Doula & Doğuma Hazırlık Eğitmeni Ayca Yılmaz ile Doula’lık Üzerine

Her sene 22-28 Mart haftasında kutlanan “Dünya Doula Haftası” şerefine Kadıköy Anneleri olarak biz de hem Doula’lı bir doğal doğum hikayesi ve hem de Doula röportajı hazırlayarak destek vermek istedik.  22 Mart hem bahar ekinoksu, hem de pek çok kültürde verimlilik, doğurganlık ve bereketi simgeleyen bir gün olmasından dolayı, bu özel haftanın başlangıç tarihi olarak belirlenmiş. Dünya Doula Haftasının amacı ise dünyanın her bir köşesindeki doulaların, kadınların, yeni doğum yapanların ve ailelerin doğum ve lohusalık süreçlerindeki fizyolojik, sosyal, duygusal ve psikolojik sağlını iyileştirmesine yardımcı olmalarını cesaretlendirmek, doğum ve lohusa sürecinde doulaların varlığının faydalarını tanıtmak. Biz de bu haftaki röportajımızı, Kalamış’taki Annezen’in kurucusu, Doula, Doğuma Hazırlık Eğitmeni, Hamile ve Anne-bebek yogası eğitmeni Ayca Yılmaz ile gerçekleştirdik. Herkese keyifli okumalar dileriz…

K.A. Merhabalar Ayca, öncelikle yoğun ders programın içerisinde bize zaman ayırabildiğin için sana çok teşekkür ederiz. Bize Doula’lığın ve Yoga’nın hayatına giriş öyküsünden ve tabi ki kendinden bahsedebilir misin?

ka-260315-2A.Y. Merhabalar. Ülkemizde henüz yeni yeni tanınmaya başlayan doulalık mesleğini gündeminize benim aracılığımla taşıdığınız için ben teşekkür ederim. Umarım Kadıköy Anneleri için keyifli ve bilgilendirici bir sunum olur. Yoga, hayatıma finans sektöründe çalışırken bir ‘şirket aktivitesi’ olarak girdi. Felsefesine karşı çok temkinliydim ama nefes egzersizi olarak bana iyi geleceğini düşünüyordum 🙂 Harika bir hoca ile yoga derslerine başladım ve benim için başka bir dünyanın kapısı aralandı. Yogayı ve hocamı o kadar çok sevdim ki, içimden gizli gizli yoga hocası olma hayalleri kurmaya başladım. Manevi olarak tatmin olmadığım mesleği bırakıp çok sevebileceğim bir alana kaymak mutluluk veren bir hayaldi o zamanlar. Ama oldu işte! “Çok isteyince oluyor” derler ya, öyle oldu tam olarak. Biraz inanç, biraz hayal, biraz da cesaret gerekti. Çalışırken yoga hocalık eğitimimi, ardından da hamile yogası hocalık eğitimimi tamamladım. Bu arada hamile kaldım ve hamile yogası dersleri vermeye başladım. Doğumdan sonra yasal ücretsiz iznimi kullanmam şirkette sorun yaratınca istifa ettim. Bir süredir hobi olarak yaptığım yoga hocalığını profesyonel olarak yapmaya başladım. Doğum her kadın için öyledir: Dönüm noktasıydı, çok etkileyici bir deneyim…O mucizeyi yaşadıktan sonra mutlaka değişirsin. Yaşadığım bu deneyimi anlamam gerekiyordu, belki de bu yüzden doğum diyarında kaldım ben. Hamile yogası eğitmeni olarak hamile kadınlara ulaşabiliyor, doğuma taşıyabilecekleri ‘beden zekasına güvenmek, gevşemek, anda kalmak’  farkındalıklarına dokunabiliyordum. Bu farkındalık, bedenine ve doğuma güvenmek, doğum yolunda bir gereklilikti ama yeterli değildi! Evde ya da tarlada doğuracaksanız yeterli olabilir. Ama bu denli medikalize olmuş doğum süreçlerinde nelerle karşılaşacağınızı, alternatiflerinizi ve bebeğinize şefkatle kavuşma yollarını öğrenmeniz gerekir. IDA, Aktif Doğum ve HypnoBirthing®  eğitimlerinde harika eğitmenlerle çalıştım. Doğuma Hazırlık Eğitmenliği ve Doulalık Eğitimlerimi tamamladım. Yaşadığım deneyimler ve eğitimler ışığında kadınlara ve ailelere güçlü bir başlangıç yapmaları için eğitim verip, doulaları olarak da doğumlarında destek olmaya başladım.

K.A. Anlattıklarından Doulalığı tamamen içselleştirdiğin anlaşılıyor. Bu noktada profesyonel ve kurumsal iş hayatını bir kenara bırakıp, seni Doula ve ayrıca Yoga eğitmeni olmaya çeken esas dürtü neydi?

A.Y. Kendi bütünlüğümü keşfetmek, kendimi ifade edebilmek, hayat(ım)a değer vermek ve manevi tatmin.

K.A. Bildiğim kadarıyla “İDA Doğuma Hazırlık Eğiticisi ve Doula’”  eğitimini ve “Aktif Doğum” ve ‘’HypnoBirthing® ‘’programını da tamamladın. Bunda oğlun Ali’nin doğumunun etkisi ne yönde?

A.Y. Her doğumun özel bir hikayesi var. Her birey kendi hikayesi ile geliyor dünyaya. Oğlumun doğumu unutulmaz bir deneyimdi. Doğumumuza taşıyabildiklerim ve taşıyamadıklarım var. Kendi deneyimimden öğrendiklerim var. Ortaya çıkanları paylaşma ve aileleri güçlü bir başlangıç için destekleme isteği bana bu deneyimin hediyesi oldu. Onlara istedikleri deneyimi doğuma taşımaları, taşıyamadıkları ile rahat olmaları için yol gösterebiliyorum.

K.A. Gelelim Annezen’e. Kuruluş hikayesinden kısaca bahsedebilir misin bize?

ka-260315-4A.Y. Arkadaşım Jo Harris ile hamileliğimizden tanışıyoruz. O benim hamile yogası derslerime geliyordu ben de ondan masaj alıyordum. Bir ay arayla doğum yaptık. Hamilelik ve doğum sonrası güzel bir arkadaşlığımız oldu. İkimiz de hamilelik, doğum ve bebekler ile çalışıyorduk ve bundan çok keyif alıyorduk. Çocuklarımızın doğumu ile, bir de kendi yerimizi açma fikri doğdu. Önce hayal sonra gerçek oldu. Kalamış’ta mekanı ortak kullandığımız Annezen ve Momma Zen’i 2013 Kasım ayında açtık.

K.A. Peki doula kimdir? Ve doulalık nasıl bir meslektir? Bizi özellikle bilmeyenler ve yeni duyanlar için biraz bilgilendirebilir misin?

A.Y. Doğumların henüz hastanelere taşınmadığı zamanlarda kadınlar doğum yapan kadınlara destek olurmuş. Doğum kadından kadına akan bir bilgelikmiş. Doğum kutsal, doğum yapan kadın tanrıça imiş. Zaman içinde doğumun hastanelere taşınması ile kadınlar doğumda yalnız bırakılmaya başlamış. Böylece doğum odasına korku girmiş. Bizim annelerimiz bu dönemlerde doğum yaptılar. Doğumda ne yapacaklarını bilmeyen bir halde yalnız ve doğumdan korkarak…Eskiden ‘içsel güç’, ‘bilge’, ‘kutsal’ olan doğum maalesef artık ‘korku’ ve ‘sancı’ isimleri ile birlikte anılmaya başlandı. Doğum kadının elinden kayıp gitmeye başladı. Oysa doğum deneyiminden tatmin olmuş bir kadın, güçlendiren bir dönüşüm yaşar. İşte doulalık mesleği bu ihtiyaçtan çıktı. Doğum sürecine, kadın bedenine güvenen ve bu güveni doğum yapan kadına aktaracak bir başka kadına olan ihtiyaçtan…Doula doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrasında fiziksel ve duygusal olarak sürekli profesyonel destek sağlayan, bu konuda eğitimli ve deneyimli kişidir. Sadece doğum yapan kadına değil, eşine, tüm ailesine hatta tıbbi hizmet sunanlara, kısacası doğum anına şahit olan herkese destek olur. Doğum boyunca ve bebekle bağlanma sürecinde ailenin doğum planını, önceliklerini ve alternatiflerini bilir. Kendi doğrularını, beklentilerini ve tercihlerini geride bırakıp aileyi kendi istekleri ve tercihleri doğrultusunda destekler. Doula doğumun gücüne inanır. Sakindir ve güven verir. Doğumun süreçlerini bilir ve doğumun getirdikleri ile rahattır. Doğum için gerekli olan mahremiyet ortamını hazırlar, rahatlatıcı ilaç-dışı teknikler uygular, doğum pozisyonları önerir, dokunur, sevgi ile sarar. Doula neredeyse her bir doğum dalgasını takip eder, değişimleri gözler, değişen ihtiyaçlara göre anneye bire bir ve sürekli destek sunar. Doulanın doğum sürecinde hiç bir tıbbi sorumluluğu yoktur. Bu sayede tüm enerjisi ve varlığı aileye destek olmak üzerinedir.

K.A Yukarıda buna biraz değindin ama doğumda Doula bulunmasının senin bakış açınla doğuma ve aileye katkıları, faydaları nedir?

A.Y. Destek alan kadın doğum dalgalarını güven duygusu içinde çok daha rahat karşılar. Doğumda ağrı algısı yerini bambaşka bir anlayışa bırakır. Ağrı kesici isteme olasılığı azalır. Doğum süresi kısalır. Doğumda müdahale oranları azalır. Rahatlatıcı ilaç dışı teknikler, aktif doğum pozisyonları, doğuma ve bedenine olan güven ile anne ve bebeği bir anlamda dans eder. Birlikte harcadıkları ilk çabadır bu. Bebeği içinde ilerledikçe anne değişen hislerle karşılaşır. Yoğun hislerden geçerken sürekli destek alır, şefkat ve sevgiyle sarılır, her şeyin yolunda olduğunu duyar, güvenirve tekrar tekrar içine dönüp kendi gücü ile karşılaşır. Ebe İna May Gaskin; “Eğer bir kadın, doğum yaparken tanrıça gibi görünmüyorsa, etrafındakilerden yeterince destek görmüyor demektir”  demiş. Doğumda destek almak ailenin doğum deneyiminden aldığı tatmin duygusunu artırıyor. Doğum deneyiminden güçlenerek çıkmak ise, o ailenin temeli, anne ve baba rolleri için sağlam bir ilk adım oluyor. Doula desteği alan gebelerin bebekleriyle ve eşleriyle daha iyi ilişkiler geliştirdikleri ve doğum sonrası depresyon bulgularının azaldığı gözlenmiş. Doğum boyunca kesintisiz desteğin anne ve bebek sağlığı üzerindeki fiziksel ve ruhsal iyileştirici etkisi olduğu artık tüm çevrelerce de kabul edilmiş. Dünya Sağlık Örgütü’nün rehberliğinde hazırlanan ‘Doğuma Götüren Altı Uygulama’da; “Doğum yapan kadına duygusal ve fiziksel destek verilmelidir” diyor.

K.A. Türkiye’de doulalık ne kadar biliniyor? Dünyaya kıyasla ne durumdayız?

A.Y. Doulalık Avrupa ve Amerika’da profesyonel bir meslek olarak tanınıyor. Türkiye’de ise henüz emekleme aşamasında. Çok ufak bir kesim bu hizmetten faydalanma şansını yakalıyor. Birçok kimse bu hizmetten habersiz bile. Ama yavaş yavaş bu da değişiyor ve doğumda destek arayanlar ve doula sayısı artıyor. Doular için dernekler kuruluyor, sınırlar, yasal haklar, çalışma koşulları konuşuluyor.

K.A. Özellikle İstanbul’da doulalık mesleğini seçen yoga eğitmenlerinin sayısı arttı. Anne adayları hangi kriterleri göz önünde bulundurarak doulasını seçmeli?

A.Y. Doulanızı seçerken öncelikle kurduğunuz iletişime, karşılıklı aktarılan duygulara bakabilirsiniz. Eğitim, bilgi ve tecrübenin yanı sıra empati yeteneği, sezgisel güç, anda var olabilme, sakinlik, destek olabilme, kendi benliğini arka plana koyabilme yetisi doulanızda arayabileceğiniz özellikler olmalı. Doulanızın yanında kendinizi rahat hissediyor olmanız önemli.

K.A. Peki kimler doula olabilir? Hangi eğitim ve sertifikaları almalı? Herkes doula olabilir mi?

A.Y. Herkes doula eğitimi alabilir. Bazı tanınmış uluslararası kuruluşlar ise doulanın sağlık dışı meslekten olmasını şart koşuyor. Bunun sebebi de doğuma destek olacak kişinin doğum süreçlerinde kaygılanma ihtimalini minimuma düşürmek. İstanbul’da IDA Doğuma Hazırlık Eğiticisi ve Doulalık Eğitimi ya da İçsel Doğum Eğitimlerini alarak doula olmak için ilk adımı atabilirsiniz. İyi bir doula olmak için ise kendinizle çalışmanız gerekir.

K.A. Sence seni diğer doulalardan ayıran bir özellik var mı? Doğuma yardımcı olmak ve anneyi rahatlatmak adına uyguladığın farklı bir yöntem var mı?

A.Y. Her doğumun kutsal olduğuna inanıyorum. Doğumda bulunmak bir ayrıcalık. Doğum sürecinde ve doğum anında saygı, sevgi ve özenle bulunmak isterim. Hissettiklerimin doğum odasında hissedildiğini bilirim. Zihnin akışına kapılmadan o anda kalmak, gevşemek, doğumun bilgeliğine inanmak benim anneye, bebeğe ve doğuma eşlik eden herkese yansıtmaya çalıştığım güçlü yanımdır diye düşünüyorum.

K.A. Bildiğmiz gibi Doulalar sadece normal ya da doğal doğum değil, sezaryen doğumda da anne adaylarına destek veriyorlar. Bu bazı insanlara gereksiz görünebilir. Sezaryende süreç nasıl ilerliyor?

ka-260315-3A.Y. Doğal doğuma ne kadar hazırlanırsanız hazırlanın bazı şartlar vardır ki sezaryen olmanız gerekebilir. Bu durumda anne aslında daha fazla desteğe ihtiyaç duyar. Bedeninin ve doğumunun kontrolünü devretmesi gerekmiştir. Doğum deneyiminin elinden alındığını, bedeninin ‘hatalı’ olduğunu düşünebilir. Sezaryen sonrası depresyon oranları doğal doğumlara nazaran daha yüksektir. Aslında yine biricik bir doğum gerçekleşecektir. Burada annenin algısı önemlidir. Varolan koşullar, hayatın getirdikleri ve bebeğin tercihi sebebiyle doğumun bu şekilde gerçekleşmesi gerekli olmuştur ve tıp bilimi annenin yüksek hizmetine sunulmuştur. Anne tıbbın desteğini de alarak bebeğini dünyaya getirecektir. Ve bu doğum anını yine kutsal, saygı ve sevgi dolu yaşamak mümkündür. Sezaryen ameliyatı öncesi, ameliyat boyunca ve sonrasında doula aileye gerekli duygusal desteği verir. Ten tene temas yapılması, bebeğin mümkün olduğunca anne ile kalması, gerekirse babası ile olmasına yardımcı olur. Emzirme gerçekleşene kadar aile ile kalır. Ailenin doğum deneyiminden tatmin duygusu ile ayrılmasına katkıda bulunur.

K.A. Katıldığın doğumlarda yaşadığın en unutamadığın anı bizimle paylaşır mısın?

A.Y. Bebeğin dünyaya geldiği o biricik ‘an’a şahit olmak, bebeğin annesiyle ilk kavuşması, annelerin bebeklerine seslendikleri ilk sözcükleri duymak… Bunların her biri unutulmaz. Ama çok sevdiğim bir an var. Bebeğin çıkmasına neredeyse bir an kala sevgili gebem sarılıp öptü beni 🙂 Sonra da doğurdu. O kadar değerliydi ki bu öpücük, desteğimin kalbine ulaştığını hissetim.

K.A. Doğumlara girdikçe yeni bir bebek sahibi olmayı hayal ediyor musun 🙂

A.Y. Ediyorum bazen. Hayallerime sınır koymuyorum.

K.A. İnsanlar sana nasıl ulaşabilir?

A.Y. Bana www.annezen.com, info@annezen.com  adreslerinden ulaşabilirler.

K.A. Sevgili Ayca, içten ve samimi duygularını bizimle paylaştığın için tekrar teşekkür ederiz. Eklemek istediklerin var mı? Kadıköy Anneleri için özel bir çalışmanız olacak mı?

A.Y. Kadıköy Anneleri’ne  ben teşekkür ediyorum. Ve evet, Annezen olarak Kadıköy Anneleri için 2015 yılında Doğuma Hazırlık Eğitimlerimizde yüzde 15 indirim sunuyoruz.

[author title=”Aslı Altınok Erdal” image=”https://kadikoyanneleri.com/wp-content/uploads/2016/05/ka_asli_foto.jpg”]1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı(Nam-ı diğer “Muhtar Anne”), 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupagete İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektöründe 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri’ni kurdu. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık sektöründe pazarlama işi, Kadıköy Anneleri, İFSAK bünyesindeki 4 Mevsim Büyükada, Şiirden Fotoğrafa İstanbul, Yansıyan Kadınlar belgesel fotoğrafçılık projeleri ve aile hayatı dörtgeninde hayatta kalma mücadelesi veriyor.[/author]

Aslı Altınok Erdal
Aslı Altınok Erdalhttps://kadikoyanneleri.com
1982 Çan/Çanakkale doğumlu Aslı, 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2004-2006 yılları arasında Chicago, ABD’da Au Pair olarak çalışırken College of Dupage’te İşletme ve Uluslararası İlişkiler dersleri aldı. 2007 yılından bu yana çalıştığı Uluslararası Fuarcılık sektörü PR&Marketing ve Proje Müdürlüğü görevi ile Uzak Doğu’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan Slav Bölgesine, Avrupa’dan Körfez Bölgesine 20’den fazla ülke, 40’tan fazla dünya şehrine seyahat etti. Temmuz 2012’de 3 yıllık hayat arkadaşı Koray’la evlendi. 13 Ocak 2014’te oğlu Rüzgar’ın hayatına girmesiyle birlikte, ikamet ettiği Kadıköy’de, kendisi gibi hayattan zevk almayı bilen annelerin bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı Kadıköy Anneleri'ni kurdu. 1 Haziran 2014‘ten bu yana sosyal medya hesapları aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşan ve 13. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Eğitim kategorisinde Halkın Favorisi seçilen Kadıköy Anneleri'nde, onlarca annenin katkıda bulunduğu yazılarına yer vermekte. Oğlu 7 aylık olduğunda tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen fuarcılık, Kadıköy Anneleri, sosyal ve aile hayatı dörtgeninde var olma telaşını sürdüyor.

Kaçırmayın!

Benzer Yazılar