Bazen ilk uçakla Tayland’a kaçasım geliyor. Ev işleri, oğlumun ihtiyaçları, kocamın nazı derken şu anda hiçbir şeyi yetiştiremediğimi düşünürsek eski hayatımda kendime ne kadar da fazla vakit ayırabildiğimi hatırlayıp şaşıyorum. “Ne yapıyormuşum ben o kadar zamanla?” diyorum kendi kendime. İki yıldır gece dışarı çıkmadım. Bir buçuk yıla yakın süredir oje sürmedim. Bu şekilde durumu idare etmek doğru mu, değil mi tartışılır elbet. Tüm bu düşüncelere rağmen birkaç gün sonra 20 aylık olacak olan oğluma baktığımda içimden taşan sevgiye ve sabra hayret ediyorum. “Ben ne zaman bu kadar sevgi doldum yahu?” diyorum, “Bu kadar sabrı nereden buldum?”. İnanılmaz bir biçimde evrilmişim. Kadın anne olunca yaşadığı değişimler malum. Ama hem içeriden, hem de dışarıdan bakınca kadınlığa biçilen rol içler acısı. Bunu annelerimiz ve onların annelerinden aldığımız mirasla içselleştirmiş olmamız da kendi adıma çok can sıkıcı. Değiştirmek pek öyle kolay değil. Ev işleri, çocuk bakımı, tükenmeyen bir şefkat ve ilgi ile manevi destek, bunlar yetmezmiş gibi son 30-40 yıldır da eve ayrıca maddi katkı bekleniyor bizden. Bunu başarmak tüm kadınların ve annelerin bildiği gibi hiç de kolay değil.
Kendi adıma bu farkındalık, işleri benim için kolaylaştırdı diyemeyeceğim ne yazık ki. Fakat kişisel çözüm yolları arayışımda bir sonuca ulaştığımı söyleyebilirim. Aldığım karar doğrultusunda her gün sadece ve sadece kendim için en az bir şey yapma zorunluluğu getirdim bir süredir. Yaptığım şey günden güne değişiyor, öyle büyük bir şey olması da gerekmiyor. Mesela dün uzun zamandır almak istediğim bir kitabı aldım ve akşam oğlum uyuduktan sonra yarım saat kitap okudum. Bir diğer gün kendime çok sevdiğim bir zincirin cheesecake’inden ısmarladım. Bugünkü planım henüz belirsiz ama günün ilerleyen saatlerinde ortaya çıkar nasıl olsa.
Ayrıca şunu da anladım dün; Keyif aldığım bazı şeyleri oğlum büyüyene dek erteliyorum fakat galiba bu yanlış bir yaklaşım. Onu da artık yavaş yavaş beni mutlu eden daha büyük ölçekli aktivitelerin içine sokmaya başlamam gerek. Çünkü büyüdüğünde herşeyin daha kolay olduğunu garanti eden kimse duymadım bugüne dek.
Bunları herkese tavsiye etmek niyetinde değilim, çünkü kişiden kişiye değişen şeyler mutlu olma biçimleri. Ama herkesin kendini mutlu eden “şeyler” için zamana ihtiyacı olduğu konusu açık. Mutlu anne mutlu çocuk büyütür. Sizi neyin mutlu ettiğini de en iyi kendiniz biliyorsunuz.