Hayatın her safhasında yetişkin bireylere nasıl davranıyorsak çocuklarımızın da düşüncelerini bir o kadar önemsemeli, onları bulunduğumuz çağa göre değil, yaşayacakları çağa göre yetiştirmeliyiz. Bu anlamda her ana baba çocuğuna bakmak, onu bilgili, becerili ve en iyi şekilde yetiştirmekle yükümlü. Biz büyükler; çocuklarımızın, yetişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğunu, daha farklı ve özel ihtiyaçlara sahip olduklarını unutmamalıyız! Onlar, büyür ve gelişirlerken, bize düşen en önemli sorumluluk, onların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını ve hayallerine ulaşabilmeleri için güzel bir çocukluk geçirmelerini sağlamak
Yirminci yüzyılın başlarında çocukların erişkinlerden farklı haklara sahip olduğu, dolayısıyla da bu hakların ayrıca tanınması gerektiği konusunda, değişik ülkelerde farklı hareketler ortaya çıkmaya başlamış. Çocuk haklarını savunma konusunda ilk etkili girişim 1923 yılında Eglantyne Jebb tarafından taslağı hazırlanan ve 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi. Bu bildirge, Birleşmiş Milletler tarafından kuruluşunda kabul edilmiş, 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi olarak 10 ülkeyi kapsayacak şekilde güncellenmiş ve 20 Kasım 1989 tarihinde daha geniş olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile değiştirilmiş. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi’nin ışığı altında Türk Çocuk Hakları Bildirisi de hazırlanmış ve 28 Haziran 1963 günü UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 7. Genel Kurulu’nda kabul edilmiş. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi(ÇHS) 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiş. Türkiye de dahil olmak üzere 193 ülkenin taraf olduğu 54 maddeden oluşan sözleşme tarihte en fazla ülkenin onayladığı, en kısa zamanda yürülüğe giren ve en geniş kapsamlı uluslararası insan hakları belgesi olma özelliğini taşıyor. Çocuk haklarıyla ilgili alınan bu kararların 30 yıl arayla 20 Kasım gününe rastlaması nedeniyle de 20 Kasım günü Evrensel Çocuk Günü (Universal Children’s Day) veya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmiş. Türkiye ise 14 Ekim 1990′da ÇHS’yi imzalayan 43. ülke olmuş. 27 Ocak 1995′te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Türkiye’de uygulanmasını izlemekten sorumlu koordinatör kuruluş olarak belirlenmiş.
Bildiğiniz gibi bu yılki Nobel Barış Ödülü‘nün çocuk hakları konusunda dünya çapında önemli adımların atılmasını sağlamış, Pakistanlı kız çocukların eğitimi için mücadele veren Malala Yusufzay ve Hindistanlı çocuk hakları savunucusu Kailash Satyarthi’ye verilmesiyle birlikte ödülün esas sahibi haklarına kavuşmak için mücadele veren milyonlarca çocuk oldu.
Hayata Destek Derneği, 2011 yılından beri yürüttüğü “Bu iş çocuk oyuncağı değil” kampanyası dahilinde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk olma hakları ellerinden alınan 1 milyon çocuk işçinin sorunlarını gündeme taşımak için herkesi bir günlüğüne çocuk olarak çocuklarla empati kurmaya, facebook sayfasındaki profilleri çocukluk fotoğrafı ile donatmaya, oyuncakla çekilen fotoğrafları sosyal medyada paylaşmaya, #cocukolduk hashtagi’ini tüm iletilerde kullanmaya ve bu çağrının herkese ulaşması için destek olmaya çağırıyor. Geçtiğimiz yıl başlatılan imza kampanyası bu yıl 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde 40.000 imza ile sona erecek ve kampanyaya destek için toplanan imzalar, hazırlanan araştırma raporuyla birlikte TBMM’ye teslim edilecek. Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil kampanyası hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Facebook sayfası ve resmi internet sitesini ziyaret edebilir, kampanyaya destek olmak için Change.org‘da imza vererek seslerinin daha yüksek çıkmasını sağlayabilir.
UNICEF bu yılın başlarında Çocuklara Yönelik Şiddete Son (#ENDViolence Against Children) kampanyası başlatmış. Kampanya, çocuklara yönelik şiddet sorununun toplum tarafından görülmesini istemekte, bu önemli küresel sorun karşısında verilen mücadeleye destek ve yerel hareketlerle bu yönde çalışma çağrısında bulunmakta. ÇOCUK İSTİSMARINI VE İHMALİNİ ÖNLEME DERNEĞİ’nin DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ BİLDİRGESİ‘ni de mutlaka her ebeveyn okumalı.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı TEGV, Çocuk Hakları konusunda üzerlerine düşen görevi yapıp, ülkemizdeki her çocuğun güzel bir çocukluk yaşaması hedefiyle, Türkiye’nin dört bir yanında farklı koşullarda yaşayan tüm çocuklara eşit imkanlar sağlamak için çaba harcıyor. Onların hakları konusunda farkındalıklarını artıyor ve onları bilgilendiriyor çünkü daha iyi bir geleceğin ancak haklarının farkında, bilgili, birikimli, özgüveni yüksek çocuklar yetiştirmekle mümkün olduğuna inanıyorlar.
Türkiye’de Çocuk Hakları’nın korunmasıyla ilgili bilgi alınabilecek diğer kurul, dernek, kuruluş, vakıf ve portalları sizin için derledik;
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Dernegi
Çocuk Koruma Merkezlerini Destekleme Derneği
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı
Gündem Çocuk: Çocuk Haklarını Tanıtma, Yaygınlaştırma, Uygulama ve Uygulamaları İzleme Derneği
Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği
Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı
Umuyoruz ki bir gün çocuklar bu sözleşmede bahsedildiği gibi barış içinde bir dünyada yaşarlar. O güne kadar tüm dünya çocuklarının “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlu olsun.
[author title=”Aslı Altınok Erdal” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2016/05/ka_asli_foto.jpg”]1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı(Nam-ı diğer “Muhtar Anne”), 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupage’te İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektöründe 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri’ni kurdu. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık sektöründe pazarlama işi, Kadıköy Anneleri, İFSAK bünyesindeki 4 Mevsim Büyükada, Şiirden Fotoğrafa İstanbul, Yansıyan Kadınlar belgesel fotoğrafçılık projeleri ve aile hayatı dörtgeninde hayatta kalma mücadelesi veriyor.[/author]