Herkese iyi pazarlar dileriz 🙂 25.haftamıza ‘Merhaba’ dedik ve 6.ayımızı geri bıraktık.
Geçen haftaya kadar deliksiz ve huzurlu uykularım yerini bu hafta bol sağa sola dönmeli, aksiyon dolu rüyalarla (Bir tanesinde korsan gemisindeydim gerisini siz düşünün :)),erkenden uyanmalara, uyanınca da sürekli oda yerleştirmeli, eksik eşya listeleri ile dolu yarı uyur yarı uyanık hülyalara bıraktı 🙂 Varsın uykularım kaçsın, sebebi tatlı bir minnoş olduktan sonra…
Bu haftaki doğuma hazırlık kursundaki konumuz; Hamilelik Esnasında ve Doğum Sonrasında Değişen Ruhsal Durum ile Eşler Arası İlişkiler idi. Bu sefer eş katılım, konunun müstakbel babaları da yakından ilgilendirmesi nedeniyle oldukça yüksekti. Tüm anne baba adaylarının kaygıları aşağı yukarı aynı. Öne çıkan başlıklardan birazcık bahsedeyim size.
Doğum sonrası yaşanması olası ‘Lohusalık sendromunu nasıl yönetiriz?’ en çok kafa kurcalayan konu. Kaldı ki grubumuzda 2 psikolog anne adayımız dahi hormonlarla baş edemem korkusuyla şimdiden kaygılanmaya başlamış. Baba adayları, anneye doğum sonrası yardımcı olmak, yeterli anlayışı gösterebilmek ve ailelerin de bebek bakımında söz sahibi olmak istemesi durumunda nasıl davranmak gerektiği konusunda pek çok soru yöneltti. Annelerimiz geleneksel yöntemlerle bakmak isteyecek, biz ‘Nasıl kalp kırmadan bunu engelleyebiliriz? Annemizle, eşimiz arasında kalmamak için ne yapabiliriz? diye dert yanan erkeklerin sayısı hiç de az değil. Hatta bir tanesinin annesi bebek arabası alırken ‘Ben de en az sizin kadar kullanacağım, beni de alışverişe götürün’ diye tutturmuş. Allah kolaylık versin ne diyelim 🙂 Yeni nesil baba adaylarının bu denli annenin yanında ve bu sürece müdahil olma isteği sahiden çok mutlu etti beni 🙂
Anne adayları kariyerine ara vereceği için telaşlı. Verdikleri emeklerin boşa gitmesinden, işe geri döndüklerinde aynı performansı gösterememekten çekiniyor. En büyük kaygı ise eşlerin büyük bir aşkla başlayan ve flört ediyor gibi iki kişilik devam eden evliliklerinin, bebekle birlikte sekteye uğraması. Elbette bir bebeğin varlığı aile olmak adına çok büyük bir mutluluk ancak tüm ilginin bebeğe kayması da eşlerin birbirini ihmal etmesine sebebiyet verebilir diye düşünülüyor. Farkındalık adına çok önemli konulardı bence. Kıssadan hisse anlayış, özveri ve zamana bırakmak…Bunun bir alışma süreci olduğu ve zamanla her şeyin yoluna gireceği telkinleri ve 1 saatlik rahatlayıcı yoga seansımızla dersimiz sona erdi.
Bu hafta canım kuzenim ile bizim minnoşa ilk oyuncaklarını aldık. Hamileliğin en sevdiğim yanlarından biri bu; alışveriş! 🙂 Bir kuzu, bir koyun bir de Minnie Mouse 🙂 (Görmemişin bebeği olmuş hahahah) Belki yazımı okuyan anne adaylarına fikir olur diye fuardan neredeyse yarı fiyatına aldığımız Inglesina marka bebek arabasından bahsetmek istiyorum. Öyle hafif ki bebeğiniz kucağınızdayken tek tuşla kapatabilir, rahatlıkla taşıyarak bagaja yerleştirebilirsiniz. Çok denedim almadan evvel diğer markaları da, gülle gibi ağır olanları hiç tavsiye etmiyorum haliyle, sağlam bir görüntü veriyor diye yanılmamak gerek.
Bizden bu haftalık bu kadar. Haftaya daha güzel haberlerle birlikte olmak üzere, sevgiler 🙂