80’lerin sonu için bilgisayar kavramı oldukça heyecan vericiydi. Şimdiyse bir evde çamaşır makinesinin olması ne kadar normalse, bilgisayar, tablet ya da akıllı elektronik bir cihazın olması da o kadar normal. Haliyle yeni nesil bebekler ve çocuklar da ekranlara ve sanal dünyaya o kadar çabuk adapte olabiliyorlar. Biz ebeveynler ise bu kadar kolay bir yoldan geçmediğimiz için kimi zaman doğru gelmiyor bu durum.
Günümüzde meslek edinmek, kariyer planı yapmak, hedefler koymak çok uzun vadelere yayılan kararlar olmaktan çıktı. Neredeyse her şeyin sertifikasını alabilir, her işin uzmanı olabilirsiniz. Sürekli gelişen teknoloji, beraberinde yepyeni fikirler, meslekler, uzmanlıklar ve hedefleri değiştiriyor. Bundan sonra 10-12 sene önce “Bilgisayar Mühendisliği” çok önemli bir meslek dalıyken artık sadece “Bilgisayar Mühendisliği” mezunu olmak herşeyi bildiğiniz anlamına gelmiyor. Ancak tek bir şey değişmiyor : “Programlama” Evet, internette tıkladığınız her butonu yazmış birileri var. Tabletinizin ekranına dokunduğunuz zaman ne olacağını programlayan birileri var. Rezervasyon yaptırırken, check-in yaparken, sipariş verirken tüm aşamaların kodlandığı ve bu kodları yazan birileri var. Kısacası her şey “otomatik” ve “senkronize” hale gelirken, yine her şeyin arkasında tüm bunları kodlayan birilerinin sayısı da artıyor.
Çocuklarımızı korumak, onları en iyi şekilde eğitmek, kendine güveni tam bireyler yetiştirmek hepimizin hedefi ve görevi. Ancak bazen kendi doğrularımıza da saplanmaktan onların etraflarında olan biteni göremediğimiz oluyor ya da olacak. Ebeveynlerin bir görevi de burada başlıyor. Onlarla beraber öğrenmeleri gerekiyor. Onların sünger gibi beyinlerine ne kadar yaklaşabiliyorsak yaklaşmamız gerekiyor. Onların dünyasını görmemiz, neleri gördüklerini ve neleri beğendiklerini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Buradan gelmeye çalıştığım nokta ise, bu yazının konusu olan “Programlama”.
TYNKER.
İnternet ortamında, çocukların kolayca programlama öğrenebilecekleri, yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri bir platform Tynker. Sakın “ekran başında ne öyle sürekli, gözler bozulacak ufacık çocuk!” demeyin. Aynı zamanda yaz kampları organizasyonları var, çocuklar kendi oyunlarını yazabiliyor, aynı zamanda doğayla iç içe fiziksel aktivitelerini de yerine getiriyor. Evet kızlı erkekli (!) Detaylı bilgi için buraya.
%100 teknolojiyle sarılı bir dünyada yaşayan çocuklarımıza ne kadar “aman elleme, hadi kalk artık bilgisayar başından?” diyebiliriz. Biz masabaşında her gün işimizi bilgisayar ve internete bağlı sürdürürken, onlardan bunu mahrum etmek ne kadar doğru? Onlara tableti verip bir şeyler boyamasını istiyoruz. Peki ya onlar şaşırmıyor mu sizce, “Yahu elimde boya yok, peki nasıl boyanıyor?” diye. Programlama, her şeyin bir düzen ve sistem içerisinde yürüdüğünü görmeleri için mükemmel bir yol olabilir. Kendi akıllarını kullanarak ekrana istediği şeyleri yaptırabilmenin verdiği heyecan ve bunun getirdiği özgüven, onların hayal dünyasını bambaşka boyutlara taşıyabilir. Tablet, bilgisayar ya da telefonların yalnızca oyun oynamaya yarayan şeyler olmadığı bilmeleri çocukların en doğal hakkı. Bunu da eğlenceli yoldan öğrenebilecekleri bir yol bulmak ise bizim işimiz.
Kaynak: www.tynker.com