Sevgili Kadıköy Anneleri merhaba,
İda doğduktan yedi ay sonra TÜYAP Kitap Fuarı’nda Tilki Toni ile etkinliğim ve imza günüm vardı. Etkinliğimi yapar yapmaz birkaç standa uğramalı, ışık hızıyla kitapları seçip satın almalı ve oradan da eve ışınlanmalıydım. Evde beni deli gibi emmeyi bekleyen bir bebek vardı çünkü. Zaman az olunca öyle uzun uzun bakmalar, arka kapak okumalar falan ne mümkün! Zaten sadece İda’ya kitap bakabilecektim. Aklımda birkaç yayınevi vardı. Bunlardan biri de Kır Çiçeği Yayınları’ydı. Kitaplarının çok beğeniyordum ama her yerde bulamıyordum. Koşa koşa standı buldum. Yayınevinin her şeyi ve birazdan size anlatacağım kitabında çevirmeni Aslı Motchane ile öyle tatlı bir sohbete daldım ki başka bir standa uğramaya pek vakit kalmadı. O gün oradan elimde üç kitapla ayrıldım. Bu kitaplardan “Küçük Kanguru” ve “Eve Dönelim Küçük Ayı” kitaplarını size daha önce buradan yazdım. Kitap isimlerinin üzerine gelerek yazılarımı okuyabilirsiniz. Ama Geoffroy de Pennart imzalı kitabı “Kurt Geri Dönmüş” adlı kitabı bugüne sakladım. Evet, evet bugüne tam da seçim arifesine! Hani her zaman diyorum ya çocuk edebiyatı sadece çocuklar için değildir diye. Edebiyat, sanat belli bir çizgide çocuk- yetişkin diye ayrılmaz. Sanat yaşamın süsü değil ta kendisidir ve sanat politiktir. Daha önce 1 Mayıs İşçi Bayramı şerefine “İyi Kalpli Küçük Tavşan’’ adlı kitabı tanıtırken de bunları ifade etmiştim. O kitap da “direnmek”, “örgütlenmek”, “mücadele etmek” ve “boyun eğmemek” kavramlarını çocuk okura çok güzel duyumsatıyordu. Tıpkı bu gün seçtiğim kitap gibi. Haydi, gelin bu kitaba yakından bakalım.
[foogallery id=”7581″]
Geoffroy de Pennart bu kitabında masallar dünyasında başı kurtla dertte olan hemen hemen herkese yermiş. Üç Küçük Domuz, Anne Keçi ve yedi yavrusu, Küçük Kuzu, Peter, Kırmızı Başlıklı Kız… Hepsi sırayla Bay Tavşan’ın evine sığınıyorlar. Neden mi? Çünkü “Lahana Yaprağı” gazetesinden “Çift Toynak” gazetesine kadar, “Yeni Keçi” gazetesinden, “Koyunsal” gazetesine kadar tüm gazetelerde aynı korkunç haber var da ondan; “KURT GERİ DÖNMÜŞ!” Ben böyle kısacık anlattım ama Geoffroy de Pennart tam da çocuğa uygun tekrarlarla Bay Tavşan’ın kapısını çalan her kahramanı çok güzel yazmış ama daha da güzeli yazınsal metnini görsel metinle çok güzel tamamlamış. Haylazlıklarıyla Bay Tavşan’ın evini birbirine katan yedi keçi yavrusunu, ekose desenli takım elbise giymiş şişko Üç Küçük Domuz’un her kapı çalınışındaki korkusunu, kalabalık evde yaşanan coşkuyu ve daha pek çok güzel detaya yer vermiş ki kitabı dakikalarca elinizden bırakamıyorsunuz. Tüm kahramanlar Bay Tavşan’ın evinde neşeyle vakit geçire dursun, Bay Tavşan’ın “Madem ki hep birlikteyiz, yemek yemeye ne dersiniz?” önerisiyle bir ziyafet sofrası hazırlamaya koyulsun Kurt da boş durur mu, durmaz tabii. Dostlar sofraya oturmuşken, birdenbire “BUM! BUM! BUM!” kapı çalınmış. Gelen KURT’muş. Ve çok ama çok açmış! İşte o an olanlar olmuş. O daha bir adım bile atamadan tüm kahramanlar üzerine çullanmışlar. Kurt boylu boyunca yere serilmiş. Bay Tavşan” KURT ARTIK SENDEN KORMUYORUZ! Bunu iyice kafana koy!” diyerek atılmış. Ama eğer iyi huylu bir kurt olmaya ve onlara korkunç kurt masalları anlatmaya söz verirse o zaman onu sofralarına davet edeceklerini söylemiş. Bu sefer kitabın sonunu söyledim biliyorum ama ne yapayım sonu çok keyifli. Haydi, birlikten kuvvet doğar. Gidin bu Pazar oyunuzu kullanın, oyuna gelmeyin sandıklara sahip çıkın. Çocuklarımız için bunu yapın. İnanın biz hepimiz KURT’dan daha GÜÇLÜ’yüz.
Not: “Kurt Geri Dönmüş” adlı kitap, Kadıköy Çarşı’daki İmge Kitabevin’de var.