekleşmedi. Sadece T.C. Mili Eğitim Bakanlığı Bager’i sınavsız olarak Bilim-Sanat eğitimlerine kabul etti. Ama orada da sadece bağlama öğretmeni vardı, yeterli olamıyordu.” derken bir babanın yaşadığı çaresizliği sessizce haykırıyor. Tek dayanakları olan Caner Öğretmen’in de tayini çıkıp Muş’tan gitmesiyle, Bager’in öğretmensiz kalışını anlatıyor.
Bir Dahinin Doğuşu: BAGER
Kendi hayatından, işlerinden vazgeçip oğlunun tedavisi ve eğitimine kendini adayan bir babanın acısını yüreğimde hissediyorum. Aynı zamanda oğluna gösterdiği sonsuz sabır, ilgi ve sevgi için büyük saygım var İlham Veren Babalar’ın Mehmet’ine. Onun ilham veren babalığı, görme engelli oğlunun sağlığı için çabalarının yanında; yeteneklerine inanması ve desteklemesi ile anlam kazanıyor.
Bager’in sadece müzikte değil, birçok alanda yeteneğini ve ilgisini keşfederek adeta ona bir “gölge öğretmen” oluyor Mehmet. Oğlunu her anlamda hayata hazırlarken bir filozof gibi derin sohbetlerle gelişimine katkı sağlıyor. Nazım’dan, Ahmet Arif’ten şiirler okuyor, onun görmeyen gözleri oluyor. Oğlunun ileride önemli bir müzisyen olacağına inanarak, geçtiği yolları ve anılarını unutmasın diye bir günlük tutuyor. Geçtiğimiz yıl kendi imkanları ile bastırdığı, bu günlüklerden oluşan kitabı “Bir Dahinin Doğuşu: BAGER” Lorya Yayıncılık’tan satışta. Tedavi ve eğitim süreçleri yanında, küçük kardeşi ve annesi ile tüm ailenin anıları unutulmaz olurken, bu kitabın geliri ile Bager’in eğitimine destek olunması da amaçlanıyor.
“İlham Veren Babalar” Mehmet, Sadece Kendi Oğlu İçin Değil, Görme Engelli Bütün Çocuklar İçin Mücadele Ediyor
Eğitimde eşitlik olması gerektiğine inandığımız bir çağda yaşıyoruz ama ne yazık ki hâlâ eğitimde fırsat eşitliği yok. Bager gibi görme engelli çocuklarımız için hayat tahmin edilenden de zor. Anaokulu yaşından beri oğlunun eğitim alabilmesi için Mehmet’in verdiği mücadele inanılmaz. Doğu’da Muş’ta yaşamaları, sağlık ve eğitim anlamında birçok mahrumiyet yaşamalarına neden oluyor. “Bager’in eğitimi için çalmadığım kapı kalmadı. Anaokulu ve ilkokula gitmesi gereken yaşlarda, ildeki yetkili kurumların hepsine derdimizi anlatmaya çalıştım. Milli eğitim müdürlüğü, rehberlik araştırma merkezi gibi yerlere başvurularda bulundum. Olumlu sonuç alamadım, görme engelli çocukların dahil olabileceği şekilde düzenlenmiş sınıflar yok maalesef.” sözleriyle oğlunun hak ettiği eğitimi alamadığını anlatan Mehmet, çok yalnız bırakılmış ne yazık ki. Tek başına onun verdiği mücadele, yeterli olmuyor eksikleri tamamlamaya. Üstelik Mehmet sadece kendi oğlu için değil, görme engelli bütün çocuklar için mücadele ediyor. Onların da her insanın hakkı olduğu gibi, yaşadıkları şehirde sağlık ve eğitim hizmeti alabilmelerini istiyor.
Çalabildiği 240 Eser Var
Bager’in müzik eğitimi anlamında geldiği son durum nedir diye sorduğumda, Mehmet’in verdiği cevap üzücü; “Öğretmensiz kalınca tek başına çalışmak zorunda kaldı. Benim müzik eğitimim olmadığı halde, destek olmaya çalışıyorum elbette. Ama sonuçta az nota bilgisi var, kulaktan duyarak çalıyor. Ezberinde 240 eser var çalabildiği.” .
[foogallery id=”8846″]
“İlham Veren Babalar” Bir Babanın Çocuğuna Duyduğu Büyük Sevgi
Doğuştan görme engelli ve koşulları elverişsiz bir bölgede yaşayan; dünya çapında ülkesini temsil edebilecek, üstün yetenekli bir minik piyanist, var olma mücadelesi veriyor! Bu mücadelenin yılmaz savaşçısı bir baba, gerçek anlamıyla hepimize ilham vermeli ve onun mücadelesine destek olmalıyız. Geleceğimiz, bugünün aydın yetişen ve sanatla büyüyen çocuklarının elinde…
Bager ve babası Mehmet Çalışcı’ya yalnız olmadıklarını hissettirmek ve destek olmak isterseniz, öncelikle sosyal medyada @bagercalisci hesabını takibe almanızı dilerim. Oradan iletişime geçip kitabını satın almanız, Bager’in eğitimine minik de olsa katkı sağlayacak. Çünkü “İlham Veren Babalar”ı desteklemek gerek!
Son olarak kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum. Bir babanın çocuğuna duyduğu büyük sevgiyi dile getirişi, beni olduğu gibi sizi de çok etkileyecek;
“Tosbiğim, benim dahi Bager’im, ışığım, umudum, benim eşi benzeri olmayan piyanistim, seninle mutluyum, seninle umutluyum, seninle huzurluyum. Doğduğun günden beri hayatın tatlarını almak için başka mecralar aramıyorum. Eğlencem, tatilim, dinlencem, uykum, mutluluğum sen oldun. Yılın on iki ayı, üç yüz altmış beş günü, elli iki haftası, yedi günü, yirmi dört saati, altmış dakikası, altmış saniyesi beraberiz. Bu ne muhteşem bir armağan, ne müthiş bir Allah vergisidir anlatamam. Aklıma Seth Godin’in: ‘Bir sonraki tatilinize ne zaman çıkacağınızı merak etmek yerine, kaçmak zorunda kalmadığınız bir hayat kurmaya çalışın’ sözü geliyor. Galiba biz, öyle bir hayatı çoktan kurmuşuz.” .
Umarım Mehmet ve bizler, kusursuz kulak Bager’i müzik dünyasında hak ettiği yerlerde görmenin mutluluğunu yaşarız.
Çocuklarının bakımında aktif rol alan ve bunu hayatın armağanı gibi gören babaların ve tabi “İlham Veren Babalar”ın çoğalması umuduyla…
Sevgiler,
Esin İrlan
@40yildabiranneolmak